Bir cümleyi okuduğumuz anda beynimizdeki nöronlar hızlı bir şekilde elektrik sinyallerini ateşler ve birbirleriyle iletişim kurarlar. Bilim adamları bu iletişimin nasıl oluştuğu konusunda hala emin değiller. Ancak yapılan bir çalışma sonucunda beynin kendi kendiyle nasıl iletişime geçtiği ortaya çıktı ve bu iletişim yöntemi değiştirilerek yeni bir tedavi yöntemi bile bulunmuş olabilir.
Stanford ve diğer üniversitelerden bir araya gelen bir biyokimya ekibi, sinapslardan üretilen kimyasal türler sayesinde nöronlar arasında hangi tür iletişimin meydana geldiğini ortaya çıkardı. Çalışmaya Colorado Eyalet Üniversitesi Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Bölümü'nde yardımcı doçent olan Soham Chanda öncülük etti. Nature Communications’da yayınlanan çalışma hem laboratuvarda hem de bir canlı üzerinde denenerek nöronlar arasındaki sinapsların kimliğinin enzimatik yollarla değiştirilebileceğini ortaya çıkardı.
Bu yöntem beyin hastalıklarının tedavisi için de kullanılabilir
Chanda ve meslektaşları laboratuvarda yaptıkları deneylerde nöronlardaki sinapslarda bir dizi değişiklik yaparak yalnızca birkaç geni ortaya çıkarmasını sağladılar. Yalnızca enzimler kullanılarak, uyarıcı ve önleyiciler arasındaki sinaps yani iletişimde değişiklikler yapıldı. Beynin kendi kendisiyle olan iletişiminde yapılan bu değişiklik, sinaptik bilgi işleme ve alışverişinde meydana gelen sorunlardan dolayı ortaya çıkan beyin hastalıklarının tedavisi için önemli bir tedavi aracı olabilir.
İnsan beyninin nasıl çalıştığı hakkında çok az şey bildiklerini ifade eden Chanda, nöronların birbirleriyle nasıl iletişim kurduğunu anlamak için bu çalışmayı yaptıklarını açıkladı. Chanda, “Sinaps oluşumunu ve temelindeki işleyişi anlamak, beyin hastalıklarını anlamada da muazzam etkilere sahip olacak” dedi.
Elde edilen sonuçlar, beynin kendisiyle olan iletişimi konusunda sağlayıcı olan hücre tutunma proteinlerinin, iletişimin gerçekleşmesine yardımcı olan tek sağlayıcılar olmadığını ortaya çıkardı. Yani, bilginin geldiği yerden salınan sinir taşıyıcıları olarak adlandırılan kimyasallar da hangi sinaps türünün nerede ve nasıl oluştuğunu kontrol etme konusunda önemli bir rol oynuyor gibi görünüyor.
Çalışmada yer alan diğer ekiplerden biri olan CSU ekibi, belirli sinir taşıyıcılarının kontrollü şekilde salınması ve belli sinaptik bağlantı türlerinin üretilmesi konusunda yetenekleri görebilmek için kök hücre kaynaklı insan nöronları kullandı. Buffalo Üniversitesi’ndeki ekip ise benzer yöntemi canlı fare beyinlerinde kullandı.