Ertesi gün hapı, halk arasında 72 saat hapı olarak da biliniyor. Bu ilaç, genelde cinsel ilişkide korunmayanlar veya herhangi bir istenmeyen durum yaşayanlar tarafından acil olarak hamileliği önlemek için kullanılıyor. Bu ilacın içeriğinde yüksek doz progesteron hormonu (gebeliğe hazırlayan bir hormon) bulunuyor. Bu hormon sayesinde yumurtalıklardan yumurtalar atılıyor ve spermin yumurtayı döllemesi engelleniyor.
Yani bir nevi vücuttaki progesteronun etkinliği bu haplar sayesinde geçici olarak değiştirilmiş oluyor. Fakat insanlar bu ilacı bir tür doğum kontrol hapı (oral kontraseptifler) zannedebiliyor. En geç 3 gün veya 5 gün (bazı haplar 120 saat etkili olabiliyor) içerisinde etkili olan bu ilaçların doğum kontrol haplarıyla alakası yok. Nasıl mı, gelin görelim.
Doğum kontrol hapları düzenli kullanılan ve hamileliği yüksek oranda önleyen yöntemlerdendir.
Bu ilaçlar ertesi gün haplarına göre daha etkilidir. Ayrıca doğum kontrol ilaçları modern korunma yöntemine giriyor yani hiç hamile kalmak istemeyen kişilerin tercih ettiği uzun soluklu bir süreci kapsıyor. Ertesi gün ilaçları da her zaman kullanılabilen ilaçlar değildir.
Bunları, bir adet döngüsü içerisinde sadece bir kez kullanmanız gerekir. Ayrıca bu ilaçların etkisi uzun süre kullanılan doğum kontrol ilaçlarına göre az olduğu için istenmeyen gebeliği önleme oranları da daha düşüktür.
Bir de doğum kontrol hapı alabilmek için reçete gerekir ancak ertesi gün hapında böyle bir durum söz konusu olmaz.
Adı üstünde sonraki gün ilacı acil durumlar içindir ancak hamileliği önleyen ve düzenli kullanılan diğer ilaçları alabilmek için bir doktora muayene olmak gerekebilir. Çünkü bazen 18 yaş altındaki kişiler de bunları kullanmak isteyebileceği için doktor muayenesi olmadan bu yaşın altındaki kişilere bahse konu haplar satılmaz.
Aslında ikisinin de yarattığı fizyolojik ve psikolojik komplikasyonlarda benzerlikler görülebilir.
İki hap da mide bulantısı, baş ağrısı, göğüslerde ağrı, düzensiz adet kanamaları yapabilir. Ancak doğum kontrol haplarının diğerlerinden farkı kilo alımı, depresyon ve âdet olamama gibi komplikasyonlara neden olmasıdır. Ertesi gün ilaçlarının farkı ise; yorgunluk, baş dönmesi ve kusma yapmasıdır. Ayrıca bu sonraki gün ilaçları, zaten hamile olan bir kişi için işe yaramazdır.
Tabii ki doğum kontrol hapları da hamileyken kullanılmamalıdır çünkü anne düşük yapabilir. Veyahut bu ilaçları kullandıktan hemen sonra hamile kalanların bebeklerinde kromozom anomalileri (anormal kromozom yapısı) görülebilir. Bu ilaçlar premenstrual sendrom tanısı alan kişilere de kontrollü olarak doktorlar tarafından verilebilmektedir.
Doğum kontrol ilaçları kadınlarda bulunan östrojen ve progestin hormonunu içeren ilaçlardır.
Bu iki hormonun kombinasyonu, beyindeki hipofiz bezini harekete geçirerek ovulasyonu başlatan luteinize edici hormonun (LH) ve folikül uyarıcı hormonun (yumurtalıkları uyararak yumurtlama sürecini başlatıyor ve yumurtlama sürecinden sonra ikinci bir yumurtanın gelişimini engelliyor- FSH) salınmasını engeller, böylece hamilelik önlenir.
Ayrıca progestin hormonu, yumurtayı çevreleyen rahim salgısına (doğurgan dönemde spermlerin canlı olmasını sağlayarak işini kolaylaştıran salgı) spermin gelip etki edebilmesini zorlaştırıyor. İşte böylece döllenmenin gerçekleşmesi neredeyse imkansıza yakın oluyor. Bazı kadınlarda bu hormon direkt olarak yumurtlamayı bile önleyebiliyor. Peki siz daha önce herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullandınız mı? Kullandıysanız etkileri ne oldu? Yorumlarda deneyimlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: Kadın Sağlığı TV, Dr. Fatih Adanacıoğlu, Medicine Net, Pop Sugar, Self, Cosmopolitan, Healthline, Nua