Kadınların Erkeklere Kıyasla Daha Çabuk Sarhoş Olmalarının Asıl Nedeni

Kişinin, kadın veya erkek olması fark etmeksizin, alkol içtiği zaman kanındaki alkol konsantrasyonunun (kandaki alkol miktarının) aynı düzeyde olması beklenir. Fakat ilginçtir ki kadınlar alkol içtiklerinde, alkol uzun süre kanlarında emilmeden kalabiliyor. Peki neden?

Alkolün kanlarında daha fazla kalması nedeniyle kadınların içtiği bir içkinin verdiği etki, erkeklerin içtiği iki içkinin verdiği etkiyle denk düşüyor. İşte böylece kadınlar alkolden daha fazla etkilenebiliyor.Mesela ikisi de 68 kilo olan ve aynı oranda (diyelim 4 bardak bira- bir adeti 340 ml) alkol alan bir erkek ve bir kadın birey düşünelim. Kadının kanındaki alkol konsantrasyonu %0.1 olduğunda, erkeğinkinin %0.08 olması, kadının erkeğe göre daha sarhoş olduğunu gösterir. 

Aynı miktarda alkol tüketmelerine rağmen kanlarındaki alkol oranının farklı olmasına yol açan bu durumun aslında birkaç nedeni var. Beden ölçüsü, vücuttaki su oranı, metabolizma farklılıkları ve hormonlar bu konuda oldukça etkili. O zaman hadi gelin, detaylara geçelim.

Erkeklerin vücutlarının, kadınlara göre daha iri olması, erkeklerin alkolden daha az etkilenmesine yol açıyor.

Kadınların, erkeklere göre daha vücutlarının daha ince yapıda olduğu yönünde biyolojik bir ön kabul mevcut (Tabii ki istisnalar var). Bu nedenle küçük yapılı bir vücut, iri bir vücuda göre alkolü daha geç hazmeder diyebiliriz.  Ayrıca yağ ve kas oranı da alkolün etkisinin ne derece olacağı konusunda oldukça önemlidir.

Mesela alkolün tabiri caizse fazla kafa yapmaması için vücuttaki mevcut su miktarının kaslarda yağa göre daha fazla olması gerekiyor. Kas dokusunun %76'sının suyla dolu olduğu gerçeğini de hatırlatmak gerek. Keza yağ dokusundaki su miktarı bu orandan azdır. Böylece kana karışmış olan alkol vücutta dolanırken, yağa göre kaslar tarafından alkol daha fazla emilebiliyor.

Erkeklerin, kadınlara göre kas ve yağ oranlarının ve kas dokularındaki kan akışlarının daha yüksek olduğu söylenebilir. Bundan dolayı erkeklerin vücutlarındaki alkol oranının, kadınlara göre daha hızlı azalıp etkisiz hale geldiğini söylemek mümkün. Kadınların vücutlarında yağ oranının daha yüksek olması; alkolün, kanlarında uzun süre kalmasına yol açıyor.

Ayrıca su oranı da önemli bir faktör. Kadınların vücutlarının yaklaşık %55’i sudan oluşurken, erkeklerde bu oran %68’dir. Neticede alkol suda çözünen bir madde olduğu için erkeklerde alkol oranın hızlı düşmesinin nedeninden biri de erkeklerin vücutlarındaki su oranıdır. 

İşin metabolizma kısmına gelirsek:

İçtiğimiz herhangi bir sıvı, sindirim sistemimizden (gastrointestinal yol) geçerek midemiz tarafından emiliyor. Sonrasında kılcal damarlar devreye girerek alkolü karaciğere taşıyor. Alkolün bir kısmı midede sindirilse de karaciğer, alkolün sindirilmesinde birincil derecede etkili bir bölge diyebiliriz. Çünkü karaciğer hücreleri, alkolün sindirilmesi için katalizör (oluşumu sağlayan) görevi gören alkol dehidrojenaz adı verilen bir enzim üretir. Alkolün metabolizmadaki bu yolculuğu, her iki cinsiyet için aynı olsa da alkolün etkisi konusunda sonucun farklı çıkmasına neden olan şey, vücuttaki mevcut alkol dehidrojenaz enzimi miktarıdır.

Erkeklerin hem midelerinde hem karaciğerlerinde aktif oranda bu enzimlerden vardır. Kadınların midelerinde ise bu enzimden hiç bulunmamakla birlikte karaciğerlerinde de oldukça az oranda bulunur. Yani bu nedenle kandaki alkol oranı, kadınlarda daha uzun süre misafir oluyor; böylece alkolün akşamdan kalma etkisini kadınlar yoğun yaşayabiliyor. Bundan ötürü erkeklerin, kadınlarla aynı oranla sarhoş olmaları için onlardan daha fazla alkol tüketmeleri gerekebiliyor.

Kadınların hormonları, alkolün etkisini daha yoğun yaşamalarına sebep oluyor.

Kadınların; adet öncesi dediğimiz, adet döngüsüne başlamaya yakın olan dönemlerinde hormon seviyelerinde farkılaşma görülür. Bu da erkeklere göre, alkolü daha yavaş sindirmelerine yol açıyor. Adet dönemi gelip çattığı zaman da kadınlar, alkol almaları durumunda alkolden olumsuz etkilenebilirler. Çünkü regl döneminde hormonlar, her zamankinden daha fazla devrede oluyor. Bu nedenle hormon yükseltici hapları kullanan kadınlar da alkol aldıkları zaman zehirlenme tehlikesi yaşayabilir. 

Bu anlattıklarımız, durumun biyolojik olarak nasıl olduğunu açıklamaya yönelikti. Yani cinsiyetçi bir yaklaşım sergilediğimizin düşünülmesini istemeyiz. Alkolden kadınların erkeklere göre daha fazla etkileniyor oluşu, alkolün verdiği çakırkeyif veya sarhoşluk modlarının eğlencesini de erkeklere göre daha fazla yaşamalarını da sağlıyor. Yani aslında nereden baktığınıza bağlı olarak olumlu yönde yorumlanabilecek bir duruma da evriliyor.

Kadın ve erkek bireyler birlikte alkol aldıklarında aynı oranda alkolden zevk almak istiyorlarsa eğer kadın bireylerin alkol alım oranlarını, vücut ağırlıklarına göre ayarlamasında fayda vardır. Veyahut erkek bireyler de partnerlerinin içtiği içki oranına göre kendi içtikleri alkol miktarını artırıp azaltabilir.

Kaynaklar: Science ABC, Health Harvard Edu, The Swaddle, Creaky Joints, Fortune, ABC