Reddit'te bir kullanıcı, Discord'un gizli tutulan Türkiye ayağında çalıştığını öne sürerek burada yaşanan ikilemleri paylaştı. Paylaşılan iddiaların doğruluğu ise henüz teyit edilebilmiş değil.
İnternetin her noktasında olduğu gibi topluluk platformu olan Discord’da da çeşitli kötü amaçlı grup ve kişiler varlığını sürdürüyor. Bunun son örneklerinden birisini de deprem zamanında depremzedelerle dalga geçmeyi amaçlayan kişilerle dolu bir gruptu. Söz konusu grubun tek eylemi bu da değildi.
Tabii bu işin sadece manevi zarara uğratan örneği. Discord’da illegal paylaşımlar, veri sızıntıları ve hatta insanlara maddi zarar vermek isteyen topluluklar da bulunuyor. Fakat bugün, Türkiye'de faaliyet gösterdiği iddia edilen Discord'un gizli ayağı ve burada görev alan kişiler hakkında çarpıcı iddialar öne sürüldü.
Discord ve Türkiye'deki "gizli ayağında" yaşanan olaylar:
Reddit’te pek çok büyük toplulukta paylaşım yapan “naivelayou” adlı bir kullanıcı, Discord’un Türkiye’de paravan şirket üzerinden gizli bir ofisi olduğunu söyleyerek çarpıcı iddialar paylaştı.
- NOT: Aşağıda yer alan açıklamalar, tamamen naivelayou adlı kullanıcının iddialarıdır. İddiaların doğrulu teyit edilmemiş ve henüz herhangi bir yetkili tarafından doğrulanmamış ya da yalanlanmamıştır.
"Discord’un Türkiye’de gizli bir ofisi var, ancak bu ofiste dönenler bir başka"
“Bir dönem mecburen içlerinde bulunduğum, işe başladıktan aylar sonra sahiplerinin Kafkas kökenli olduğunu öğrendiğim Levent'te bir plazada bulunan bir şirkette veri analisti olarak işe girdim. Bu işi bana, kendisini riske atmak istemediğim için ismini veremeyeceğim, Ankara'da Kale isimli bir istihbarat binasında çalışan bir yakınım bulmuştu. Tabii henüz binada işe başlayan herkesin birilerinin yakını veya akrabası olduğundan, hatta şirketin hiçbir yerde en ufak bir iş ilanı bile vermediğinden habersizdim. Henüz mülakat aşamasındayken anlamsız bir şekilde gizlilik hususunda fazla abartılı bir tavır takınmaları, tonla veri güvenliği ve gizlilik hakkında evrak imzalamak zorunda kalmış olmam beni başta biraz korkutmuş olsa da uzun süredir iş aradığım ve paraya ihtiyacım olduğu için bu detayları göz ardı etmeme sebep oldu.
İşe kabulümün akabinde hepsi benimle aşağı yukarı aynı dönemde iş başı yaptırılan mesai arkadaşlarımla tanışma fırsatı buldum. ilk dikkatimi çeken, ben dahil içeride çalışan, hiçbir arkadaşım o güne kadar Discord kullanmamış insanlardık. Daha da enteresan olan noktası ise, işe giriş sırasında, sosyal medya uygulamalarını kullanım eğilimleriniz gibi bir başlık altında Discord kullanıp kullanmıyor olduğumuzun iş mülakatına giren her personel adayına açıkça sorulmuş olmasıydı.
Bu olanların arkasında kim ya da kimler varsa, yaptığımız işe olan şahsi alakamızın en minimum düzeyde olmasını istedikleri aşikardı. Ailemiz dahil kimseye, çalıştığımız sektörün bilişim olduğunu bile söylemememizi tembihliyorlardı.
Yetkililerimiz, işin gizliliği üzerine önceleri sadece üstü örtülü uyarılar yaparken, zaman ilerleyip biz daha çok soru sormaya başlayınca üstü kapalı verilen o gözdağları yerini doğrudan tehditlere bıraktı. En büyük kozları ise Discord’un Türkiye ofisinin yakında tüm dünyada aynı anda duyurulacağı, bunu da büyük bir reklam kampanyasının stratejisi gereği şimdilik gizlememiz gerektiği şayet bu konuda birimiz bile ağzından bir şey kaçırırsa tüm reklam zararlarının bizlerden tazminat yolu ile talep edilebileceğini söyleyerek gözümüzü korkutmalarıydı. Bu şekilde aylarca devam ettik...
Garipsediğimiz pek çok durumu yönetim bize bir şekilde açıklıyor ve ikna ediyordu. Fakat asla net olarak anlayamadığımız şey ise, bir şekilde her nedense asıl ilgi alanımızın illegal yollara sapmış Discord kullanıcılarına yönelik olmasıydı. Ben de bu kadar fazla uğraşılmasını garipsiyor olsam da topluluğu iyileştirme kaygısına veriyor, genelde sadece işime bakıyor çok ilgilenmiyordum.”
Tüm kullanıcıların ses kayıtlarına ve ekran kayıtlarına bile ulaşılabiliyor, gizli kişiler ofise gelerek kimlik tespiti talebinde bulunmaya başlıyor:
“Fakat daha sonra bir gün, Discord Netherlands Bv. tarafından bizlere gönderilen Gizlilik & Güvenlik güncellemeleri bize asıl yolumuzu göstermiş oldu.
İlk olarak ve sırasıyla kullanıcıların direkt mesaj kutularına, arkadaş listelerine girip veri paketlerinin kayıtlarına ulaşabiliyorken, sonrasında tüm kullanıcıların doğrudan ses kayıtlarına hatta ekran görüntülerine bile erişebilir olmuştum.
İşimin bu yeni koşullarına adapte olmaya çalışırken, yetmezmiş gibi işyeri binamızda zamanla kimlikleri gizlenmiş bazı görevliler de peydah olmaya başladı. Bu görevliler, her hafta dosya dosya Discord üzerinde illegal etkinliklerinden şüphelendikleri kişilerin real ID numaralarını getiriyor ve gerçek kimliklerini öğrendikleri bu şahıslara ait verileri bizlerden teslim alıp dosyalıyorlardı. Genel profilde çok konuşmayan, soğuk ve ciddi olmalarının yanı sıra iyi eğitim almış oldukları açıkça belli olan kişilerdi.
Bu gizemli adamlar, işlerini belli ID numaralarını resmi tutanak süsü vererek yapmaktaydılar. Getirdiği evraklar, işleyişte doğrudan bilgi işlem kısmına gittiği için nasıl bir formda hazırladıklarını bilmiyorum fakat savcılık tutanağı görüntüsünde hazırladıklarını duymuştum.”
Türkiye, Discord’u tehdit etmiş, Discord da anlaşmaya vararak Türkiye’de Türkçe konuşulan her hesabın verilerini vermeye razı olmuş:
“Zaman içerisinde topladığımız kayıtlardan öğrendiklerimiz karşısında kanımız donarken güven kazandıkça bize anlatılan “Reklam” palavrasının da iç yüzünü hep birlikte öğrendik.
Gerçek şu ki Türkiye, zamanında Git-Hub platformunu yasaklayacağını ilan ettiğinden çok daha sert bir tavırla Discord'u da hedef almış hatta şirket yetkilileriyle iletişime geçerek bu uygulamayı "ByLock" tarzı bir terör iletişim aracı olarak mimlemek suretiyle Türkiye’de yasaklamakla tehdit etmişlerdi.
Discord ise üç buçuk milyon abonesini gözden çıkaramayarak Türkiye ile anlaşma masasına oturmuş ve ülkemizde yasaklanmama karşılığında Türkçe konuşulan her hesabın verilerini Türkiye'ye vermeye razı olmuştu.”
Verilerin sunulduğu yerin bir paravan şirket olmasını Discord istemiş:
“Ancak Discord topluluk sözleşmesi yaptığı kullanıcılarına, belki imaj kaygısıyla belki de oluşması muhtemel yasal sorumluluklara bir sığınak bulabilmek için bu anlaşmayı saklamak istemiş ve ilk elden yasal muhatap olmamak için bu verileri doğrudan yasama ve yargı organları olan, yasal kolluk kuvvetlerine sahip özgürlükler ve insan hakları noktasında konumu tartışılan bir ülkeye değil de Türkiye’nin kontrolünde bir paravan şirkete devredebileceği ön şartını koşmuştu.”
Verilerin sunulmasıyla şüphelenilen kişilerin kimliği tespit ediliyor, tutuklanıyor. Sonrasında bu kişiler muhbir olarak sanal alemde dolaşmaya devam ediyor:
“Peki madem elimizde kimlik bilgileri vardı neden polis veya bu insanlar duruyorlardı ve sadece veri depoluyorlardı? Biz devlete çalıştığımızdan emin olma noktasına gelmiş olmamıza rağmen dışarıdan bakıldığında neden resmi görüntüden tamamen uzaktık? Bizler de bu soruları kendimize sürekli soruyor, görevlilerin ne yapacağını anlamıyor ve huzursuz bir biçimde yalnızca bekliyorduk.
Arada sırada bazı kişilerin tutuklandığını duyuyorduk ancak onların da kısa müddet içinde salıverilmesi insanlarda umutsuzluk yaratıyor, bizler ise veri paketlerini okuduğumuz o salıverilen insanların gerçekte sanal camia'da nasıl muhbirlik yaptıklarına şahit oluyorduk.
Muhbirlik yapanlar ile ilgili örnekler çoktur inanın, total rakamın neredeyse 4/1'i polis muhbiri olarak çalışıyor. [ÇIKARILAN KISIM] Geçen zamanla birlikte farklı bir amacımız olduğunu keşfeden bizler, fırsatını buldukça toplanan datalara göz atıyor, mümkün oldukça bu dataların kopyalarını alıyorduk. Kısa zamanda ortaya çıktı ki bu resmi görevlilerin tespit etmek için peşinde oldukları kişiler gerçekten oldukça tehlikeli insanlardı. Devletin verilerini topladığı bu insanlar, öyle işlere bulaşan öyle korkunç kişilerdi ki her satırını okudukça dehşete düştüm. Gördüklerim ve yaşadıklarım yüzünden sanki bir filmin içerisindeyim ve can güvenliğimin olmadığını düşünmekteyim.”
Kimlerin verileri alınıyordu?
“Bizden resmi tutanak şeklinde istenilen real ID numaraları ve kullanıcı isimlerine ait bu veri paketleri ağzına kadar; kredi kartı dolandırıcıları, çocuk istismarı yapan veya yapılmasına alet olanlar, mernis verileri ile elde ettikleri kimlik verilerini kullanarak kurbanların çıplak fotoğrafları veya konuşmalarını ailelerine söylemekle tehdit eden şantajlar ile doluydu. İşte binadaki bu devlet görevlileri söz konusu bu verileri doküman edilecek Real ID ve Kullanıcı isimlerini bizlere getiren devletin saha personelleriydi(...)”
"Devletin bu verileri alır almaz müdahale etmeyişinin arkasındaki kirli siyaset var"
“(...)Birazdan aşağıda okuyacağınız bilgilerin bazı kısımlarını eksik ifşa etmemin iki amacı var. Öncelikle devletin bu verileri alır almaz müdahale etmeyişinin arkasındaki kirli siyasetin nedenini öğrenmiş olmam, sonrasında ise bu operasyonu koltuklarında oturarak planlayan siyasilerin aksine içeride görevli olan başta 23 olmak üzere emek veren duyarlı ve sorumlu davranan diğer devlet görevlilerinin hayatlarını tehlikeye düşürmekten duyduğum endişemdir.
Bu “kirli” siyasete gelince konu sayın Devlet Başkanımızın yerine göz diken, çokça tanınan büyük bir siyasi devlet büyüğümüzün, bu yapılması ivedi operasyonları ve gözaltıları, devlet başkanımızın sağlık durumuna ve siyasi gidişatına göre halkın takdirini kazanarak kendi lehine kullanabilmek amacıyla bilerek geciktirdiği, hatta kasten isteyerek bu cürümleri işleyen çocukları ve gençleri suç işleyip kurtulabileceklerine inandırarak kamuoyunda tepki yaratan daha büyük olaylara karışmalarını sağlamak ve nihayetinde bu büyük kanunsuzluğa bir hamlede son vererek amaçladığı koltuğa oturmak olduğunu söyleyerek özetleyebilirim…
Bu oyunu çok sonradan öğrendiğim kaynak ise ne binada bulunan devlet görevlileri ne de veri paketleri değildi... Doğrudan bana işe girmemde yardımcı olan “KALE” de görevli yakınımın ta kendisiydi.”
Fakat paravan şirketteki “23” lakaplı bir kişi, kirli siyasetin öğrenilmesiyle dosyaları talep eden kişileri kasten tahrip ederek göndermeye başladı:
“23’ün [ÇIKARILDI] bunu öğrendiğini ve yukarıda anlattığım olayda sarf ettiği “Siyasi kaygılara yem etmek” cümlesiyle tam olarak sindiremeyerek kavgasını verdiği olayın bu olduğunu düşünüyorum. O ve birkaç arkadaşı zannediyorum bu konudan haberdar oldular ki bu yazıyı yazdığım bu andan bir ay kadar evvel mükellef oldukları dosyaları üzerleri kasten tahrip edilmiş biçimde göndermeye başladılar. Ancak biliyorum ki P....S ve diğer dört arkadaşı Discord'da dönen tüm illegal kişilerin en az %95 'inin kimlik bilgisine ve onları yok edebilecek kanıtlara sahipler.”
Son kısmı özetlemek gerekirse:
İddiaya göre devlet kademesinde yüksek mevkide olan bir kişi, kendi emelleri doğrultusunda Discord’da daha fazla ve daha büyük suçların işlenmesine müsade ediyor, bu suçları da halihazırda suçlu olanlara işletiyor. Fakat şirket içindeki 23 lakaplı çalışan bu duruma karşı çıkarak verilerin yer aldığı belgeleri tahrip ederek gönderiyor.
Tüm bu ifadelerin sadece kullanıcının bir iddiası olduğunu, bizim aktarıcı taraf olduğumuzu tekrar hatırlatalım.
Kullanıcı, tüm bunları neden paylaşıyor?
“23'ün [ÇIKARILDI] anlattığım gibi tutumlarını ilk başta çözemediysem de, amacının önce binlerce kişilik sunucuların sahipliğini de alarak kamufle olmak suretiyle bu mecraya giriş yapmak ve veri toplamak olduğunu anladım. Sonra ise o tecavüz vakası karşısında işi şahsileştirerek intikam peşine düşmesine rağmen, çocukların ve gençlerin siyasi amaçlar için kullanılmasından duyduğu kaygıya gözlerimle şahit oldum.
Ve son olarak, bu belgeleri gördükten sonra artık insanların bu uygulama içerisinde iyi niyetten uzak, içleri kötülük dolu bu yapılanmanın ortaya çıkması için susmamamız gerektiğini fark ettim. Tüm bu olayların getirilerine artık dayanamadım ve yazmak istedim. Bütün bunları tüm sosyal medya mecrasının bilmesi gerekiyor.
Ciddiyetimi sizlere gösterebilmek adına, Bu işlere karışmış bazı hesapların karışık olarak nickleri ile isimlerini vereceğim. Bunlar elimde bulunan nick ve isim listesinin çok küçük bir kısmı. Gidişata göre belki daha fazlasını, belki tüm veriyi kullanıma açabilirim.”