Kuzey Avrupa denilince pek çok kişinin aklına ilk olarak İsveç, Norveç, Danimarka gibi bölgenin en büyük ülkeleri gelecektir. Estonya ise genel olarak bölgeye ilgi duyan kişilerin daha sık duyduğu bir ülkedir. Normal bir durum çünkü diğer ülkeler hem siyasi hem de kültürel alanda olur olmadık yerlerde karşımıza çıkarken Estonya biraz daha sessiz sakin, kendi halinde yaşar.
Tabii zannetmeyin ki Estonya sessiz duruyor diye diğer ülkelerden daha geri bir durumda. Tıpkı diğer Kuzey Avrupa ülkeleri gibi bu kendi halindeki baltık ülkesi de aslında binlerce yıllık kadim bir geçmişe sahip. Atlattığı sayısız savaş nedeniyle kendine özgü kültürel özellikler de geliştirmiş olan Estonya’ya gelin yakından bakalım ve bu ülke hakkındaki ilginç bilgileri görelim.
Estonya hakkında bazılarını ilk kez duyacağınız sıra dışı bilgiler:
- Estonya ovası, Vikinglerin yuvası.
- Estonya hangi dili konuşuyor merak ediyorsanız şarkılarına bakmak gerekiyor.
- Bölgede anakaradan çok ada var.
- Tam bir orman ülkesi olan Estonya’da ilginç bir spor yapılıyor.
- Estonya’nın ekonomisi nasıl derseniz, ulaşım ücretsiz deriz.
- Ülkede nedense iki tane UNESCO Dünya Miras alanı var.
- Estonya'nın belalı bir kilisesi var.
- Estonya’nın havası temiz, hem de çok temiz.
- Estonya ovası derken şaka yapmıyorduk.
Estonya ovası, Vikinglerin yuvası:
Estonya bölgesindeki ilk insan yerleşimlerinin günümüzden 11 bin yıl önce başladığı tahmin ediliyor. Tunç Çağı dönemine ait insan yerleşimlerinin bulunduğu dağlık alanın yanı sıra buradaki insanların Demir Çağı’nda tarım yaptıkları biliniyor. Demir Çağı’nda sonra yani milattan önce yaklaşık 500’lü yıllardan sonra ise bölge halkının savaşmayı kendisine bir yaşam biçimi haline getirdiği düşünülüyor.
Estonya’nın yerel halkı olan Estonlar, hepsini Vikingler olarak genelleyebileceğimiz Fin haklarından bir tanesidir. Tarihleri boyunca pek çok kez Almanların ve Rusların hakimiyeti altına giren Estonlar, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda da büyük kayıplar yaşamışlardır. Estonya, uzun süre Sovyetlerin kontrolünde kaldıktan sonra 20 Ağustos 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir.
Estonya hangi dili konuşuyor merak ediyorsanız şarkılarına bakmak gerekiyor:
Estonya halkı Estonca konuşur ve ülkenin de resmi dili Estoncadır. Ancak aslında Estonca tam olarak ayrı bir dil değildir. Fin dilleri olarak genellenen bölgedeki diller arasında bir tür lehçe gibidir. Bu dilin, yerel halk için önemi büyüktür. Tıpkı Anadolu köylerinde olduğu gibi Estonya dağ köylerine de gittiğiniz zaman sizi karşılayacak yaşlı Eston teyzelerden içine kahramanlık hikayeleri olan şarkılar dinleyebilirsiniz. Üstelik bu şarkıların bir bölümü korolar halinde söylendiği için gelecek nesillere de aktarılması için uğraşılır.
Bölgede anakaradan çok ada var:
Estonya için bir adalar ülkesi desek Karayip bölgesindeki pek çok ülkeye haksızlık etmiş oluruz ancak diğer ülkelere kıyasla şöyle bir ada - anakara kıyaslaması yaparsak Estonya gerçekten hayret verici kadar çok adaya sahip. Estonya’nın Baltık Denizi sınırlarında 2200’den fazla adası bulunuyor. Hiiumaa, Kihnu, Saaremaa gibi isimlere sahip bu adaların hepsinde elbette insan yerleşimi bulunmuyor ancak bilinmeze yolculuk etmeyi seven bir gezginseniz bu küçük adalardan birine gidip hala binlerce yıl öncesindeymişiz gibi yaşayan bir Eston ile karşılaşabilirsiniz.
Tam bir orman ülkesi olan Estonya’da ilginç bir spor yapılıyor:
Avrupa’nın en düşük nüfusa sahip ülkelerinden biri olan Estonya’nın neredeyse yarısı ormanlardan oluşuyor. Bu özelliği nedeniyle Avrupa’nın en yeşil ülkelerinden biri olarak kabul edilen Estonya’da, coğrafyanın getirdiği şartlar sayesinde dünyanın başka bir yerinde görmediğimiz bir spor yapılıyor; eş taşımak.
Dağın başındayız, her yer orman, spor salonu kursan kurulmaz diye düşünmüş olan Eston erkekler eşlerini sırtlıyor ve yarışıyor. Eşler, erkeklerin boynuna bacaklarını sararak baş aşağı pozisyon alıyorlar. Yarışmacılar iki kuru, bir su engeli olan zorlu bir parkurda yarışarak birinci gelmeye çalışıyorlar. Kuzey Avrupa’nın farklı ülkelerinde şampiyonası da yapılan bu yarışmaya katılmak istiyorsanız ama bekarsanız komşunuza sorarak onun eşi ile yarışmanız da mümkün.
Estonya’nın ekonomisi nasıl derseniz, ulaşım ücretsiz deriz:
Estonya, Sovyet yönetiminde olduğu dönem ruble kullansa da bağımsız olduktan sonra kron kullanmaya başladı. 2011 yılında Avrupa Birliği’ne girince dolayısıyla Euro bölgesine de girmiş oldu ve Euro kullanmaya başladı. Ekonomisinin büyük bölümü hizmet sektörü üzerine kurulu olan Estonya, kişi başına düşen milli gelir bakımından dünyanın en büyük 39. ülkesi. Küçük bir detay olsa da bir ülkenin ekonomik durumunu ortaya koyan bir detay olduğu için söylemeliyiz ki Estonya vatandaşları için her türlü toplu taşıma aracı ücretsiz. Tabii turist olarak giderseniz ücret ödemeniz gerekiyor.
Ülkede nedense iki tane UNESCO Dünya Miras alanı var:
Tamam binlerce yıllık bir kültürü var ve coğrafyası inanılmaz ama yani Estonya’ya bakınca diğer Baltık ülkelerinden farklı pek bir şey görmek de mümkün değil. Tabii bir Avrupa Birliği ülkesinin UNESCO Dünya Miras alanına sahip olmaması da düşünülemeyeceği için ülkenin en büyük şehri Tallinn içinde bulunan Eski Kent bölgesi ve ilk bilimsel meridyen ölçme aracı olan Struve Geodetic Arc, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Biri bir alet, diğerinden de 13. yüzyıldan izler var. Biz ne UNESCO Dünya Mirasları gördük, hey gidi.
Estonya'nın belalı bir kilisesi var:
Ükede bulunan 17. yüzyıldan kalma, döneminin en büyük kiliselerinden olan St. Madeleine Kilisesi’nin başına gelenler duyanları gerçekten de hayrete düşürecek cinsten. Kiliseye tarihi boyunca onlarca kez yıldırım çarptı. 1625, 1820 ve 1931 yıllarında düşen yıldırımlar o kadar büyük yangınlara neden oldu ki neredeyse şehrin tamamı yok olacaktı.
Estonya’nın havası temiz, hem de çok temiz:
Bir ülkenin sanayileşme oranı ve insan nüfusu arttıkça ister istemez havası da kirlenir. Estonya’nın nüfusu az, sanayileşme sınırlı ve yarısı ormanlardan oluşuyor. Hal böyle olunca ülkenin havası, sürdürülebilir açık hava endeksine göre dünyanın en temiz havalarından bir tanesi oluyor. Yani ülkeye adım atıp şöyle derin bir nefes alayım derseniz fazla oksijen nedeniyle bayılabilirsiniz.
Estonya ovası derken şaka yapmıyorduk:
Oluşum dönemi nedeniyle her yeri engebelerle ve yükseltilerle dolu bir ülkede yaşadığımız için markete giderken bile yokuş inip çıkan bir millet olduğumuz için Estonya bize epey ilginç geliyor çünkü ülke baya dümdüz. Öyle ki Estonya’nın en yüksek noktası denizden yalnızca 318 metre yükseklikte. Madem yüksekten manzara izleyemiyoruz bari biz uzayalım diye düşünmüş olacaklar ki Eston kadınların boy ortalaması 1.69 m, erkeklerin ise boy ortalaması 1.80 m’dir.
Kuzey Avrupa’nın en kendi halinde ülkelerinden bir tanesi olan Estonya hakkında bazılarını ilk kez duyduğunuz sıra dışı bilgilerden bahsettik. Bir gün bizim de, bizim sahip olduğumuz coğrafyanın tırnağı etmeyecek Estonya kadar refah içinde yaşamamız umuduyla.