Ölümlerin en temel nedenleri arasında yer alan kalp krizi üzerine çok sayıda çalışma yapılıyor. Zaman zaman bazı gıdaların kalp krizlerine karşı koruyucu etkisi ortaya çıkarken, bazen de kalp krizinin nasıl iyileştirilebileceği üzerine çalışmalar yapılıyor. Öte yandan ani gelişen kalp krizlerine karşı ise yapabileceğimiz çok bir şey bulunmuyor.
John Hopkins Tıp araştırmacılarının yaptığı küçük ama kapsamlı bir araştırma, yetişkinlerde ani gelişen kalp krizinin nedenlerinin önceden tahmin edilebilmesi için önemli bir atılıma temel oluşturabilir. Araştırmacılar, ani gelişen kalp krizi öncesinde gözlemlenen bir sorunu ortaya çıkardı.
Aritmi, ani gelişen kalp krizinin habercisi olabilir
Yapılan çalışmada, alışılmışın dışında kalp metabolizması olan yetişkinlerde ani gelişen kalp krizi kaynaklı ölümlerin üç kat fazla olduğu ortaya çıkarıldı. Araştırmacılar MRI teknikleri kullanarak hastaların durumunu gözlemlemenin, gelecekteki olası kardiyovasküler sorunlardan kaynaklı ölümlerin tahmininde kullanılabileceğini ortaya koydu.
JCI Insight dergisinde yayımlanan makalenin kıdemli yazarı Dr. Robert Weiss, insanlardaki kardiyak bozukluklarla yaşamlarını tehdit eden aritmiler (kalp ritmi bozuklukları) ve ani kalp krizi kaynaklı ölümlerin ilişkilendirildiğine inandıklarını ifade etti. Araştırmacıya göre bu yeni yaklaşım, kritik aritmileri tedavide yeni bir pencere açacak.
Araştırmacılar, ortalama ömrü 5-7 yıl arası olan kalp pillerinin çoğunun bu kullanım süresince bir aritmiyi engellemek durumunda kalmadığını belirtiyor. Kalp pili ameliyatlarının riskli olduğunu ve harcanan kaynakların da daha iyi değerlendirilebileceğini belirten araştırmacılara göre, kendi yöntemleri gibi yaklaşımlar sayesinde hastalar bıçak altına yatmadan ve kaynaklar daha verimli kullanılarak kalp krizi için önlemler alınabilecek.
Yapılan çalışmada, hücrelerdeki ana enerji kaynağı olan ATP (Adenozin Trifosfat) yapıları incelendi. Manyetik Rezonans Stetoskopu geliştiren bilim insanları, klinik MRI taramalarında da bu steteskop ile ATP seviyelerini inceledi. Yaklaşık 10 yıllık çalışmada, düşük kardiyak ATP seviyesine sahip kişilerde kalp krizi riskinin üç kat fazla olduğu ortaya çıktı.