Yaşımız İlerledikçe Video Oyunlarından Neden Daha Az Zevk Alırız?

Oyun oynamak birçoğumuzun seve seve yaptığı bir aktivite. Öyle ki bu aktiviteyi yapmak için en ufak boş zamanı bile koşa koşa değerlendirebiliyoruz. Peki fazlasıyla severek yaptığımız bu aktivite, ne oluyor da yaşımız ilerledikçe daha az zevkli bir hâle geliyor?

Oyun endüstrisi sınırsız potansiyele sahip olan bir sektör. Dünyanın en büyük eğlence kaynağı hâline gelen oyun dünyası, sinema ile müzik sektörünün tamamının toplamından daha büyük bir pazar payına sahip. Dünya üzerinde 3.24 milyardan daha fazla oyuncunun olduğunu düşünecek olursak, oyunların günümüzdeki yerini kolaylıkla tahmin edebiliriz.

Hayatımızda bu denli büyük bir alan kaplayan ve sürekli gelişmekte olan bu oyunlar, neden eski günlerdeki zevki veremiyor? Gelin, hep birlikte merak edilen tüm soruları cevaplayalım.

Hayatı zaten zor modda yaşıyorken, kim ne yapsın ki Dark Souls’u: Gerçek hayatın stresi ve artan ciddi sorumluluklar

Yaşımız ilerledikçe, doğal olarak sorumluluklarımız da ciddi bir biçimde artıyor. Bu yoğunluk, kimi zaman o denli artıyor ki bazen oturup dinlenecek ve boş boş kafa dinleyecek zaman aralığını bile çok zor buluyoruz. Hâl böyle olunca, insanın boş zamanında da hiçbir şey yapası gelmiyor ve herhangi bir aktiviteye olan tahammül eşiği epey düşük oluyor. Kalan bu vakit, genellikle aileye ve günlük kişisel ihtiyaçlara ayrılıyor.

Özellikle; stres, iş yükü ve sürekli olarak artmakta olan yoğunluk düşünüldüğünde psikolojik olarakta sağlığımızı korumamız gerekebiliyor. Bunca derdin altında da oyun oynamak, çoğu insanın aklına dâhi gelmeyebiliyor. Durum her ne kadar böyle olsa da aslında oyunlar rahatlatıcı bir yapıya sahiptir. Oynayan kişiyi gerçek hayatın gerçekliğinden uzaklaştırıp, kendi evrenine ve atmosferine dâhil etmeyi hedeflerler. Bir oyuncunun, bir oyuna bağlanmasının asıl sebebi budur.

Bu şekilde düşündüğümüzde belirli oyunları oynamak bu gibi durumlarda oldukça etkili olabilir. Eğer bunca yoğunluğun içerisinde küçük de olsa oyunlar için boş bir zaman ayırabiliyorsak, bazı oyunları oynayarak gerçek dünyanın stresinden ve sorumluluklarından kısa da olsa bir süreliğine uzaklaşarak rahatlanabilir.

Tabii ki her şey gibi bu durum da kişiden kişiye göre değişiklik gösterecektir. Oynanacak olan oyunlar da öyle. Örneğin, Dark Souls gibi ‘’souls-like’’ olarak adlandırdığımız türdeki oyunlar genel anlamda zorlu bir mücadele sunduğu için bazı oyuncularda stres eşiğinin daha fazla artmasına sebebiyet verebiliyor. Bazı oyuncularsa oyunun bu zorluğunu seviyor ve zorluk içerisinde elde edilen başarıdan zevk alıyorlar. Uzun lafın kısası, sizi rahatlatacak olan oyunu keşfetmek tamamen sizin elinizde.

Biraz da oyuncu anne ve babalara değinelim: Aile

Oyun oynamayı seviyorsanız ve kısa süre içerisinde bebeğiniz olacaksa oyunculuk hayatınızı çok zor dönemlerin beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çocuğunuz, PlayStation kontrolcünüzün üzerindeki ışık ile adeta bağlanacak ve oyun oynarken küçük tatlı saldırılara maruz kalacaksınız. Bu saldırılar, tek kişilik oyunlar oynamayı -oyunu durdurabilmek mümkün oluyor- tercih eden kişileri pek etkilemesede eğer çok oyunculu oyunlar oynuyorsanız, rakibi tam gözünüze kestirmişken kontrolcünüze alacağınız küçük bir darbe, sizin ve takımınızın sonu olabilir.

Şaka bir yana, çocuk sahibi olduktan sonra artan ciddi sorumluluklar ile birlikte, bir süreliğine hobilerinize vakit ayırmakta epey zorluk çekebilirsiniz. Aileniz üzerindeki sorumluluğunuz arttıkça da oyun oynamak gibi aktivitelerden ciddi anlamda uzaklaşabilir ve hatta eskisi kadar zevk dâhi alamayabilirsiniz. Tabii, çocuğunuz büyüdüğünde birlikte co-op oyunlar oynamayı seçebilir ve hep birlikte eğlenceye devam edebilirsiniz. Bu yüzden eşiniz oyun oynamıyorsa bile oyunculuğa bakış açısı oldukça önemli. Eğer eşiniz oyun oynamayı boş bir aktivite olarak görüyor ve size destek olmak yerine ‘’Gene mi çocuk gibi oyun oynuyorsun?’ tarzında cümleler kuruyorsa uğrayacağınız psikolojik baskı sebebiyle oyun oynamaktan bir süre sonra soğuyacak olmanıza pek de şaşırmamak gerek.

Artık hiçbir oyundan zevk almamak ve eski oyunlara takılıp kalmak: Tükenmişlik

Aktif olarak oyun oynayan her oyuncu, zaman zaman bu tarz dönemlerden geçebilir. Sizin için çok eğlenceli bir aktivite olan oyun oynamak, bir sonraki gün birden çok sıkıcı bir eylem hâline gelebilir. Hevesle satın aldığınız bilgisayar sistemlerinizi açmamaya başlar, açtığınızda da zaten önceden bitirdiğiniz oyunlarda dolaşıp durursunuz. İşte o an, artık oyunlardan aldığımız zevkin tükendiğini ve eskiden yaşadığımız bu güzel deneyimleri bir daha tekrar tadamayacağımızı düşünürüz.

Aslında böyle bir sürecin yaşanmasının en büyük sebebi, insanın zihninde vermesi gereken minik bir mola ihtiyacından kaynaklanıyor. Çevrim içi oyunlar oynayan kullanıcılarda böyle bir durum nadir yaşanıyor olsa da daha çok tek kişilik oyunlar tercih eden bir oyuncuysanız, böyle süreçler ile sık karşılaşmanız hâliyle doğal. Oyunlardan birkaç gün boyunca uzaklaşıp, boş vakitlerde yapabileceğiniz başka bir hobiye (Dizi izlemek, kitap okumak ve spor yapmak gibi) odaklanırsanız, kendi içinizde küçük bir mola vermiş olursunuz.

Bu mola sürecinin ardından da size tekrar oyun oynamayı sevdirecek olan o doğru oyunu bulmanız gerekir. Peki nedir bu doğru oyun? Bu, daha önce hiç keşfetmediğiniz bir oyun türü veya uzun soluklu bir yapım olabilir. Dönemin popüler ve başarılı oyunlarına göz atıp, sizi içerisine en çok çeken maceraya atılmak en iyi seçim olacaktır.

Sadece devasa bütçeli oyunlara bakmak yerine, yenilikçi ve başarılı bağımsız yapımlarada göz atabilirsiniz. Bu bağımsız yapımlar, basit görüntülerinin ardında nice cevherlere ev sahipliği yapıyor. Bu sayede hem oyun oynamaktan tekrar eskisi gibi zevk alabilir, hem de oyun kültürünüzü ve bakış açınızı genişletebilirsiniz.

Sonuç: Aslında her şey sizinle başlıyor

Oyun oynamanın yaşı yoktur ve bahsettiğimiz tüm bu sebepler tamamen kişiden kişiye göre değişir. Eğer oyunlardan eskisi gibi zevk alamıyorsanız, farklı bir maceraya atılmanın veya oyun hayatınıza vereceğiniz kısa bir aranın faydası büyük olacaktır. Oyun konusunda çeşitliliğin zirvede olduğu dönemlerden bir tanesine şahitlik ediyoruz. Aradığınız o eski tadı, elbet bulabilirsiniz.

Oyun oynamaktan her zaman ve her yaşta zevk almak mümkün. Tabii ki herkesin oyun oynayarak eğlenceye ulaşacağını iddia etmiyoruz. Bazı insanlar, özellikle ilerleyen yaşlarda bu aktiviteyi saçma ve gereksiz bulabilir. Herkes oyun oynamayı sevecek diye bir şey yok sonuçta. Peki sizler ilerleyen yaşlarda video oyunlarından alacağınız zevkin azalacağını düşünüyor musunuz?