Mevsimler değişirken birçoğumuz kışlıklarımızı, ısıtıcılarımızı meydana çıkartmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Ancak yavaş yavaş kendisini göstermeye başlayan kış, pek çok açıdan çok daha sert geçecek. Yani önceki yıllara kıyasla bu yıl, kışa daha hazırlıklı olmalıyız.
Zorluk göreceli bir kavram olsa da orta halli bir gelire sahipseniz kışa hazırlanmak önceki yıllardan biraz daha zor olabilir. Mevsim geçişlerinde yapılması gereken bakımlar, yeni ihtiyaçlar bir hayli pahalı tutabiliyor. Peki kendimizi kışa hazırlamak için neler yapmalıyız? Önümüzdeki mevsim neden daha zor geçecek? Gelin sebeplerine şöyle bir bakalım.
Kış yaklaşırken başımıza neler geldiğini bir hatırlayalım...
Hepimize büyük kayıplar, yıkımlar yaşatan bir virüsle başlayalım. Evet, Covid-19'dan bahsediyoruz. Virüs ilk olarak 2019 yılında ortaya çıkmış olsa da günümüzde hala pandemi sürecinin etkilerini yaşamaya devam ediyoruz. Bunun en büyük sebebi ise dünyanın pek çok yerinde virüsün yayılmasıyla birlikte üretimin durma noktasına gelmiş olması. Haliyle üretim azalınca, pandemi dönüşünde büyük zorluklarla karşılaştık.
Virüsü bir türlü atlatamıyorken dert üstüne dert yüklendik ve ithalat-ihracat dengelerini alt üst eden birçok olay yaşadık. Örneğin Rusya ve Ukrayna arasında çıkan savaş gibi. Ülkeler arasında yaşanan bu gerilim sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı büyük ölçüde etkiledi.
Rusya'nın dünyanın doğal gaz rezervlerinin büyük bir kısmına sahip olması da sorunlar yarattı.
Rusya petrolde dünyanın en büyük, kömürde ise en büyük ikinci rezervine sahip. Rusya, kendisine uygulanan yaptırımlar sonrası doğal gaz ve petrol ihracını büyük oranda azalttı. Tabii bu durumun ardından halihazırda zaten zor günler geçiren ülkeler, bu defa da ısınma derdine düştü.
Bir yandan ise yaz aylarında çok daha sıcak dönemler yaşadık. Antartika'da deniz buzu rekor seviyede düştü. Bunun sonuçları olarak da iklimlerin dengesi etkilenmeye devam etti. Önümüzdeki günlerde tüm bu sebeplerle birlikte; doğal gazı daha pahalıya aldığımız, ekonomik olarak zorlanacağımız ve daha soğuk bir kış geçireceğiz.
Savaşlar, siyasi gerilimler, orman yangınları, kriz derken büyük bir kaosun içine sürüklendik ve bazı sonuçları oldu.
Ekonomik olarak zorlanıyorsanız ne yaparsınız? Harcamalarınızdan kısarsınız. Örneğin; şu anda üstünüze bir mont almak için yüzlerce lira ödemeniz gerektiği için bu kışı da eski montunuzla geçirecek olabilirsiniz. Ancak bu durum yalnızca sizin yaşadığınız bir şey değil.
Aynı durum ülkemiz ekonomisi için de geçerli. Dışarıdan ithal ettiğimiz ürünleri daha pahalıya alıyoruz ve bu ürünlere patatesten, şekere ve hatta doğal gaza kadar birçok şey dahil. Ülkemizin daha pahalıya ithal ettiği ürünler, bizim de daha pahalıya almamıza sebep oluyor ve sonuç olarak bu artışlar faturalarımıza yansıyor.
Peki ısınmak için doğal gaz kullanmak mı, yoksa elektrikli ısıtıcılara sığınmak mı daha mantıklı?
Doğal gazla ısınmayı seçtiğinizi varsayalım. Tüm evinizi ısıtabilir, sıcak su ihtiyacınızı da yine doğal gazdan karşılayabilirsiniz. Ancak doğal gazla tüm evinizi ısıtmak hem pahalıya gelecektir hem de çevreye zarar vermenize sebep olacaktır.
Elektrikle ısınmayı seçtiğinizde ise bunu yapabileceğiniz birden fazla araç var. Klima taktırabilir, elektrikli ısıtıcılar kullanabilirsiniz. Klima, birçok açıdan oldukça mantıklı görünebilir. Örneğin yaz aylarında soğuk, kış aylarında sıcak ihtiyacınızı karşılayabilir.
Kötü tarafı ise klimayla birden fazla odayı ısıtmak oldukça zor. Elektrikli ısıtıcılar ise maliyet olarak kıyaslandığında klimayla neredeyse aynı miktarda elektrik tüketiyor.
Isınmak ise artık çok daha pahalı.
[GIPHY:xUySTQ6Ed5CVlxNgQ0][/GIPHY]
Günümüz ekonomisinde maalesef ki iki şekilde de ısınmak oldukça zor. Zira doğal gaz fiyatlarına geçtiğimiz yıla kıyasla elektriğe %85, doğal gaza ise %174 zam geldi. Merkez Bankası verilerine göre %83.45’lik bir yıllık enflasyon oranına sahibiz. Biraz daha geriye gittiğimizde bu oranın 2005 yılında %9.24 olduğunu görüyoruz.
Bildiğiniz gibi birtakım sebeplerden dolayı TL büyük bir değer kaybı yaşadı. 2002 yılında 1 dolar 1,41 TL iken %9.24’lük enflasyon oranı olan 2005 yılında 1 dolar 1.35 TL’ydi. Yani alım gücümüz içerde ve dışarıda büyük oranda etkilendi ve etkilenmeye de devam ediyor.
Biz en iyisi bu kış, ayağımızı yorganımıza göre uzatalım... Peki soğuklara nasıl hazırlanacağız?
Birçoğumuz önemsemiyor olsak da pencere ve kapıların yalıtımı oldukça önemli.
Kar soğukları bastırmadan ilk yapmanız gereken şey pencere ve kapılarınızın yalıtımını yaptırmak olmalı. Bunun için büyük miktarlar ödemek istemiyorsanız pencere ve kapılarınızın çerçeve kısımlarına yalıtım bantları yapıştırabilirsiniz.
Ilık suyla duş alın. Evet, ılık. Sıcak değil.
Sıcak suyla duş almak duştan çıktıktan sonra daha fazla üşümenize sebep olacağı gibi cildinizin de zarar görmesine sebep olabilir. Çok sıcak suyla duş alıp soğuk bir ortama girdiğinizde cildiniz kuruyabilir ve egzama, sedef gibi hastalıklarınızı tetikleyebilir.
Isınmak için soba veya şömine kullanıyorsanız bacalarınızı ve soba borularınızı temizlemeniz gerekiyor.
Özellikle soba oldukça korkutucu bir ısınma aracı olabilir. Maalesef ki kış aylarında gördüğümüz sobadan zehirlenme haberlerinin büyük birçoğu boruların temizlenmemesi sebebiyle gerçekleşiyor. Düzgün temizlenmeyen borularda ve bacada kalan kalıntılar bir süre sonra üzerine yeniler eklenerek çoğalmaya ve tıkanıklık yaratmaya başlar.
Çıkacak bir yer bulamayan karbonmonoksit gazı odanın içine yayılmaya başladıktan sonra da gaz zehirlenmeleri meydana gelir. Aynı şey şömine ve benzer şekilde çalışan ısınma araçlarında da geçerlidir. Bu sebeple bacalarınızın, borularınızın temiz olduğundan emin olmalısınız.
Sıcak su ısıtıcınız varsa, borularına yalıtım yapmak isteyebilirsiniz.
Sıcak su ısıtıcıları özellikle doğal gaz olmayan evlerde hayat kurtarıcı olabiliyor. Ancak kış aylarında sağladıkları sıcak suyun ısısında düşüş yaşanabilir. Bunu önlemek için ise su ısıtıcınızın boru ve vana kısımlarına folyo ve elyaf gibi malzemelerle yalıtım yapabilirsiniz. Böylelikle su ısıtıcınızdan musluğunuza gelen su, sıcaklığını daha iyi koruyacaktır.
Arabanızın bakımlarını da unutmamak lazım.
Bir arabanız varsa, kıymetini bilmelisiniz. Zira bir araba sahibi olmak artık pek kolay değil. Arabanızı korumak için yapabileceğiniz çeşitli şeyler var. İlk yapmanız gereken tabii ki klasikleşen bir öneri olarak; kış lastiği ve kar zincirine sahip olmanız. Ancak kar yağan ve buzlanmış bir yerde araba sürmek oldukça zor olabilir.
Zor bir durumda buzların içinden çıkabilmeniz için arabanıza bir miktar kum koyabilirsiniz. Yine donmayı azaltacağı için kaya tuzu bulundurmanız da yararlı olacaktır. Küçük gibi görünen bu malzemeler, sürtünme kuvvetini artıracağı için lastiğinizin buzda daha az kaymasına sebep olacaktır. Dolayısıyla da bu küçük şeyler, sizi daha büyük kayıplardan koruyabilir.
Maalesef ki yukarıda da uzun uzun anlattığımız gibi bu kış oldukça zor geçecek. Bu sebeple de sizlere sunabileceğimiz öneriler bir yere kadar sizi idare edecektir. Sunduğumuz önerilerde de evinizin ısısını koruyabilmeniz, vücudunuzun sıcaklığını dengeleyebilmeniz ve arabanıza gelebilecek maddi zararları önlemenizi amaçladık. Ancak mevsim geçişlerinde her şey çok daha pahalı bir hale geliyor. Bu sebeple mümkün olduğunca tutumlu davranıp, üşütüp hasta olmamaya çalışacağız.
Kaynaklar: Merkez Bankası, BBC, Bob Vila, EuroNews, EverGreen