Türkiye'de Daha Önceki Seçimlerde İnternetin Başına Neler Gelmişti?

Seçim ve kriz gibi anlarda başvurulan ilk yol neredeyse her seferinde sansür oluyor. 2011'e doğru dönüp baktığımızda bunu çok daha net bir şekilde görebiliyoruz.

Oldukça kritik bir konumda yer alan 2023 seçimleri, daha önceki seçimlerde de olduğu gibi internetteki etkisini seçime haftalar kala göstermeye başlamıştı. Bu bağlamda birçok internet sitesinin, profilin ve hizmetin erişime kapatıldığını gördük. Bunun seçim konusu dışında en yakın örneği de deprem zamanında Twitter erişiminin engellenmesiydi.

Geçmişe doğru gittikçe de maalesef bunun benzerlerini sıklıkla görüyoruz. Seçim olmasa bile belli başlı olaylar yüzünden bilgiye erişimin engellenmesi, ne yazık ki alışılmamış bir durum değil. Burada elbette intihar gibi haberlerin yayılmasının engellenmesini kastetmiyoruz, zira o durum ayrı bir kefede. Bizim sayacağımız örnekler medyanın yönlendirilmesi ve kriz yönetiminin gerektiği anlarda kökünden kesilmesini kapsıyor.

Ülkemizde ilk internet bağlantısı 12 Nisan 1993 yılında yapıldı. Erişim engeli imkânı sunan kanun ise 2007’de karşımıza çıktı.

Tam olarak 23 Mayıs 2007 tarihli ve 5651 sayılı olan bu kanun, “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi” ismini taşıyordu. Bu kanunun 8. maddesi, internetteki söz konusu içeriğin engellenmesine sebep olabilecek bazı suçları içinde barındırıyor.

İntihara yönlendirme, müstehcenlik, kumar gibi sebepler bu maddede yer alıyor.

Yakın zamanda ise uzun süre tartışma konusu olarak kalan Sosyal Medya Yasası ortaya çıktı.

Bu yasa ise başta yanlış bilginin yayılmasına karşı olarak çıktı. Kabaca geniş bir trafiği olan platformlarda kamu düzenini bozmaya çalışan kişiler için 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası, eğer platform söz konusu kişinin verilerini paylaşmayı reddederse de o platformun trafik bant genişliğinin yüzde 90’a kadar daraltılabilecek olmasını kapsıyordu.

Bu kararın verilmesiyle birlikte BTK’nin, karar gereği en geç 4 saat içinde bant genişliğini daraltması gerekiyordu.

Arka planı yeterince verdik. Şimdi de seçimlerde neler yaşadığımıza bir göz atalım. İlk durağımız 2019’daki yerel seçimler.

Bu seçimlerde basının büyük kısmı iktidar tarafında yer alıyordu. Yurt dışında oldukça ses getiren bu durum, özellikle de bu basın kuruluşlarının sahte haberlerinin de ortaya çıkmasıyla oldukça büyük tartışmalara sebep olmuştu. Oy sonuçlarının geç açıklanması ve belli başlı haberlerin çok geçmeden silinmesi de uzun süre gündemden düşmedi.

Bu zaman aralığında internet erişimi de sorunlarla karşı karşıyaydı tabii. EngelliWEB’in 2019 raporuna göre BTK, yıl içinde 42 bin URL’yi engellemişti. Bu da seçim dönemine doğru halkın erişim engeli konusu yüzünden tedirgin olmasına yol açmıştı. Önceki paragraftaki durumlar da bu endişeleri haksız çıkarmadı.

2018’de yapılan genel seçimlerde ise sosyal medya platformlarında erişim sorunları yaşandı.

2019’da yayımlanan bir rapora göre 2018 yılı içerisinde 2.950 habere sansür uygulandı. Bunun haricinde, yapılan seçimlerin ardından sosyal medya platformlarında aşırı derecede yavaşlık hissedildi ve Twitter, Ekşi Sözlük gibi platformlarda buna yönelik paylaşımlar yapıldı. Neyse ki bunların büyük çoğunluğu VPN yoluyla aşılabilmişti.

2014 yılında Twitter ve YouTube’a erişim engellendi.

Seçim öncesinde hâlihazırda sosyal medya platformlarının kısıtlanabileceğine yönelik açıklamalar yapılırken, ortaya çıkan ve yolsuzluğa işaret ettiği iddia edilen telefon görüşmeleriyle birlikte Twitter ve YouTube, Mart 2014’te kapatılmıştı. Seçimler ise 30 Mart 2014’teydi. Seçim sonrasına kadar kapalı kalan platformlar, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararla açılabildi.

2011 yılında yapılan genel seçimlerin öncesinde BTK, büyük eleştiri konusu olmuştu.

22 Ağustos 2011’de yürürlüğe giren İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı, bu eleştirilerin ana sebebiydi. Bu düzenleme, devlet kurumlarına tüm kullanıcıları kontrol edebilme yetkisi veriyordu. Düzenlemede sunulan 4 filtre tipinden biri seçilmedikçe internet kullanımı zorlaşmış, belli başlı sitelere bu bağlamda erişim engellenmişti.

Buna tepki olarak 15 Mayıs 2011’de İnternetime Dokunma! eylemleri yapıldı. Olaylar sırasında kapatılması istenen siteler arasında Ekşi Sözlük de yer alıyordu. Söz konusu olaylar, “Yes, We Ban!” sloganıyla küresel anlamda ses getirmişti.

BTK her ne kadar ‘çocukların internetteki ‘ahlaksız’ içeriklerden korunmasını sağlamak için’ bu adımı attığını belirtse de sistemin işlenme şekli hakkında da belirsizlik söz konusuydu. Bu bağlamda sistem, kişisel özgürlüğe bir engel şeklinde, sansürün temeli olarak nitelendirildi ve seçimlere de bu şekilde gidilmiş oldu.

Şimdiki seçimlerde ne olduğuna bakalım:

Öncelikle yakın zamanda Ekşi Sözlük’e erişim engellendi ve sitenin yedek olarak kullandığı iki alan adı da sırayla erişime kapatıldı.

Twitter, ülke yönetiminin talebi üzerine belli başlı profillerin erişimini kısıtladığını açıkladı.

Elon Musk, Türkiye’de hükümetin Twitter’a tam olarak ne gönderdiğini paylaşacağını açıkladı. (Gelince paylaşılacak)

Daha önce oldukça uzun süreli bir sansürle karşı karşıya kalan Wikipedia kurucu ortağı Jimmy Wales, Elon’u eleştirdi:

“Biz Türkiye'de prensiplerimize bağlı kaldık ve mücadele ederek kazandık. Bu ifade özgürlüğünün bir slogan değil prensip olduğunu göstermişti." diyen Wales, "Eğer Elon, 'Biz eğer para kazanmamıza engel oluyorsa ifade özgürlüğünü umursamıyoruz' demek istiyorsa sadece bunu söylemeli”

Kaynaklar: 2007 Kanunu, 5651 Sayılı Kanun, Sosyal Medya Yasası, Depremden Seçimlere İnternet Sansürü, DP Dönemi ve Sansür Uygulamaları, Gözlemevi, 2.950 Habere Sansür, Dünyada "Yes, We Ban!"