Nature's Scientific Reports adlı dergide yayımlanan bir çalışmada, araştırmaya katılan 460 heteroseksüel bireye iki tane bir sayfalık makale okutuluyor. Bu makalelerde ise cinsellikle ilgili bilgilendirici içerikler bulunuyor. Araştırmacılara göre katılımcılar bu makaleleri okuduktan sonra cinsel yönelimlerinde farklılaşma görülüyor.
Çalışmaya göre bu kişiler artık hemcinsleriyle cinsel deneyim yaşamaya daha hevesli ve meraklı olabiliyor. Birçoğunuz şimdiden buna ‘’hadi canım, ne alaka’’ diyeceksinizdir ama bunu demeden önce gelin konunun detaylarına bir bakalım.
Araştırmacı Dr. James Morandini’ye göre bu çalışma; insanların iç dünyalarında gizli kalan cinsel duygularını nasıl yorumladıkları anlamayı amaçlıyor.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/73/043674f4ce36dab04757dca0e38c01acfce57a80.jpeg][/IMAGE][VIA:Görsel: Medium][/VIA][/VIAIMAGE]
Avustralya’da çevrim içi olarak yürütülen araştırmada 232 kadın ve 228 erkek heteroseksüel katılımcı bulunuyordu. Başta da belirttiğimiz gibi bu kişilerden ilgili makaleleri okumaları isteniyor. Katılımcıların okudukları makalelerdeki cinsel içerikli mesajlardan birkaç örnek ise şöyle: ‘’Erkekleri ve kadınları cinsel olarak çekici bulmanın birçok derecesi vardır’’, ‘’cinsel yönelim kişinin yaşamı boyunca değişebilir’’, ‘’bir kişi hangi cinsiyete ilgi duyuyorsa o hep sabittir’’.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/73/a555774db8e2efae9fc14ec0810c489afe9bb57e.jpeg][/IMAGE][VIA:Görsel: Vulture][/VIA][/VIAIMAGE]
Daha sonra katılımcılardan cinsel yönelimlerini, 1 ve 9 arasında puanlamaları isteniyor. 1'den 9’a puanlama yapmak ise heteroseksüellikten eş cinselliğe doğru olan gidişatı ifade ediyor. Yani ''ne kadar heteroseksüelsin veya ne kadar eş cinselsin?'' gibi düşünebilirsiniz bu ölçeklendirmeyi. Araştırmacılar, katılımcıların yaptıkları puanlandırmalar sonucunda, onların cinsel yönelimlerinden ne kadar emin olduklarını ortaya koymak istiyor.
Bu işlemin ardından katılımcıların okudukları ilk makaleden sonra, kendilerini %28 daha fazla heteroseksüel olarak tanımladıkları görülüyor. Ayrıca kişilerin %19’unun da kendileriyle aynı cinsiyetteki insanlarla cinsel deneyimler yaşamaya daha istekli olacaklarını belirttiği tespit ediliyor.
Yani bu araştırmaya göre kendini heteroseksüel sananlar aslında öyle olmayabilir.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/73/b1d0db6027326746b057393cca06899fe4514960.jpeg][/IMAGE][VIA:Cosmopolitan][/VIA][/VIAIMAGE]
Araştırmacılara göre çoğu kişi, cinsel yönelimleri konusunda hissettiklerinden yüzde yüz emin olmayabilir. Uzmanlar, toplumsal olarak eş cinsel birlikteliklere yüklenen olumsuz anlam nedeniyle insanların bu konuda direkt olarak duygularını açık etmeyebileceğini düşünüyor. Bu nedenle heteroseksüel olduğunu iddia eden çoğu bireyin de aslında eş cinsel eğilimler taşıdığına inanıyorlar.
Yapılan başka bir çalışmada eş cinsel yönelimi olan kişilere 5 yıl süren bir tür terapi yöntemi uygulanıyor. Bu sayede yönelimlerinin heteroseksüel olma yönünde değişip değişmeyeceği test ediliyor. 143 erkek ve 57 kadın katılımcı ile yürütülen araştırmada katılımcılara cinsel fantezileri, eş cinselliği ve cinsiyetleri nasıl algıladıkları ayrıca bunları çekici bulup bulmadıkları soruluyor.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/73/55d66e464e6ecccfa3597d9274e528d160c7c0c7.jpeg][/IMAGE][VIA:Görsel: The Guardian][/VIA][/VIAIMAGE]
Tüm görüşmeler bir önceki yıl yapılanlarla karşılaştırılıyor. Katılımcıların çoğunun terapiden önce eş cinsel eğilimde olduklarını doğrularken, terapiden sonraki bir yılda ağırlıklı olarak heteroseksüel yönelime geçtiklerini bildirdikleri görülüyor. Yani bir önceki ele aldığımız çalışma gibi bu araştırma da cinsel yönelimin değişmezliği kabulünü tersine çeviren sonuçlar elde etmiş diyebiliriz.