Yapay zekânın özellikle son bir yıl içindeki hızlı gelişimi, artık bu teknolojilerin iş akışımıza bile entegre olmasını sağladı. Özellikle ChatGPT ve Midjourney gibi üretken yapay zekâlar dünya çapında başı çekerken, yapay zekâların yapabildiklerinde bir sınır olmaması ve devamlı gelişmeye devam etmesi de endişelere yol açtı.
Bu endişelerin ardından tüm yapay zekâ geliştiricilerine karşı bir mektup dahi yayınlandı, OpenAI ChatGPT’nin bir sonraki sürümünü oluşturacak GPT-5’in geliştirilmesini durdurdu. Endişelere taraf olan bir diğer kurum ise son olarak NATO oldu.
“Dünyamız, nesillerdir olduğundan daha tehlikeli ve daha az tahmin edilebilir”
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/97/59d9f7c60d2097513923f81d712a1c80eb6a3cff.jpeg][/IMAGE][VIA:Midjourney][/VIA][/VIAIMAGE]
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, bu yıl 18.’si düzenlenen ‘NATO Silahların Kontrolü, Silahsızlanma ve Kitle İmha Silahlarının Yayılmasını Önleme Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Stoltenberg, yapay zekâların büyük riskleri de beraberinde getirdiğini şu ifadelerle söyledi:
(…)Bir ülkenin sahip olduğu algoritmaların veya yapay zekâ sistemlerinin sayısını, füzeler ve savaş başlıklarında olduğu gibi basitçe sayıp sınırlayamayız.”
Yapay zekâ teknolojilerine karşı önlemler alınacağını da açıkladı!
Önceki nesillerin karşılaştığı risklerden çok farklı olan bu yeni riskleri anlamak ve yönetmek için uzmanlığı geliştirmemiz gerekiyor. Savunmada yeni teknolojilerin sorumlu kullanımı için ortak, evrensel bir altın standardı geliştirmeye kararlıyız.
NATO'da bu süreci Yapay Zekâ Stratejimiz ve onun sorumlu kullanım ilkeleriyle başlattık.
İttifakta sorumlu kullanım için bazı ilkelerin ana hatlarını çizen bir anlaşmaya vardık ve tabii ki bir sonraki adım, Çin ile hem bu değerler ve ilkeler üzerinde hem de belki de sorumlu kullanım için bazı kurallar üzerinde anlaşmaya varmak olacaktır.”