Hücrelerimizi 30 Yıl Gençleştiren Yöntem Geliştirildi (Benjamin Button Gerçek mi Oluyor?)

Bilim insanları, hücrelerdeki yaşlanma etkilerini 30 yıl kadar geri çevirecek bir yöntem geliştirmeyi başardı. Üstelik yeni teknik, diğer tekniklerden çok daha az sürede hücre üzerinde etkisini gösteriyordu.

Yaşlanmanın önüne geçmek için bilim dünyasında uzun süredir yapılan çalışmalar, son zamanlarda fazlasıyla olumlu sonuçlara yer vermeye başladı. Henüz geçtiğimiz haftalarda yaşlanmanın etkileri gerçek anlamda zaman yolculuğuna çıkmışçasına ters çevrilmişken, bugün bilim dünyasından yeni bir haber geldi.

Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Babraham Enstitüsü’nden bilim insanları, cilt hücrelerinin çok daha gençmiş gibi davranmalarını sağlamak için yeni bir ‘yeniden programlama’ tekniği geliştirdi. Yayımlanan araştırmaya göre yeni teknik sayesinde insanlar, hücrelerinin yaşlanma sürecini 30 yıl kadar geriye çevirme şansına sahip olacak. Yani hücrelerimiz, geçmişe doğru 30 yıllık bir zaman yolculuğuna çıkacak.

13 günde değişim sağlanıyor:

Bir deri yarasının simüle edildiği deneylerde yaşlı hücreler, bilim insanlarının geliştirdiği yeni tekniğe maruz bırakıldı. Kimyasal bir karışımla yaşa bağlı değişiklikleri ortadan kaldıran bu teknik işe yaradı ve hücreler, çok daha genç hücrelermişçesine davranmaya başladı. Böylelikle hücrelerde yaşın ilerlemesine bağlı olan tüm değişiklikler ortadan kalktı.

Aslında bu başarı, daha önce de bilim dünyasında edinilmişti. Fakat yeni geliştirilen tekniğin önceki tekniklerden farkı, hücrelerin maruz kaldığı tekniğin başarılı olduğu zaman aralığıydı. Son yapılan çalışmalar, bu süreyi 50 güne indirmişken yeni çalışma bunu çok daha aşağı düşürerek 13 güne çekti.

Bilim insanları, yeni çalışmaları için yaptıkları açıklamada çalışmalarının hücre yeniden programlama konusunda büyük bir adım olduğunu paylaştı. Bununla birlikte bu sürecin insanlarda resmen kullanımına başlanmadan önce bir uyarıda da bulunuldu. Bilim insanları, yeniden programlamanın arkasındaki mekaniğin halen tam olarak anlaşılmadığını, bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ifade etti.