Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümü sonrası 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu eski şaşalı günlerinden uzaklaşarak duraklama dönemine girdi. Duraklama dönemi ile çökmeye başlayan ve en sonunda dağılan Osmanlı tahtına bu dönemde geçen isimlerden bir tanesi III. Mehmed’dir. Sultan III. Mehmed döneminde aslında pek çok önemli gelişme yaşanmıştır ancak kendisini tarihe yazdıran olay bambaşkadır.
I. Ahmed döneminde ekber ve erşed sistemi başlatılmadan önce Osmanlı padişahlarının tahtı ele geçirme şüphesi olan erkek akrabalarını öldürmeleri normal bir durumdu. III. Mehmed de bu geleneği uygulamak istedi ancak elini buladığı kan o kadar çoktu ki yıllar sonra tahta geçen torunları bile onu nefretle andılar. Gelin Osmanlı padişahı III. Mehmed kimdir yakından bakalım ve kısa hayatında neler yaptığını görelim.
III. Mehmed kimdir? Sancağa çıkan son şehzade:
Osmanlı sultanı III. Murad’ın Safiye Sultan’dan doğma oğlu olan III. Mehmed, 26 Mayıs 1566 tarihinde Manisa’da dünyaya geldi. Fatih Sultan Mehmed’e benzesin diye büyük dedesi Kanuni Sultan Süleyman, ona Mehmed adını verdi.
Mehmed, şehzadeliği sırasında İbrahim Cafer Efendi ve Pir Mehmed Azmi Efendi gibi dönemin en ünlü alimlerden dersler almıştı. Adlî mahlasıyla divan şiirleri yazıyordu. 1583 yılında Osmanlı geleneklerine uygun olarak Manisa sancağına gönderildi. Mehmed, Osmanlı tarihinde sancağa gönderildikten sonra padişah olan son isim olacaktır. 1595 yılında III. Murad’ın hayatını kaybetmesi sonrası İstanbul’a geldi ve III. Mehmed adıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun 13. padişahı, 78. İslam halifesi olarak tahta çıktı.
III. Mehmed’in ilk icraati elini kana bulamak oldu:
Tüm monarşilerde olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nda da tahtı ele geçirmek için isyan çıkarma ihtimali olan erkek akrabaların öldürülmesi vacipti. Ancak dikkat edin, böyle bir ihtimali olanlar öldürülürdü. Henüz çocuk ya da bebek olanlara kolay kolay dokunulmazdı. III. Mehmet ise bu durumu pek önemsemiyordu.
III. Mehmet tahta çıkar çıkmaz verdiği ilk emirle birlikte çoğu bebek olan tam 19 kardeşi boğularak öldürüldü. Sonraki yıllarda hakkında çıkan dedikodular nedeniyle oğlu Şehzade Mahmud’u da öldürttü.
Konu hakkında ilginç bir rivayet vardır. 1909 yılında tahta çıkan Mehmed Reşad, kılıç kuşanma merasimi sonrası atalarının mezarlarını ziyaret etti ancak III. Mehmed’i ziyaret etmedi. Bunun nedeni sorulduğunda "Ben çocuk katilinin kabrini ziyaret etmek istemiyorum." demiştir. Yani Osmanlı ailesi bile ataları III. Mehmed’in yaptığını doğru bulmamaktadır.
Yıllar sonra bir Osmanlı padişahı yeniden sefere çıkıyor:
Yükselme döneminin son padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra yaklaşık 30 yıl boyunca hiçbir padişah ordu ile birlikte sefere çıkmadı, ta ki III. Mehmed’e kadar. Aslında III. Mehmed sefere katılmak zorunda kaldı diyebiliriz çünkü o dönemde Osmanlı, Avrupa’da zorlu bir mücadele veriyordu.
III. Mehmed tahta çıktığı sırada Osmanlı - Avusturya Savaşı devam etmekteydi. 1595 yılında Budapeşte’de Osmanlı’ya ait olan Estergon Kalesi kaybedilmişti. Sinan Paşa komutasında pek çok sefer düzenlense bile Vişegrad da kaybedilmişti. Art arda yaşanan bu kayıplar sonrasında devlet yöneticileri ve yeniçeriler padişahın ordunun başında olmamasına tepki göstermeye başladılar.
Tepkiler sonrası III. Mehmed, annesi Safiye Sultan’ın itirazlarına rağmen 20 Haziran 1596 tarihinde yola çıktı. Macaristan’ın kuzeyinde yer alan Eğri Kalesi, 1552 yılından beri Osmanlı tarafından kuşatma altındaydı. Bizzat III. Mehmed’in komutasındaki ordunun kuşatmaya dahil olması sonrası 12 Ekim 1596 tarihinde kale, padişaha teslim edildi. Bu nedenle III. Mehmed, Eğri Fatihi olarak da anılır.
III. Mehmed, Haçlı ordusunun karşısına çıkıyor:
Eğri Kalesi’nin Osmanlı tarafından fethedilmesi sonrası Avrupa tedbir alarak Avusturyalı, Alman, Erdelli, Macar, İtalyan, İspanyol, Fransız, Hollandalı, Belçikalı, Çek, Hırvat, Sırp, Slovak ve Leh askerlerden oluşan 300 bin kişilik bir Haçlı ordusu toplamıştı. Haçlı ordusu ile 140 bin kişilik Osmanlı ordusu, 15 Ekim 1596 tarihinde Haçova’da karşı karşıya geldiler.
Haçlıların kalabalık tüfek atışı nedeniyle Osmanlı büyük zayiat verdi. Cephede, padişahın ayrıldığı hakkında yalan haberin yayılması sonrası yeniçeriler geri çekilmeye başladı. Zafer kazandığını düşünen Haçlılar, bölgeyi yağmalamaya başladılar. Ancak Osmanlı ordusunun geri hizmetinde olanlar hala oradaydı.
Normalde savaşa katılmayan oduncular, çadırcılar, uşaklar, deveciler ve aşçılar gibi geri hizmet mensupları, yeniçerilerin çekildiğini görünce ellerine geçirdikleri kazan, kepçe, balta, tırpan ne varsa zaten yağma için dağılmış olan Haçlıların üzerine saldırmaya başladılar. Bunu gören yeniçerilerin cepheye dönmesi ile birlikte Haçova Savaşı kazanılmış oldu. Yaşanan ilginç olaylar nedeniyle bu savaş tarihe Kepçe Kazan Savaşı olarak geçmiştir.
Avrupa’da sular durulacak gibi değildi:
Haçova Savaşı’ndaki galibiyetten sonra III. Mehmed İstanbul’a geri döndü. Avusturya cephesini koruması için Satırcı Mehmed Paşa’yı bıraktı. İki yıl boyunca tek bir zafer bile kazanamayan Satırcı Mehmed Paşa idam edildi ve yerine Sadrazam Damat İbrahim Paşa getirildi.
Sadrazam Damat İbrahim Paşa komutasındaki ordu Kanije Kalesi’ni aldıktan sonra Beylerbeyliği merkezi buraya alındı. Sadrazam Damat İbrahim Paşa, ömür boyu sadrazamlık sözü aldı ve Tiryaki Hasan Paşa beylerbeyi oldu. Tiryaki Hasan Paşa, 1603 yılında İstolni, Belgrad ve Estergon kalelerini geri aldı.
Celali İsyanlarını fırsat bilen Safevilerin Tebriz’i alması sonrası III. Mehmed hayatını kaybetti:
Avrupa kaynıyordu kaynamasına ama aynı dönemde Anadolu’nun dört bir yanında da Celali İsyanları patlak vermişti. Hem Avrupa’da savaşan hem de isyanlarla uğraşan Osmanlı’nın bu durumunu fırsat bilen Safeviler, 13 yıllık anlaşmayı bozarak saldırıya geçtiler.
1590 yılında Safeviler ile Osmanlı arasında imzalanan Ferhat Paşa Antlaşması, iki devlet arasında barışı sağlıyordu. Ancak Osmanlı’nın birden fazla cephede savaşmasını fırsat bilen Safevi şahı I. Abbas bu anlaşmayı bozarak 25 Ağustos 1603 tarihinde Osmanlı’ya savaş ilan etti. Safeviler kısa süre içerisinde Tebriz ve Revan’ı ele geçirdiler.
Safevilerle olan savaş sürdüğü sırada, 21 Aralık 1603 tarihinde 37 yaşındaki III. Mehmed hayatını kaybetti ve yerine oğlu I. Ahmed geçti. Ölüm nedeni hakkında ise farklı rivayetler vardır. Bazı kaynaklar doğu olaylarına üzüldüğü için hastalandığını, bazı kaynaklar kalp krizi geçirdiğini, bazı kaynaklar ise şişmanlık nedeniyle oluşmuş bir mide rahatsızlığı olduğunu söylemektedir.
Döneminde pek çok önemli olay yaşanmasına rağmen kardeşlerini ve oğlunu öldürtmesi ile hatırlanan sultan III. Mehmed kimdir sorusunu yanıtlayarak hayatı hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Tarihi olayları dönemin şartlarına göre değerlendirmemiz gerektiğini unutmayarak konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.