James Webb Uzay Teleskobu, Yeni Bir Gezegen Bulma Umuduyla Koklaya Koklaya Metan Gazı Arayacak

Uzayın derinliklerinde yerini aldığından bu yana, yeni gezegenler ve oluşumları keşfetmek için büyük bir adım olarak görülen James Webb Uzay Teleskobu bu defa da yaşabilir bir gezegen bulma umuduyla metan gazı arayışlarına başladı.

James Webb Uzay Teleskobu, fırlatıldığı günden bu yana uzay araştırmalarında bilim insanlarına yardımcı olmaya devam ediyor. Yaşanabilir olası bir gezegen daha bulmak umuduyla her geçen gün yeni çalışmalara imza atılırken, James Webb Uzay Teleskobu da bu araştırmalarda büyük bir yardımcı görevi görüyor.  

Teleskop sadece evrenin sırlarına ışık tutmakla da kalmıyor aynı zamanda bizlere uzayın eşsiz manzaralarından da fotoğraflar sunmaya devam ediyor. Uzayın bilinmeyen yönlerini keşfetmek için büyük bir adım olarak görülen James Webb Uzay Teleskobu, yeni gezegenler bulmak için ‘metan gazı’ kokusu aramaya başlayacak. 

James Webb Uzay Teleskobu, metan gazı kokusu arayacak 

Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacı bilim insanı Santa Cruz ve ekibi, James Webb Uzay Teleskobu’nun olası bir metan gazı kokusuyla karşılaşması durumunda diğer gezegenlerle ilgili pek çok bilgiye sahip olabileceklerini söylüyor. Tabii uzayda metan gazı bulunması beraberinde pek çok araştırma gerektiriyor. Örneğin; gazın yoğunluğu ve beraberinde bulunan diğer gazların da incelenmesi gerekiyor.  

James Webb Uzay Teleskobu’nun bir metan gazını tespit etmesinin ardından araştırmacılar metanın bir biyo-imza olup olmadığını anlamak için üç kritere bakıyor: karbondioksit miktarı, atmosferde karbon monoksitten daha fazla metan olması ve gezegenin su bakımdan fakir olması. Her ne kadar uzun yıllardır metan gazı bir biyo-imza olarak kabul edilse de bu gaz doğal ve doğal olmayan pek çok sebeple ortaya çıkabiliyor. Metan gazı, sadece yaşanabilir bir gezegen bulma yolunda çözülmesi gereken bulmacanın bir parçası olarak görülüyor. Ancak yine de araştırmacılar bu parça yardımıyla, yanlış olasılıkları eleyebilecek ve doğru olasılıklar üzerinde yoğunlaşabilecek.  

Eğer bir gezegenin atmosferde hem metan gazı hem de büyük miktarda karbon monksit varsa metan gazının biyolojik bir imza olmadığı anlamına geliyor. Bu da araştırmacıların, o gezegen hakkında ‘yaşanabilirlik’ tartışmalarını sona erdirebilecek önemli bir bilgi. Bununla birlikte de yaşanabilirlik açısından gezegenlerin pek çok açıdan incelenmesi gerekiyor. James Webb Uzay Teleskobu’nun metan gazı kokusu alabilmesiyle de araştırmacılar en azından doğru olabileceği düşünülen bazı olasılıkları eleyebilecek ve ‘yaşanabilir gezegen’ tanımına en uygun seviyelerde metan gazına sahip gezegenlere odaklanabilecek.