Gerçekten de Kant’ın doktora tezinin kapağında “Bismillahirrahmanirrahim” terimi var mıydı? Üniversitenin prosedürü buna uygun muydu? Öyleyse bile besmele kullanmayı Kant mı tercih etti?
Bu sorular kafamızı kurcalasa da Kant’ın gizli bir Müslüman olabileceği fikri de birçok kişi tarafından destekleniyor. Kimine göre böyle bir haberin gerçeklik payı yokken kimine göre de bu ibare, Kant’ın İslam’a olan sempatisini gösteren bir detaydı. Gelin, bu iddialara beraber yön verelim.
Bu konu, ilk olarak 1980’lerde gündeme geliyor ve oldukça büyük bir yankı uyandırıyor.
Aslında doktora tezinde sanılsa da bu durum sandığımızdan da farklı, bu konuya birazdan değineceğiz. Kant'ın çalışmada bulunduğu iddia edilen besmele ibaresi, yalnızca bir tartışma yaratmamış, aynı zamanda akademik çalışmalara da konu olmuştur. Özellikle daha önce de “Hz. Muhammed & Hayatı ve Batı Algısındaki Dönüşümü” eserini ele alan Hartmut Bobzin, bu konuyu enine boyuna inceleyerek gerçekleriyle ortaya koymuştur.
Kant’ın çalışmasına bakıldığında, Arapça bir besmele ibaresi gerçekten de var ama doktora tezinin kapağında değil!
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/94/a060fea26bad3fcda2bc5605ee081697f16dd9c8.jpeg][/IMAGE][VIA:Kant'ın doktora tezi diploması][/VIA][/VIAIMAGE]
Ancak bilinenin aksine doktora tezinin kapağında değil, günümüzde de Alman İlim Müzesi’nde sergilenen doktora tezinin savunmasını duyuran davetiyededir. O dönemde üniversiteler, doktora tezlerini matbaada bastırır ve doktora öğrencisini de savunmaya böyle davet edermiş.
Davetiyedeki besmele ise Kant’ın kendi isteğiyle yaptığı özel bir şey değilmiş.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/94/41ce1f7374c8f6b7db6790d3c291159ce8d48e3d.jpeg][/IMAGE][VIA:Theodor Hackspan'in 1640 tarihli doktora tezi.][/VIA][/VIAIMAGE]
Davetiye, fakülte dekanının ve söz konusu doktora tezlerinin duyusunu basan matbaanın inisiyatifine bağlıydı. Königsberg Üniversitesinde 1755 yılında doktorasını tamamlayan Immanuel Kant, toplantıda doktor unvanının (gradum et insignia) verileceğini duyuracaktı. Toplantıya yönelik bastırılan bu davetiye, o dönemde doktora sertifikasına karşılık gelmekteydi.
Besmelenin el ile yazıldığı anlaşılmakla birlikte Kant tarafından mı, yoksa baskıyı yapanlar tarafından mı yazıldığı belirsizdir.
Aslında bu bir ilk veya yeni olan bir şey değil. Çünkü başka diploma belgelerinde daha önce de besmeleye rastlanmıştır. Eskiden beri doktora tezlerinin davetiyelerinin en üst sayfasında, “Tanrının adıyla” veya “Tanrının inayetiyle” gibi giriş ibareleri yer alırdı. Önceden bu gelenek Müslümanlarda da vardı. Müslüman filozof ve düşünürlerin eserlerinin girişinde “Tanrının Adıyla” ibaresi yer alıyordu. Bu geleneğin Batı’da da olduğunu görebiliyoruz ancak farklı dillerde.
Immanuel Kant’ın hocası Johannes Bernhardus da kitabının başlangıcında aynı şekilde besmeleyi kullanmıştır.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/94/0483947818a3fa648a4cfc43afe4593af8cc6fa3.jpeg][/IMAGE][VIA:Kant'ın hocası Johannes Bernhardus'un kitabındaki besmele ibaresi.][/VIA][/VIAIMAGE]
Kant’ın doktora tezi savunma davetiyesinin başında besmelenin yer almasının kesin sebebi bilinmemekle birlikte biz sadece bu konu hakkında çıkarım yapabiliyoruz. Doç. Dr. Asım Cüneyd Köksal’a göre bu besmele, 18. yüzyılda İslam kültürünün Batı için hala önemli olması ve Avrupa’da besmelenin bir moda ve dekoratif unsur olmasından kaynaklanıyor.
Bazı sosyal medya kullanıcılarına göre ise bu durum Batı’nın önde gelen sanatçı ve düşünürlerinin İslam algısını ve saygısını yansıtmaktadır.
Konuya başka bir boyutla bakınca aklımıza farklı bir soru geliyor: Çalışmaları “dinsel ifade içeren bir cümleyle” başlatma geleneği Prusya Kralı II. Friedrich’ten sonra mı gelenek haline geldi?
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/94/96203ec7767a387d5e47779dfc0616d1e46ffd99.jpeg][/IMAGE][VIA:II. Friedrich][/VIA][/VIAIMAGE]
Aydınlanmacı bir despot olan II. Friedrich’in de “gizli Müslüman” olduğu sıklıkla dillendiriliyordu. İslam’a olan sempatisi de pek çok kaynakta geçer.
Ancak sorumuzun cevabını veren herhangi bir kaynak yok. Bir araştırmaya göre bu geleneğin Friedrich’le başlamış olması mümkün değil çünkü 1700’lerin hemen başında Erlangen’da basılan doktora tezlerinin davetiyelerinde “besmele” yer almış. En azından üç farklı doktora tezinin davetiyesinde söz konusu ibare (Arapça harflerle) kullanılmış. Dolayısıyla bunun II. Friedrich zamanında başlamış olması da mümkün değil. Çünkü II. Friedrich 1740 yılında başa geçmiş ve 1786’da vefat etmiş.
Peki, Kant’ın doktora tezi davetiyesindeki besmele neden Arapça yazılmış?
Tüm olasılıkları düşündükten sonra bunun tamamen okulun, dekanların, matbaaların ve dönemin Aydınlanma düşüncesinin bir etkisi olduğu anlaşılıyor. Arap harflerine özel bir anlam yüklenirse, o zaman Yunan ve İbrani harflerini de aynı anlamda değerlendirmek gerekir.
Sonuç olarak Kant’ın doktora tezinde bir besmele olduğu iddiası gerçeği yansıtmamakla birlikte teorik olarak aslında yanlış bir bilgi de içermiyor. O dönemde davetiyelere uygulanan bir gelenek, tesadüfen Kant’ın doktora tezine denk gelmiş. Hatta o dönemler bunun Almanya’da kullanılan bir gelenek olduğu da görülüyor.