Ülkemizin etkilendiği ve şimdiden 15 milyonu aşkın mağduriyetin yaşandığı 6 Şubat felâketleri sonrasında tüm imkânlar, kurtarma çalışmalarına yönlendirildi.
Bu imkânlardan şüphesiz en ihtiyaç duyulanı, mağdurlara kesintisiz internet ve telefon trafiği sağlanması. İşte tam burada uydular devreye giriyor.
Uydular, özellikle depremler gibi büyük afetler sonrasında devletlerden talep gelmesi üzerine kullanılabiliyorlar. Böylelikle, aşağıdaki 2015 Edirne seli etki alanı görüntüleri gibi görüntülerden faydalanılarak afetlerden etkilenen bölgelerin detaylıca incelenmeleri mümkün oluyor.
Kısa vadede günlük hayatlarımızı temelinden değiştiren uydular, kısaca özetlemek gerekirse Sputnik-1'in yörüngeye oturtulmasıyla başlayan Uzay Yarışı'nın bir ürünü ve insanlık tarihinin en önemli icatlarından biri.
Asıl görevi Dünya'nın farklı noktaları arasındaki anlık iletişimi sağlamak olan uydular, artık zor günlerde dahi tüm insanların cep telefonları sayesinde faydalanabilecekleri bir teknoloji.
Uydular sayesinde günümüzde depremler dahil olmak üzere doğal afetlerin ve hasarlarının takibini yapmak, potansiyel afetleri önceden tahmin etmeye çalışıp öncesinden önlemler alabilmek ve doğal afet mağdurlarıyla anlık iletişime geçebilmek mümkün.
AFAD, "Afet Sonrası Anlık Görüntü Aktarımı Projesi" gibi projeler kapsamında günümüze kadar çokça kez uydulardan faydalanmıştır. AFAD'a göre bu proje, üç modülden oluşmaktadır:
- Anlık Görüntü Aktarım Sistemleri: Elde edilen görüntüler, yer istasyonlarına aktarılıyor.
- Uydu Altyapısı Haberleşme Bileşenleri: Elde edilen görüntüler, yer istasyonları ve AFAD arasında gidip geliyor ve iletişim sağlanıyor.
- Video Görüntülerinin İki ve Üç Boyutlu Haritalara Anlık Yansıtılması: Elde edilen görüntülerin iki ve üç boyutlu haritalara yansıtılıp, afetin büyüklüğünü ve hasarını ölçmesi sağlanıyor.
AFAD'ın tercih ettiği teknolojilerde "AYDES - UZAL" ve "AYDES - Kitle Kaynak" yazılımları kullanılmakla birlikte elektro-optik uydu teknolojisi, havadan fotoğraflama teknolojileri, senetik açıklıklı radar (SAR), nesne tabanlı görüntü analizi ve doku analizi algoritma ve yazılımları, afet sonrası kurtarma çalışmalarını kolaylaştırmaktadır.
Yurt dışından Türkiye'ye gerçekleştirilen uydu desteklerinin başını, Kopernik Programı aracılığıyla uydularını ilk günden aktive eden ve kısa sürede 1155 kişilik bir arama kurtarma ekibi hazırlayan Avrupa Birliği çekiyor.
6 Şubat sabahı sadece Türkiye değil, Avrupalı komşularımız da dahil olmak üzere tüm dünya trajik bir güne uyandı. AFAD'ın saat 07.04'te Birleşmiş Milletler'in şimdiye kadar 154 ülkede 797 kere aktive edilen "Uzay ve Büyük Afetler" tüzüğünün aktive edilmesini rica etmesi üzerine, Türkiye'ye uluslararası yardım alımları için düğmeye basıldı. Bu yardım çağrısına, uluslararası mecrada olabildiğince fazla uydunun Türkiye için seferber edilmesi talebi de dahildi.
- Görsel: 2 Mart 2017 tarihinde Adıyaman Samsat’ta meydana gelen 5,5 büyüklüğündeki deprem sonrasında afet bölgesine ait video görüntüleri gerçek zamanlı olarak kriz merkezine iletilmiş ve incelenmiştir.
Uydular, bu tüzük sayesinde 8 Şubat depremleri gibi büyük afet durumlarında herhangi bir devletin talebi üzerine aktive edilebilmekte. Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Estonya, Fransa, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Malta, Hollanda, Polonya, Romanya, Slovakya, İspanya, Portekiz, Almanya, Arnavutluk ve Karadağ, Türkiye'nin yardım çağrısına yanıt olarak 1155 kişilik bir kurtarma ekibi oluşturdular ve Avrupa Uzay Ajansı'nın Kopernik Programı'na bağlı olarak uydularını seferber ettiler.
AFAD da, tahmin edebileceğiniz üzere, yardım çağrısında bu ekiplerin ihtiyaç duyacakları konum bilgilerini önceden iletmişti. Bu konum bilgileri ve gereken ek detaylar sayesinde özellikle de Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) sismograf uydusu GOCE gibi uydular, nerelerin hasar aldığını ve nerelerin en acil müdahalelere ihtiyaç duyabileceğini etraflıca analiz ederek tüm kurtarma ekiplerine iletebilmektedir. Aynı anda ortalama 60 tanesinden birden faydalanılabilen bu tür uydular sayesinde, şimdiye kadar doğal afetler sonrasında milyonlarca insanın hayatı kurtarılabilmiştir.
Peki bizler, uyduları kurtarma çalışmalarını desteklemek için nasıl kullanabiliriz?
İnternetin kendisi ve kullandığımız tüm cihazlar, öyle ya da böyle uydular sayesinde çalışmaktalar. Dolayısıyla uydulardan her gün aktif bir şekilde faydalanıyoruz. Tabii, hazır bize tüm bu ekstra uydu imkânları sağlanmışken, bunları arama-kurtarma çalışmalarını desteklemek amacıyla kullanabilmemiz mümkün.
- Kaynaklar: Avrupa Komisyonu, The Conversation, AFAD