Gözümüze Aşı Olur Gibi İğne Vurulabilecek 'Daha Az Korkutucu' Bir Yöntem Geliştirildi

Bilim insanları, gözden iğne batırılmasıyla yapılan bazı tedavilerde oluşabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıran yeni bir yöntem geliştirdi. Yeni yöntem, göze birden fazla kez iğne batırılmasını engelleyebilir.

Günümüzde çeşitli hastalıkların tedavisi, her ne kadar korkutucu duyulsa ve gözükse de gözden iğne yapılmasını da içerebiliyor. Bu, genellikle oldukça tedbirli ve başarıyla uygulanan bir tedavi yöntemi olsa da nadiren iğnenin girdiği tabakada bakteriyel enfeksiyon ve iğnenin tekrar ve tekrar yapılması nedeniyle göz dokusunda zedelenme görülebiliyor.

Bilim insanları da bu komplikasyonların önüne geçebilmek için yeni bir tedavi yöntemi geliştirdi. Klinik öncesi test aşamasından başarıyla geçen tedavi yöntemi, gözden enjeksiyon yoluyla uygulanan tedavilerde oluşabilecek riskleri ortadan kaldırmakta başarılı sonuçlar verdi.

Göze birden fazla değil, sadece bir kez iğne sokuluyor:

Göze özellikle birden fazla enjeksiyon uygulandığı yaşa bağlı maküla dejenerasyonu hastalığında tedavi, ‘anti-VEGF’ isimli bir ilacın göze birden fazla kez enjekte edilmesini içeriyor. İşte bilim insanlarının geliştirdiği yeni tedavi yöntemi ise göze tekrar ve tekrar iğne batırılmasını ve dolayısıyla verilen zararı en az düzeye düşürmeyi sağlıyor.

Yeni yöntemde bilim insanları, göze ultra ince kalınlıkta mikro boyutta bir iğne batırıyor ve bu iğne gözde kalıyor. İğnenin dışarıda kalan ucunda ise deliği kapayacak ve göz bölgesine ilacı enjekte edecek bir ‘’kapak’ yer alıyor. Göz içinde kalan iğne ise zamanla biyolojik olarak parçalanıyor.

Yeni yöntemin arkasındaki ekip, bu yöntemi önce domuzlardan alınmış gözler üzerinde denedi. Yapılan denemelerde ilacın planlandığı gibi göze enjekte edildiği ve iğne deliğinin enjeksiyon sonrasında da kapalı kaldığı görüldü. Sonraki testlerde ise iğne, yaşayan domuzlar üzerinde denendi. Ekip, bu testlerde de başarılı sonuçlar aldı.

Söz konusu yeni yöntemin insanlar üzerinde ne zaman kullanılmaya başlayabileceği ise henüz bilinmiyor. Yöntemin hayvan testlerinin bir süre daha devam etmesinin gerekliliği vurgulanıyor. Araştırma, Advanced Healthcare Materials’ta yayımlandı.