Her yıl Dünya çapında yaklaşık 20.000, günde ise ortalama 55 deprem oluyor ancak bunların çoğu sadece minik sarsıntılar olduğu için hissedilmiyor. Bu depremlerin büyüklüğü ise Richter ölçeğiyle ölçülüyor.
Bir deprem ülkesinde yaşadığımız için bu gibi bilgilere yıllardır hakimsiniz. Ancak konu 20.0 büyüklüğünde bir deprem senaryosu olunca işler epey karmaşıklaşıyor.
Richter ölçeği, bir depremin açığa çıkardığı enerji miktarını logaritmik bir şekilde derecelendirir. Peki logaritmik ne anlama gelir?
[GIPHY:qBAC0EXiVtpmCmLvAB][/GIPHY]
Yani bu, salınan enerji miktarının ölçekteki tam sayı değerleri arasında 31,7 kat artış olduğu anlamına gelir. Örneğin, 2.0ML [2 büyüklüğünde] bir deprem, 1.0ML'likten yaklaşık 32 kat daha fazla enerji salar. 3.0ML'lik bir deprem ise 1.0ML'likten 1000 kat daha güçlüdür.
Şimdiye kadar kaydedilen en büyük deprem 9.5 büyüklüğündeydi ve yaklaşık on dakika sürmüştü.
Şili'de 1960 yılında yaşanan bu depremde 1655 kişi ölmüş ve iki milyon kişi evsiz kalmıştı. Ayrıca yaklaşık beş milyar dolarlık hasar oluşmuştu.
Depremin hemen ardından Şili'nin güneyi, Hawaii, Japonya, Filipinler, Yeni Zelanda'nın doğusu, Avustralya'nın güneydoğusu ve Aleut Adaları'nı kapsayan tsunamiler meydana gelmişti.
Bu depremin detaylarını bu içeriğimizden okuyabilirsiniz:
Gelelim esas sorumuza: 20.0 büyüklüğünde bir depremin açığa çıkması için ne gerekir?
[GIPHY:HnnhBuW2JOmAsVQK6V][/GIPHY]
Bunu daha iyi anlayabilmek için temel bilgilerimizi hatırlamamızda fayda var. Bildiğiniz gibi depremlerin çoğuna tektonik plakaların hareketleri neden olur. Volkanik patlamalar ve gök taşı çarpmaları gibi olaylardan da kaynaklanabilirler.
Yer kabuğunu oluşturan bu levhalar, dönüşüm sınırı adı verilen bir bölgede birbirlerine karşı kayabilirler. Levhalar farklı yönlerde hareket ettiklerinde, yer kabuğunda fay hattı adı verilen bir kırılmaya neden olabilirler. Çoğu depremin gerçekleştiği yer de burasıdır.
Levhalar birbirlerini sıkıca iterken sürtünme yaratırlar ve yeterince sürtünme varsa birbirlerine kilitlenerek kaymayı durdurabilirler. Ancak itiş devam ettikçe bastırılmış enerji ve basınç artacaktır.
Basınç, yeterince arttığında sürtünmeye karşı galip çıkarak çok güçlü ve ani bir kaymaya neden olacaktır. Bu da deprem olarak bildiğimiz titreşime neden olur. Fay hattı ne kadar uzunsa deprem de o kadar büyük olur.
Peki 20.0 büyüklüğünde bir deprem üretmek için ne kadar uzun bir fay hattı gerekir?
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/02/da023db8b94f3d925acfeb58ef98663995c0916d.jpeg][/IMAGE][VIA:1200 kilometre uzunluğundaki San Andreas Fay Hattı (ABD)][/VIA][/VIAIMAGE]
10.5 büyüklüğünde bir deprem üretmek için yaklaşık 80.000 km'lik bir fay uzunluğuna ihtiyacınız olacaktır. Dünya'nın çevresinin sadece 40.000 km olduğu göz önüne alındığında, bu pek olası değildir.
Bu nedenle "bir fay hattı kaynaklı" 20.0 büyüklüğünde bir depremin olması mümkün görünmüyor. Ama hemen sevinmeyin, farklı bir yolla gerçekleşmesi mümkün.
[GIPHY:WGc8fvKQawfDfTudMl][/GIPHY]
Büyük bir gök taşının çarpması durumunda, şimdiye kadar yaşadığımız tüm depremlerden daha uzun sürecek bir sarsıntıya maruz kalırız.
Sarsıntı ve artçıları saatlerce durmazdı. Görülmemiş büyüklükte tsunamiler yaşanırdı, gök taşının bir okyanusa düşmesi durumunda ise dalgalar gökyüzüne kadar ulaşırdı.
Bu da yetmezmiş gibi başka depremler de tetiklenirdi ve volkanik patlamalar meydana gelirdi. Tüm Dünya kelimenin tam anlamıyla parçalanırdı.
Gezegenin tamamen parçalanıp parçalanmayacağı ise "yer çekimsel bağlanma enerjisi"ne bağlıdır. O da ne, derseniz; küre şeklinde ve bütün haldeki bir nesnenin yer çekimi etkisi altında bir arada kalması için gereken minimum değerdir ama bu detaylar ayrı bir içeriğimizin konusu.
20.0 büyüklüğündeki bir deprem, yer çekimsel bağlanma enerjisinin üstesinden gelerek gezegenimizi yok etmek için fazlasıyla yeterli enerji üretecektir. Aslında çok endişelenmenize gerek yok, büyük bir gök taşının geldiğini çok önceden görerek bu tehlikeye karşı kendimizi savunmak mümkün.
Mesela NASA bu konuda önemli adımlar atıyor:
Belki dünya böyle bir olası tehlikeye hazır olabilir ancak biz henüz 7.0 şiddetindeki bir depreme bile hazır değiliz, önce buna bir çare bulmak şart. Unutmadık: