"Bu Yaşıma Kadar Neden Öğrenmemişim" Diyeceksiniz: "A" Harfinin Ortaya Çıkışının Öküzlerle Olan İlgisi

“A” harfinin; dilde, sembollerde, matematikte, mitolojide, tarihte ve müzikte bile ayrı bir anlama sahip olmasıyla hem dilsel hem de dil dışı göstergelerde oldukça önemli bir yeri var. Peki bizim için bu kadar önemli bir hâle gelen “A”nın nasıl ortaya çıktığını hiç düşünmüş müydünüz?

Latin alfabesinin ilk harfi olan “A”, dünya dillerinin hepsinde en sık kullanılan harftir. Dikkat ederseniz, dilimizde bizim için önemli sayılabilecek “anne, alo, aile, aşk, abla, acıkmak, an, anlam” gibi, saymakla bitmeyecek pek çok kelimenin baş harfi “A”.

Dilimizin içine bu kadar yerleşmiş bir harf, acaba ilk olarak nasıl ortaya çıktı ve neredeyse kullandığımız her sözcüğün içinde yer alan bir sembol hâline geldi?

Biz farkında olmasak da “A” harfi birçok yerde karşımıza çıkıyor. 

Tarih boyunca birçok devletin armasında “A” harfi yer aldı. Dinler için de ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu Hristiyanlık'ta bu harfin, Tanrı’nın “Alfa ve Omega” yani “her şeyin başı ve sonu” olmasına gönderme yapmasından anlayabiliriz.

Mitolojiye baktığımızda ise, en önemli tanrılardan biri olan Apollon'un isminin baş harfi “A”dır. Türkiye'de en sık kullanılan "Ali, Ahmet, Ayşe" gibi isimler hep "A" ile başlar. 

Müzik, matematik ve eğitime kadar uzanan bir önemi var.

Yalnızca sözcüklerde değil, matematikte bile yüzey hesaplamaları “A” ile ifade edilir. Müzik notalarında dâhi önemli bir yeri vardır. Piyano veya gitar gibi enstrümanlarda “A” harfine karşılık gelen nota, 440 Hz frekansta ses verir ve diğer notaların tınısı bu frekansa göre ayarlanır.

Adaletin sembolü, "A" harfi şeklinde tasvir edilirken, "A+" notu başarıyı ifade eder. Kısacası, A harfi hem kişisel hem de toplumsal hayatta önemli bir rol oynar.

Hayatımızda bu kadar önemli bir yere sahip olan “A”, nasıl oldu da ortaya çıktı?

Bildiğimiz üzere, M.Ö. 2000’li yıllara tekabül eden zamanlarda, her sözcük için bir şekil barındıran Mısır hiyeroglif yazısı kullanılıyordu. Karmaşık ve zor şekillerden oluşan bu yazı, pek de kullanışlı değildi. Öğrenmesi çok zordu ve yalnızca yazı sistemini öğrenenler iletişim kurabiliyordu.

M.Ö. 1750’li yıllara geldiğimizde, bu karışık yazı sistemi yerine, her harfin bir şekle denk geldiği, "proto-sinaitik" alfabenin temelleri atıldı.

“A” harfinin kökeni, öküzlerden geliyor!

Paranın henüz icat edilmediği dönemlerde, insanlık için en değerli varlıklar; öküzler, inekler ve boğalardı. İnsanlar onların etinden, sütünden ve yük taşımaları için kas gücünden faydalanıyordu.

Bu yüzden alfabenin ilk harfini, hayatlarında onlar için çok önemli bir yere sahip olan öküzlerle bağdaştırdılar. "A" harfini ters çevirdiğinizde öküz başını göreceksiniz! Hatta alfabenin ilk harfi, "boynuz" anlamında gelen "aleph"ti. 

Yeni geliştirilen alfabe ile resimler, sembollere dönüştürüldü.

M.Ö. 1000 yılında ise, Fenikeliler "proto-sinaitik" alfabeyi sadeleştirdiler. Her harfin bir resme denk geldiği alfabedeki resimleri, daha kolay yazılabilecek sembollere çevirdiler.

M.Ö. 750 yıllarında, bu sefer Yunanların alfabeye bir müdahalesi oldu. Ünlü sesleri eklemelerinin yanı sıra, Fenike alfabesindeki “A” sembolünün yönünü değiştirdiler. 

"Alfabe" kelimesi, "alfa" ve "beta"nın birleşiminden türedi.

M.S. 1. yüzyıla geldiğimizde ise, Latin alfabesinin geçirdiği değişimler günümüzdeki şekline ulaştı ve böyle kullanılmaya devam etti. Üstelik; "alfabe" dediğimiz sözcük bile "alfa-beta"dan, yani "a" ve ona ek olarak "b" harfinden türetildi.

Kaynaklar: Dictionary, Britannica, Language Travels