Zirveden Dibe Giden Yolculuk: Fotoğrafçılık Dünyasında Birçok İlki Başaran Kodak Neyi Yanlış Yaptı?

Bir zamanlar fotoğraf ve fotoğrafçılık denilince akla ilk gelen markalardan biri Kodak’tı. Şirket, 2012 yılına gelindiğinde iflas başvurusunda bulundu ve dibi gördü. Peki, zamanın efsanesini bu duruma sürükleyen şey neydi? Gelin yakından bakalım.

Günümüzde fotoğraf çekmek oldukça kolay bir hal aldı. Telefonumuzu çıkarıyoruz ve birkaç saniye hatta salise içinde en kaliteli şekilde görüntüyü telefonumuza kaydediyoruz. Tabii ki akıllı telefonlar, dijital fotoğraf makineleri üretilmeden önce durum böyle değildi.

Yıllar önce fotoğraflar film üzerine çekiliyor, sonrasında bastırılıyordu. Bu alanın öncüsü de yazımıza konu olan Kodak firmasıydı. Ancak yıllar geçti, dünya daha da dijitalleşmeye başladı ve fotoğrafçılığın efsanesi Kodak bu duruma ayak uyduramadı. Kelimenin tam anlamıyla zirveden dibi gördü.

Kodak, yalnızca fotoğrafçılık alanında değil kitle iletişim konusunda yani pazarlama ve reklamcılıkta oldukça başarılı bir şirketti.

1890’larda insanların rahatlıkla satın alabileceği ve kullanabileceği ilk fotoğraf makinelerini Kodak üretti. Aynı zamanda dünya çapında en çok bilinen markaların başında geliyordu.

Ancak ortaya çıkanlara göre Kodak’ın iflasının tek sebebi dijital alandaki başarısızlığı değildi. Evet dijital alanda geç kalmış olması başlıca sebeplerden biriydi ancak bu olaya gelene kadar şirketin tarihinde yaşanan pek çok kırılma noktası bu durumun daha da hızlanmasına neden oldu.

Öncelikle bu kırılma noktalarına yani Kodak’ın tarihine kısa bir göz atalım.

1880 yılında Kodak’ın kurucusu George Eastman, ilk kuru tip fotoğraf banyo ekipmanlarını üretmeye başladı. Bu işteki başarısını fark eden iş adamı Henry A. Strong, Eastman’a yatırım yaptı ve ikili 1881 yılında Eastman Dry Plate Company isimli bir ortaklık kurdu.

1884 yılında daha da büyüyen ortaklık, 14 hissedarlı yeni bir şirkete yani Eastman Dry Plate and Film Company’ye evrildi. 1886’da ilk transparan fotoğraf filmini geliştiren Eastman, 1888 yılında ilk el kamerasını geliştirdi.

“Siz düğmeye basın, biz gerisini hallederiz” sloganıyla fotoğrafçılık dünyasına hızlı giriş yapan Kodak’ın adı da aynı yıl tescillendi.

[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/81/12243370eb907de643f168ea797dd62f60622ee2.jpeg][/IMAGE][VIA:George Eastman ve Thomas Edison][/VIA][/VIAIMAGE]

Şirket, Edison’ın sinema kamerasının çalışmasında büyük pay sahibi olan şeffaf filmi icat ederek başarısına başarı kattı.

Tarihte bilinen ilk röntgen 1895 yılında Wilhelm Röntgen tarafından Kodak film ile çekildi. Ardından Kodak, radyasyon miktarını belirleyebilen film üretti ve böylece modern röntgenin icat edilmesine de önayak olmuş oldu.

1990 yılında ise 1 dolara satılan ve askerler için üretilen meşhur Brownie kameraları piyasaya sürüldü.

Böylece bireysel fotoğrafçılık yayılmaya başlamış oldu.

Buradan sonra yazıyı daha uzun tutmamak adına yaşanan önemli gelişmeleri kronolojik sırayla vereceğiz.

  • 1917 - Havadan fotoğraf çekebilen ilk makineler ve kırılmaz mercekler geliştirildi.
  • 1935 - Amatör anlamda ilk renkli fotoğraf filmleri geliştirildi.
  • 1959 - Kodak, kullanıcı sayısının 100 bini aştığını açıkladı.
  • 1962 - Uzaya çıkan ilk astronotlar, Dünya’nın fotoğraflarını Kodak’ın fotoğraf makineleriyle çekti. Bu sayede şirketin ABD’deki satışları milyar doları aştı.
  • 1963 - Instamatic olarak bilinen ve filmleri kolayca değiştirilebilen fotoğraf makineleri piyasaya sürüldü. 1970’lere kadar yaklaşık 50 milyon satıldığı açıklandı.
  • 1972 - Instamatic makineler cebe sığacak kadar küçük hale getirildi.
  • 1975 - Kodak’ta mühendis olarak çalışan Steve Sasson, ilk dijital fotoğraf makinesini icat etti. Ancak şirket, hem filmli fotoğraf makinesi alanında dünya lideri olduğu için hem de bu teknolojinin çok ileri gideceğini düşünmedikleri için bu icadı piyasaya sürmedi.

Dijital fotoğrafçılık alanında gelişmeler yaşanırken Kodak, bu alana yıllarca kayıtsız kaldı.

Yaklaşık 10-15 yıllık sessizliğin ardından Kodak dijital fotoğrafçılık alanında araştırma ve geliştirme yapmak için beş milyar dolara yakın yatırım yaptı. 1986 yılında elde taşınabilen kameralarda kulanılabilir büyüklükte 1.4 milyon piksel çozünürlüğe sahip dünyanın ilk megapiksel fotoğraf sensörünü geliştirdi.

1996 yılına gelindiğinde Interbrand, Kodak’ın Disney, Coca-Cola ve McDonald’s gibi devlerin ardından dünyadaki en değerli dördüncü marka olduğu açıklandı.

İşler yolunda gidiyor gibi görünüyordu ancak arka planda hiç de öyle değildi.

1990’lar ve 2000’lerin başında dijitalleşen dünyaya geç kalındığı için rakip firmalar daha da büyümeye başladı. 2004 yılında ise şirketin satışları ve karları düşüşe geçmeye başladı. 2009 yılına gelindiğinde şirket OLED LG’ye satıldı. EasyShare adı verilen dijital fotoğraf makinesi ve yazıcı serisi beğeni topladı ancak beklenen başarı elde edilemedi.

Bunun sonucunda da 2012 yılında şirket iflas başvurusunda bulundu.

Kodak’ın 1990’lara kadar altın çağını yaşayıp 1996’dan sonra büyük bir düşüş yaşamasının en büyük sebebi yukarıda da belirttiğimiz gibi dijital fotoğrafçılık alanında güçlü firmaların büyümesi ve kendilerini geliştirmesiydi.

Yani Kodak, dijital fotoğrafçılık alanında ilki başarmak varken geleceğin yanlış planlanması sonucundan birden tepetaklak olmayı seçti diyebiliriz. Durumu toparlamak için çeşitli adımlar atılsa da marka, toplam 6,7 milyar dolar borçla 2012 yılında iflas başvurusu yaptı.

Şirket günümüzde borcunu önemli ölçüde azalttı ve dijital baskı, baskı sistemleri, fotoğraf ekipmanları gibi birçok ürünle ayakta kalmaya devam ediyor.