Benim çocukluğumda çizgi roman daha ulaşılabilir bir şeydi. Gazeteler hafta sonu çocuklar için küçük fasiküller halinde çizgi romanlar verirdi. Pek çok kişi o çizgi romanlar aracılığıyla süper kahramanları tanımıştı. Biz büyürken sektörde çok şey değişti ancak bunu anlamamız biraz zaman aldı.
Oyun sistemleri ve televizyon gibi alternatifler nedeniyle çizgi romanların popülerliğinin düşmesiyle birlikte 90'lı yıllar, Marvel ve DC gibi firmalar için çok zorlu geçmeye başlamıştı. DC'nin Marvel'a satılması bile gündeme gelirken, Sandman gibi serilerin daha ciddi ve kendine has tavrı da yükselen yeni değer olmuştu. Image Comics gibi bağımsız yayıncıların, ABD Çizgi Roman Otoritesi'ni umursamadığı Spawn gibi seriler ise yeni bir ışık yaktı ve yayıncılar, daha sert seriler yazmaya başladı.
Bu dönemde çıkan Frank Miller'ın Dark Knight hikayeleri, Nolan'ın Batman filmlerine temel oluşturdu. O dönem çıkan Punisher gibi karakterler çok büyük satış rakamları yakaladı. Bunun üzerine yayıncılar her geçen ay daha vahşi hikayelerle okurların karşısına çıktı. Sonuç olarak okurlar "E yeter ama" diyip bu serileri komple bıraktı, yayıncıların krizi de derinleşti.
Tüm Marvel, Star Wars, Pixar ve diğer Disney içeriklerini Disney+'tan izleyebilirsiniz.
Bu krizden çıkışın yolu karakter haklarını satmak oldu
Neredeyse para eden her karakterin hakları cüzi miktarlara film stüdyolarına satıldı. Buradan gelen para ve filmlerin sağladığı ilgi sayesinde çizgi roman yayıncıları ayakta kaldı. Özellikle Sony'nin yaptığı Tobey Maguire'lı Örümcek-Adam ve Marvel'ın gölgede kalmış kahramanlarından Blade, sinemada büyük başarı sağladı. Bunun üzerine kolları sıvayan Marvel, kendi sinematik evrenini kurmaya başladı.
Ellerinde Örümcek-Adam, X-Men, Fantastik Dörtlü gibi karakterler olsaydı Marvel, muhtemelen Avengers'ın yüzüne bile bakmazdı. Ellerinde yalnızca Avengers olunca onlara göre bir hikaye ile beyaz perdeye geçtiler. Açıkçası Avengers: End Game ile sona eren ilk 3 faz oldukça büyük başarı yakaladı, ayrıca eleştirmenler ve izleyenlerden de olumlu yorumlar aldı. Sonrasında çıkan yapımlarda ise hemen herkes aynı şeyi düşündü: Marvel bozmaya mı başladı?
Çizgi romanların durup durup sıfırlanmasının bir nedeni var
Çizgi roman evrenlerine aşina olanlar, durup durup evrenlerin başa dönmesine alışkındır. Bu durumun pek çok nedeni var, karakterleri yenilemek istemeleri, yeni okumaya başlayacak kişilere bir başlangıç noktası vermek istemeleri, yeni karakterler eklemek istemeleri gibi nedenler bu duruma sebep olsa da, en önemli etmenlerden biri artık hikayelerin bir arada ilerletilemeyecek kadar dallanıp budaklanmasıdır.
Bu dallanıp budaklanmaların en temel nedeni ise para sevgisidir, iyi hikaye anlatmak değil. Bir dönem Wolverine karakteri aynı anda hem kendi serisinde, hem Avengers serisinde, hem X-Men'de hem de bir başka karakterin serisinde yer alıyordu. Günümüzde de devam eden bir alışkanlık olarak o dönemde alıp 8 sayılık bir hikaye okuduğunuzda, hikayeyi tam anlamanız için öncesi-sonrası, etkisi-tepkisi, yan serisi ana olayı derken okumanız gereken hikaye onlarca sayıya ulaşıyordu.
Bunu hemen bir örnekle açıklayayım. Marvel'ın şu anki aşamada "yeni Endgame" olarak düşündüğü film Secret Wars. Secret Wars'ın temel alacağı eser yalnızca 9 fasiküldü. Tek tek şuraya yazıp gözünüzü korkutmayayım ama olayları tam olarak anlamak için okumamız gereken fasikül sayısı 200'e yakın.
O kadar hikayenin hepsinde aynı kaliteyi tutturmak mümkün mü?
Koltuk imalatı falan yapıyor olsalar tamam da, ortaya yaratıcılık ve sanat konulacak bir konuda pek yemiyor arkadaşlar. Her yazar her karakteri aynı şekilde yazamıyor. Bunun bana göre en güzel örneklerinden biri Deadpool. Özgün bir mizahı olan, kaotik bir karakter olduğu için bazı hikayelerde çok yavan kalıyor, bazı hikayelerde ise macerayı tek başına sırtlıyor.
Benzer bir sorun bugün Marvel yapımlarında da karşımıza çıkıyor
İlk Marvel Sinematik Evreni (MCU) filmlerini 2008 yılında izlemiştik. Iron Man ve Hulk'ın ardından 2009 yılı boş geçmiş, 2010 yılında Iron Man 2, 2011'de Thor ve Captain America: The First Avenger filmlerini görmüştük. 2012 yılında da ilk Avengers filmini izledik. Faz 1 böylece kapanırken, Faz 2'de ise her yıl 2 yeni film gördük. Bu dönemde ilk MCU bağlantılı dizi olan Agents of S.H.I.E.L.D de ekranlara geldi. 2015 yılında bir de Agent Carter dizisi izledik.
Faz 2 ile Faz 3 arasındaki geçiş sürecinde Netflix, Daredevil dizisiyle karşımıza çıktı. Onu Jessica Jones, Luke Cage, Iron Fist, The Punisher ve The Defenders izledi ancak bu filmler ana MCU evrenine bağlı olsalar da hikayeleri bağımsız olarak ilerletilmiş diziler oldu.
Faz 3'te de ilk yıl 2 film izledik ancak sonrasında bu filmlerin sayısı yılda 3'e çıktı. Bu esnada Runaways ve Cloak & Dagger gibi gençlik dizilerini gördük. Yıl da 2019 oldu. Arada pandemi çıktığı için salonlar kapandı, o yüzden 2020 yılını sinemada boş geçtik. Arada en makul karakterin kötü adam olduğu Inhumans gibi öte kötü işlenmiş bir dizi ve Helstrom gibi çoğu kişinin adını bile duymadığı bir yapım da gördük.
Sonuç: 12 yıl, 23 film, 1'i doğrudan 7'si dolaylı şekilde MCU ile bağlantılı, 1'i alakasız 9 dizi.
Çoklu evrenlerle beraber çoklu yapımlar da geldi
2021 yılında tam 4 farklı Marvel filmini sinemada gördük. 2022 yılına ait 3 film var. Gelecek yıl ise yine 4 film göreceğiz. İzlediğimiz doğrudan MCU ile bağlantılı dizi sayısı ise daha şimdiden 8'i buldu. 2025'e kadar yeni gelecek olan 11 dizi daha var. 2024-25'te çıkacak olan 5 yeni film dışında daha detayları açıklanmamış 4 film bulunuyor. Yani 2021-2025 döneminde 20 film, 19 dizi izlememiz gerekecek ki her şeyi anlayalım. Bu da daha düşük CGI kalitesi, daha az özenilmiş filmler ya da karakterler, daha özensiz, sadece olayı ilerletmeye çalışan senaryolara mahkum ediyor.
Bu noktada bir başka sorun da evrenler çoklu olsa da yazarların oldukça tekli olması. İşte siyahi karakterleri koyduk, oraya buraya farklı etnik kökenlerden karakter attık, kadın kahraman filmi yaptık diyerek kurtulabilecekleri bir şey de değil bu. Marvel en nihayetinde Disney'in para kazanmak için kullandığı markalarından biri. Bu markanın içeriklerinin de aile dostu, daha neşeli, daha eğlencelik filmler olmasını istiyorlar. Sonuç olarak filmlerin hepsi gittikçe birbirine benziyor. Zira artık bir MCU kitlesi oluştu ve bu genel izleyici kitlesi, yapımların da sınırını belirliyor. (Marvel'ı kopyalamaya çalışan DC'nin de kendi yapısal sorunları var ama onu ayrı yazarım.)
Marvel'dan yorulmuştuk, şimdi tükeniyoruz
Peş peşe gelen süper kahraman yapımları bizi yormuş, yapımlara emek veren insanları ise neredeyse tüketmişti. Eğlence sektörü ise çarklarını çevirmek için filmleri ve dizileri peş peşe göndermeye devam ediyor. Genel kalitenin bir tık düşmesi, düzenli gelir akışı olması açısından Disney tarafından kabul edilebilir görüyor. Peki bu nereye kadar gidecek? İnsanların yeni Marvel içeriklerine ilgi göstermeyeceği noktaya kadar, tıpkı çizgi romanlarda olduğu gibi. Üstelik bu durumun gerçekleşmesi, Disney'in tahmin ettiği kadar uzak bir tarihte de olmayabilir. Anketlerde süper kahraman filmlerinden keyif aldığını söyleyenlerin sayısı birkaç ayda %41'den %36'ya düştü. Kendini Marvel hayranı olarak tanımlayanların oranı ise %87'den %82'ye geriledi. Yani zaten küçülen bir pazarda kaybolmaya başlamış bir ilgi söz konusu, ki bu anket Thor: Love and Thunder vizyona girdikten 2 hafta sonra yapılmıştı.
Tüm Marvel, Star Wars, Pixar ve diğer Disney içeriklerini Disney+'tan izleyebilirsiniz.
Benim görüşüme göre gelecekte Marvel karşımıza yeni pek çok karakter çıkaracak ancak bu karakterlerin hepsi uzun soluklu olmayacak. Secret Wars hikayesi ile birlikte artık eskide kalması gereken ya da tutmamış karakterler hikayeden çıkarılacak ve sonrasında da yepyeni bir Marvel evreni başlayacak. Tıpkı çizgi romanlarda olduğu gibi.