İnternet, 1980’lerde hükümetler tarafından ve 90’lardan itibaren halk tarafından kullanılmaya başlandı. Bugünlerde ise artık insanların ana gelir kaynağı bile olabilen, hayatımızın vazgeçilmezi olan bir konuma geldi.
Evinizde, iş yerinizde, okulunuzda veya cep telefonunuzda internet servisine sahip olabilmek için bir internet servis sağlayıcısına abone olmanız gerekiyor. E bu internet servis sağlayıcıları, dağıttıkları interneti nereden alıyorlar? Bu soruyu yanıtlayacağız ama önce gelin en temel sorudan başlayalım:
İnternet Servis Sağlayıcısı (ISP) nedir?
İngilizcede sık sık kısaltmasını duyduğumuz ISP, yani internet servis sağlayıcısı için Türkiye’den örnek vermek gerekirse TurkNet, Türksat KabloNet, Turkcell Superonline, Türk Telekom, Vodafone, Millenicom ve diğerleri diyebiliriz.
Bu firmalar sizlere aylık bir ücret karşılığında internet hizmeti sağlarlar. Ancak tek işlevleri internet hizmeti sağlamak değildir. ISP’ler aynı zamanda e-posta hizmetleri, domain alma, ağ sağlayıcılığı ve tarayıcı paketleri de sunarlar.
Sunarlar da, bu internet nasıl çalışır? Önce bunu anlamamız gerek...
İnternetin nasıl çalıştığını anlatmak için Reddit üzerinde görmüş olduğum harika bir tasviri kullanmak istiyorum:
“Bir banliyöde yaşadığınızı ve yan komşunuzun evine daha çabuk gidip gelebilmek için iki evin arasına bir kısa yol inşa ettiğinizi varsayalım. Peki eğer inşa ettiğiniz kısa yoldan bir başkasının evine gitmek isteseydiniz? Ya da alışveriş merkezine, okula? İnşa ettiğiniz bu kısa yolu, şehrin anayollarıyla birbirine bağlamanız gerekir.
Şehrin yollarına kendi yolunuzdan erişebilmek için şehre para ödedikten sonra artık arkadaşınızın evine inşa ettiğiniz kısa yoldan tüm şehre ulaşabilirsiniz.
Ancak o da ne? Şimdi de komşunuzun arkadaşı, şehre ulaşmak için sizin inşa ettiğiniz özel yolu kullanmak istiyor ve bunun için size para ödemeyi teklif ediyor. Siz bunu kabul ettiğiniz takdirde bir internet sağlayıcısı olmuş oluyorsunuz.”
Yani internet, iki konum arasında bilgi akışı sağlamak için kurulan bir teknolojiyken daha sonrasında "durakları çoğaltılıp herkesin erişebileceği hâle getirilmiş bir yollar ağıdır" diyebiliriz.
Gelelim asıl soruya: İnternet sağlayıcıları, interneti nereden alıyorlar?
Dünyada iki tür internet sağlayıcıları vardır: Biri bizim bildiğimiz Türk Telekom, Turkcell Superonline gibi ülke içerisinde dağıtım yapan firmalar. Bir diğeri ise ilk türdeki ISP’lerin interneti aldığı omurga, yani temel internet sağlayıcıları.
Omurga internet sağlayıcıları, ülkeler arasında yukarıdaki tasvirde bahsettiğimiz gibi ‘yollar’ kuruyorlar ve temel bir bağlantı sağlanıyor. Bize dağıtım yapan internet sağlayıcıları ise bu omurga internet sağlayıcılarına aynı bizim gibi para ödeyip interneti oradan alıyorlar ve sonra bize dağıtıyorlar.
Peki kendi internetinizi nasıl sağlarsınız?
Aslında kendiniz de bir internet servis sağlayıcısı ile uğraşmadan kendi internetinizi sağlayabilirsiniz. Ancak bunu yapmaya kalkarsanız, neden internet servis sağlayıcılarına bu kadar para ödediğinizi anlamış olacaksınız.
Kendi internetinizi sağlamak için öncelikle bağlantınızı alıp internet ağına yönlendirecek bir sunucuya sahip olmanız gerekiyor. Bunu gerekli donanımı satın alıp da yapabilirsiniz başka birisinin sunucusunu kiralayarak da.
Ardından ülkenizin internet servis sağlayıcılarının bağlı olduğu kuruma müracaat edip bir IP adresi almanız gerekiyor ancak maalesef bunu da satın almanız lazım. Bunu da hallettikten sonra internete girebilmek adına sunucuyu evinize bağlamanız gerekiyor.
Sunucuyu evinize bağlayabilmeniz için ya kendi fiber kablolarınızı döşeyebilirsiniz (ki aşırı pahalı bir işlemdir, altyapıdan bahsediyoruz) ya da başka bir şirketin altyapısını kiralayabilirsiniz. Bu işlemden sonra da artık evinizde kendi internetinizi sağlamaya başlayabilirsiniz.
Ancak muhtemelen en az 6 basamaklı miktarda borç içerisindesiniz. Borçtan çıkmak için en kolay ne yapabilirsiniz? Bunca uğraş verip kurduğunuz sisteminizi başkalarına abonelik sistemi gibi aylık olarak kiralayabilirsiniz.
Tanıdık geldi değil mi? Yavaş yavaş internet servis sağlayıcısına dönüşüyorsunuz. Hatta bırakın yavaş yavaşı, dönüştünüz bile! Fatura ödemekten kurtuldunuz ancak artık bir internet servis sağlayıcısı işletmecisiniz, hayırlı olsun. İşin bu kısmı bir yana, eğer bir girişimci olmayı düşünmüyorsanız kendi internetinizi sağlamanız pek de mümkün değil.
Yani kısaca özetleyecek olursak; bir internet sağlayıcısı hiyerarşisi var ve bize internet hizmeti sunan firmalar, kendilerinden büyük olan daha geniş çaptaki internet sağlayıcılarından kendilerine hat çekerek bunu yapıyorlar.
Umarız anlaşılabilir bir biçimde anlatabilmişizdir. Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.