Kızamık Salgını Riskinde Yeni Gelişme: Sağlık Bakanlığı'ndan 81 İle Aşılar Hakkında Talimat

Sağlık Bakanlığı, son günlerde gündemde olan kızamık salgını hakkında 81 il valiliğine yeni bir yazı gönderdi.

Türkiye'de yakın zamanda başlayan "kızamık salgını" gündeminde yeni gelişme yaşandı. Sağlık Bakanlığı, özellikle çocuklarda aşıların tamamlanması için 81 ile talimat verdi.

Söz konusu yazıda Bakanlık, aşıların tamamlanması gerektiğini, eksik aşılı ve aşısız kişilere ulaşılmasının önem arz ettiğini ifade etti.

18 Ağustos Güncelleme: 81 ile yeni bir yazı gönderildi:


"Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında yürütülen kızamık, kızamıkçık, kabakulak aşı kapsayıcılığının ülke genelinde artırılması için eksik aşılı ve aşısız kişilere ulaşılması önem arz etmektedir. Eksik aşılıların yoğun bulunduğu tespit edilen yerlerde il sağlık müdürlüklerinin koordinasyonunda ilçe sağlık müdürlükleri ve toplum sağlığı merkezleri tarafından oluşturulacak mobil ekipler aracılığıyla aşısız ve eksik aşılı çocukların aşılarının tamamlanması sağlanmalı."

26 Haziran: Sağlık Bakanlığı tarafından valiliklere gönderilen yazı:

“Dünya genelinde son yıllarda yaşanılan aşı kapsayıcılığındaki düşüşler, zayıflamış kızamık sürveyansı ve Covid-19 nedeniyle aşılama faaliyetlerinde meydana gelen kesintiler ve gecikmelerin yanı sıra 2022-2023 yıllarında devam eden vakalar, kızamığın dünyanın her bölgesinde tehdit olabileceği anlamına geldiği, dünya sağlık örgütü tarafından bildirilmiştir. Ülkemizde de son dönemlerde kızamık vaka bildirimleri yapılmaktadır. Bu nedenle kızamığa karşı alınabilecek önlemlerin bir kez daha hatırlatılmasına ihtiyaç duyulmuştur.”

19 Haziran: Fahrettin Koca'nın açıklaması:

Ülkemizde kızamık vakalarına bağlı ölümler olduğu yönünde medyada yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Konuyla ilgili kaygı uyandıran iddialar asılsızdır. Bu açıklama, kamuoyunu doğru bilgilendirme ihtiyacından doğmuştur.

Öncelikle şu önemli bilgiye dikkat çekmek istiyoruz: Kızamığa bağlı bir ölüm söz konusu değildir. Kızamığa bağlı olduğu veya olabileceği iddia edilen ölümün nedeni HIV/AIDS hastalığı kaynaklı multiorgan yetmezliğidir. Hasta 2015 doğumlu, yabancı uyrukludur.

Bilindiği gibi, sağlık çalışanlarımızın ilgili programa bağlı olarak sürdürdüğü çalışmalar sonucunda ülkemizde kızamık hastalığı tamamen kontrol altına alınmıştı. Ancak, son yıllarda birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yurtdışından gelen vakalara bağlı olarak kızamık vakalarında bir artış olduğu gerçektir.

COVID-19 Pandemisi döneminde maalesef artış gösteren aşı reddi kampanyalarına rağmen, sağlık çalışanlarımızın çabaları sonucunda çocuklarımızın KKK-I aşı kapsayıcılığının ülke genelinde %95’in üzerinde tutulması sağlanmıştır. Aşılarının, aşı reddi nedeniyle yapılamadığı İzlem/Aşı Durumu Bilgilendirme Onam Formu ile bildirilen çocuk sayısının gittikçe azalması sevindiricidir. Türkiye’de bulunan yabancılar içinse ayrı aşı kapsayıcılığı hesaplanmaktadır. Bu oran KKK aşısı için %87 ile 92 arasında seyretmektedir.

Bağışıklama Danışma Kurulumuzun önerisiyle 2019 yılından itibaren çocuklarımıza bir yaşından önce başlayarak üç doz kızamık aşısı uygulamaktayız. Bilimsel veriler, kızamık vakalarının görüldüğü dönemlerde aşı takvimine titizlikle uyulmasının yararına işaret etmektedir. Bu vesileyle vatandaşlarımızı çocuklarının sağlığı için aşı konusunda titiz davranmaya davet ediyoruz.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kızamık vakalarında artış olması üzerine ülkemizin çeşitli üniversitelerinde görevli bilim adamlarımızdan oluşan Bağışıklama Danışma Kurulu ve Kızamık Doğrulama Komitesinin aldığı kararlar doğrultusunda, İstanbul’dan başlayarak tüm illerimizde 2023 yılının Ocak ayından itibaren yoğun kontrol stratejileri uygulamaya konmuştur. Bu kontrol stratejileri çerçevesinde:

  • Tüm vakaların temaslıları (ev, okul, işyeri ve hastane) tespit edilmekte, temas sonrası profilaksi çalışmaları yürütülmekte ve temaslılar en uzun kuluçka süresi boyunca izlenmektedir.
  • Vaka görülen yerlerde saha çalışmaları ile aktif vaka aranmakta, tespit edilen eksik aşılı ve aşısız çocuklar saha ekiplerince aşılanmaktadır.
  • Özellikle toplu halde yaşanan yerlerde (geçici barınma merkezleri, geri gönderme merkezleri, yurtlar vb) güçlendirilmiş sürveyans çalışmaları ile gerekli taramalarla aktif vaka araştırması yapılmakta, aşısız ya da yaşına göre eksik aşılı kişilerin aşılanması sağlanmaktadır.
  • Sağlık kurumlarına şüpheli bir vaka başvurusu olması halinde triyaj ve izolasyon önlemlerinin güçlendirilmesi azami düzeye çıkartılmıştır. Sağlık çalışanlarının kızamığa karşı bağışık oldukları kanıtlanamıyorsa aşılanmaları sağlanmaktadır.
  • İl Sağlık Müdürlükleri tarafından belirlenen riskli bölgelerde evlere giderek aşılama çalışmaları yürütülmektedir.
  • Benzer şekilde asker aşılaması, turizm sektörü çalışanlarının ve havalimanlarında görev yapan personelin aşılaması çalışmaları yürütülmektedir.
  • Aile hekimlerimiz, kendilerine kayıtlı olan çocukların aşılanma durumlarını gözden geçirerek yaşına göre eksik aşılı olan tüm çocukların ivedilikle aşılanması konusunda uyarılmıştır.
  • Göçmen sağlığı merkezleri ve yabancı uyruklular polikliniğinden hizmet alan kişiler acilen değerlendirilip, yaşına göre eksik aşılı olan tüm çocukların ivedilikle aşılaması yapılmaktadır.

Bağışıklama Danışma Kurulu’nun bu ay içinde yaptığı son toplantıda mevcut durum değerlendirilmiş, durumun stabil olduğu tespit edilmiş, buna rağmen çalışmaların aynı ciddiyet ile devam etmesi yönünde karar alınmıştır.

Sağlık teşkilatımız bu konuda uluslararası normlar çerçevesinde gerekli tüm çalışmaları yapmaktadır. Kamuoyu yapılan açıklamanın vereceği emniyet duygusu içinde olmalı ve aşılanma için gerekli hassasiyet gösterilmelidir.

Saygılarımızla.

Peki neler yaşandı?

Türkiye'de gündemin bir numaralı maddesi olması gereken ancak pek konuşulmayan bir mesele var. Bu mesele, Kızamık. Evet yanlış duymuyorsunuz. Yapılan resmi açıklamalar, Türkiye'de kızamık vakalarında çok ciddi artış yaşandığını gözler önüne seriyor. Uzmanlara göre bunun iki temel nedeni var. Aşı karşıtlığı ve düzensiz göç. Bilim insanları, hükümetin acilen harekete geçmesi gerektiğini ve kızamığın Türkiye gündeminden düşürülmesi gerektiğini söylüyorlar. 

Hürriyet'ten Fulya Soybaş'ın haberine göre Türkiye, kızamık yaygınlığında Avrupa üçüncülüğüne yükseldi. Dört ay gibi kısa bir sürede 1.440 kızamık vakası görüldü. Bunların 242'si ise yoğun bakımlık durumdaydı. Yapılan açıklamalarsa kızamığa karşı müdahale gelmediği sürece, bu hastalığın bir salgına dönüşeceğini gözler önüne seriyor.

Kızamığın iki temel nedeni var: Aşı karşıtlığı ve düzensiz göç!

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir tarafından yapılan açıklamaya göre Türkiye, son dönemlere kadar kızamık aşılaması konusunda çok iyiydi. Hatta aşının ücretsiz olması da işleri kolaylaştırıyordu. Ancak özellikle de COVID-19 aşılarıyla başlayan tartışmaların aşı karşıtlığına dönüştüğünü anlatan Kandemir, buna göçmenlerin de eklenmesiyle olayların riskli bir noktaya geldiğini ifade ediyor. Ahmet Kandemir'in konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:

"Toplum sağlığına önem veren bir ülkeyiz aslında. Aşılamada çok büyük başarılar elde ettik bugüne kadar. Kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi aşılar zaten bizim aşı takvimimizde var. Üstelik ücretsiz yapılıyor, bu büyük bir avantaj. Bize gelen ve aşı yaptırmak istemeyen hastalarımızın çoğunun yaşadığı aşı tereddüdünün COVID-19 sonrası arttığı ya da oluştuğunu söylemek mümkün. Ayrıca göçmenleri de kültür farkı sebebiyle aşıya ikna etmekte sıkıntı olabiliyor. Kızamığın salgın bir hastalık ve çok da bulaşıcı olduğunu anlatıp tereddütleri ortadan kaldırıyoruz elimizden geldiğince. Ama asıl acilen Bakanlığımızın tüm tereddütleri giderecek şekilde insanları bilgilendirmesi, kampanyalar başlatması lazım. Aşılamada yüzde 95 altına inildiği zaman salgın riski başlar, şu an henüz salgına dönmedi ama ek önlemler alınmaz, düzensiz göç ile alakalı bir şeyler yapılmazsa kısa zamanda salgına dönecektir."

Kızamık ile COVID-19 aşılarını kıyaslamamak gerek! Kızamık aşısının tarihi, 1960'lı yıllara kadar gidiyor

"Çip yerleştirecekler" gibi hurafeleri bir kenara bıraktığımızda, insanların COVID-19 aşılarına karşı temkinli yaklaşmalarının en temel nedeninin uzun vade etkilerinin bilinmemesi olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bazı kesimler, bunu tüm aşılar için genellemeye başladılar. Yani sadece COVID-19 değil, diğer hastalıklarla ilgili aşıların da kullanılmaması gerektiğini savunmaya başladılar. Ancak bunun elle tutulur bir yanı yok. Peki neden?

Kızamık aşısı, ilk kez 1960'lı yıllarda kullanıldı ve o günlerden bugünlere kadar geldi. Yani kızamık aşısının "uzun vade etkileri" zaten yıllar önce tespit edildi. Bu yüzden, COVID-19 aşıları ile kızamık aşısını aynı kefeye koymak mantıklı bir yaklaşım değil. Sağlığımızı korumak için, çocuklarımıza mutlaka kızamık aşısı yaptırmak gerekiyor. Şunu da belirtelim; kızamık yaygın olarak çocuklarda görülen bir hastalık olsa da yetişkinler de bu hastalığa yakalanabiliyor ve hatta hastanelik olabiliyorlar...