Enkaz Altından Çıkarılan Depremzedelerde Görülen 'Crush' ve 'Kompartman' Sendromlarına Dair Bilmemiz Gerekenler

Depremde enkaz altından çıkarılan kişilerde görülebilen ve fark edilip önlem alınmazsa hayati risk bile teşkil edebilen crush sendromunu ve kompartman sendromunu yakından tanımak, önümüzdeki süreçte hayat kurtarabilecek kadar kritik.

Ülkemizde 6 Şubat günü gerçekleşen iki büyük depremin ardından, depremden etkilenen 10 ilde halkın çabaları ve arama kurtarma ekiplerinin yardımlarıyla çalışmalar devam ediyor.

Binlerce binanın yıkıldığı, 8 Şubat 15.20 itibarıyla açıklanan verilere göre 8 bin 574 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 49 binden fazla vatandaşımızın ise yaralı olduğu felaket sonrası tahminlere göre halen binlerce vatandaşımız enkaz altında. 

Depremzede vatandaşlarımız sağlık sorunlarıyla ve soğuk havayla mücadele ediyor;

Havanın deprem bölgesinde son derece soğuk olması sebebiyle en çok konuşulan şeylerden biri hipotermi riski. Bu konuya değinen Doç. Dr. Muhammed Keskin, oldukça kritik bir uyarıda bulundu.

Keskin, ''Soğukta enkazdan çıkarılmış her depremzedeyi mutlaka bir doktor görmeli, öldü denilmemeli. Hipotermiye girmiş birinin nabzı ve tansiyonu çok düşük olduğu için hissedilmeyebilir ama aslında iyi bir ilk yardım ile hayata dönebilir. Hatta hipotermi bazen ölümü geciktirebilir''  diyerek 'öldü' sanılan kimi kişilerin hayatta olabileceğine ve dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Yaralanmalar, hipotermi riski gibi sağlık sorunlarının yanında hasar gören altyapı sebebiyle su kaynaklı enfeksiyon hastalıkları ile crush sendromu ve kompartman sendromu da bölgede depremzedelerde karşılaşılabilecek sorunlar olarak vurgulanıyor.

Deprem bölgesinde şebeke sularının içilmemesine yönelik uyarılar sık sık yapılırken halen pek çok depremzede henüz su gibi temel ihtiyaçlara ulaşamadıkları için sorun yaşıyorlar.

Enkaz altında kalmadan kurtulmayı başaran vatandaşlarımızdan çadırkentlere ve sığınma bölgelerine yerleşebilenler için hipotermi, yaralanma ve enfeksiyon riski olmasa da henüz yardım ulaşmayan bölgelerde bu riskler devam ediyor.

Enkaz altından çıkarılan kişilerde görülen crush sendromu risk teşkil ediyor;

17 Ağustos 1999 Gölcük depremi sonrası GATA'da günlerce yaralıları tedavi ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Güner Sönmez, basit yaralanmalar dışında en çok karşılaştıkları durumlardan birinin crush sendromu olduunu söyleyerek meslektaşlarını bilgilendirdi.

Crush sendromu; vücudun bir kısmının veya tamamının ezilmesi, uzun süreli sıkışması, baskıya maruz kalması ve hareketsizlik sonucunda ortaya çıkan bir durum. Crush sendromu yaşayan kişilerde kas ödemi, şok, böbrek yetmezliği, kalp ve solunum yetmezliği durumları gözlemleniyor. Tedavi edilmezse sendrom kişinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanabiliyor.

Trafik kazaları, iş kazaları, savaşlar, çığ düşmesi, toprak kayması gibi felaketler sonrası da görülse de crush sendromu yoğun olarak depremler sonrasında görülüyor. Tarihte ilk örneği de 1909 yılında Messina depremi sonrasında bildirilmiş.

Ezilme sonucu çizgili kas hücresi içinde bulunan laktik asit, tromboplastin, kreatinin kinaz, nükleik asitler, fosfat, kreatinin, miyoglobin ve potasyum gibi maddeler kan dolaşımına geçiyor; kalsiyum, su ve sodyum gibi maddeler ise kas hücresi içine giriyor. Bu olaylar da crush sendromunun oluşmasına neden oluyor.

Crush sendromu yaşayan kişilerde;

  • Halsizlik
  • Kas şişmesi
  • Şiş uzuvlar
  • Kahverengi/koyu renkli idrar
  • İdrar miktarında azalma
  • Düşük tansiyon
  • Kalp ritminde aksama
  • Solunum yetmezliği

gözlemleniyor.

Kişilerin sendromun etkilerinden kurtulabilmesi için durumun en kısa sürede tespiti ve tedavisi gerekiyor. Bu sebeple deprem bölgelerinde enkazdan çıkarılan kişilerin acilen profesyonel tedavi görmesi ve deprem bölgelerindeki doktor ve sağlık personellerinin yeterli tıbbi ekipmana ulaşabilir olması hayati önem arz ediyor...

Enkazdan kurtulan kişilerde görülen bir diğer sendrom ise kompartman sendromu;

Kompartman sendromu, genellikle kol ve bacak kaslarındaki basıncın tehlikeli seviyelere ulaşması sonucu ortaya çıkan bir durum. Akut ve kronik olmak üzere iki şekilde ortaya çıkıyor. Kronik kompartman sendromu egzersiz gibi durumlar ile oluşabiliyor ve genelde acil müdahale gerektirmiyor.

Akut kompartıman sendromu (AKS) ise deprem, trafik kazası, yüksekten düşme veya iş kazaları sonrası oluşabiliyor. Acil müdahale edilmediği takdirde toplar ve atar damarlarının tıkanmasına yol açarak kangren ve uzuv kaybı ile sonuçlanabiliyor. 

AKS yaşayan kişilerde;

  • Kas dokularını hareket ettirme veya germe durumlarında şiddetli ağrı
  • Gergin kas ve cilt dokusu
  • El veya ayaklarda his kaybı
  • Uyuşma
  • Dokunma duyusunda azalma
  • His ve nabız kaybı

görülebilir.

Bu tür profesyonel destek gerektiren ve hayati önemi olan durumlar sebebiyle enkaz altından çıkarılan kişilerin en kısa sürede destek almasının sağlanması gerekiyor. 

Deprem bölgesinde enkaz altından çıkarılan kişilere destek talep etmek için 112'yi arayabilirsiniz...

Kaynaklar: TÜBİTAK/Doç. Dr. Ferda Şenel, Prof. Dr. Mehmet Şükrü SeverOp.Dr.Tahir Mutlu Duymuş