Optik İllüzyonların Bizi Nasıl Kandırdığı Ortaya Çıktı: Tongaya Düşen Aslında Beynimiz Değilmiş!

Her gördüğümüzde ikinci kez bakma gereği duyduğumuz, internetin vazgeçilmezi optik illüzyonların aslında beynimizi değil gözlerimizi kandırdığı anlaşıldı. Yani bizi yanıltan o güne kadar elde ettiğimiz deneyimler ve bilgiler değil, sadece gözlerimizdeki sinir hücreleri.

Mutlaka bir kez karşılaşmış ve hatta birkaç kez yanılmış olabilirsiniz. Görseldeki hangi çizgi daha uzun, daire hangi yöne dönüyor ve hatta bu elbise, ayakkabı, duvar ne renk… Optik illüzyonlar üzerine dönen tartışmaların internette sonu gelmiyor. Ancak bu tartışmalar bilim dünyasında da karşılık buluyor, bilim insanları beynimizin veya gözlerimizin nasıl çalıştıklarını anlamak için bu yanıltıcı, tartışmalı görselleri kullanıyorlar. 

İngiltere’de bulunan Exeter Üniversitesi’nde görevli çevrebilimci Joylan Troscianko ve sinirbilimci Daniel Osorio; bir optik illüzyonun renk ve şekil gibi detayları farklı görmemiz sebebiyle mi yoksa beynimizin algılayış biçimiyle mi ilgili olduğunu araştırdı. 

Örneğin aşağıdaki görselde yer alan iki kısa gri çubuk, aslında aynı renklere sahip:

Ancak birinin beyaz çizgi, diğerinin siyah çizgi üzerinde yer alması sebebiyle ikisinin de rengini farklı tonlarda görüyoruz. Muhtemelen soldaki çizginin daha koyu olduğu yorumuna ulaşıyoruz. 

Peki aşağıdaki sıradan manzara gibi bir resme ya da gerçek haline baktığımızda neden bu karmaşayı yaşamıyoruz? Neden ağaçların yeşil, gökyüzünün mavi olduğu konusunda hemfikiriz? 

Çünkü o güne kadar yaşadığımız deneyimler, mesela çocukluğumuzda ağaçların görünümündeki rengin yeşil ve tonları olarak adlandırıldığı bize öğretildi. Bugüne kadar optik illüzyonlardaki yanılgıların asıl sebebi olarak bu tip öğrenilmiş durumlar gösteriliyordu, ancak yeni araştırma ile asıl sebebin bu olmadığı anlaşıldı.

Gözlerimizdeki sinir hücreleri, mercekten giren görüntüyü beyne iletmeden önce sıkıştırıyor, tıpkı bilgisayarlardaki .ZİP dosyaları gibi…

[GIPHY:2vmQDpXSK35pJHGXwf][/GIPHY]

Eğer baktığımız görüntü manzara gibi karmaşık değil de optik illüzyona sebep olan görsellerdeki gibi son derece basit detaylar içeriyorsa bu sıkıştırma işlemi sonuca daha çok etki ediyor. Bir başka deyişle gözlerimiz, görüntüyü sıkıştırıp beynimizin okuyabileceği mesajlar haline getirdiği anda işin rengi değişiyor. Gözlerimiz bu sıkıştırma işleminde yanılıyor, hatalı bir mesajı beyne iletiyor. Yani gözlerimiz kandırılıyor.

Gerçek dünyada sıklıkla karşılaştığımız karmaşık görüntülerde de sıkıştırma sonucunda hatalar yaşanabiliyor. Ancak bu hatalar, basit bir görselde oluşan hatalara kıyasla daha zor fark ediliyor. Hatta bu fark etme işlemi için çoğu zaman birinin size çıkıp ‘aslında o gri çizgiler aynı renk’ demesi gerekiyor. Sonuç olarak gözlerimizdeki sıkıştırma işlemi sonucunda oluşan hatalı mesaj, beynimiz tarafından okunuyor, bu mesaj gerçekle uyuşmuyor.

Araştırmanın bulguları yeni nesil HDR teknolojisine sahip TV ve ekran üretimlerinde kullanılacak:

[GIPHY:Lpw1K9zETuh7KFFjQX][/GIPHY]

Bilinçli üretilmediği için optik illüzyon demek zor ama gözlerimiz, HDR (Yüksek Dinamik Aralık) teknolojisine sahip bir TV ekrandaki en koyu ve en açık renkler arasındaki kontrast her zaman doğru şekilde algılamıyor. İşte o siyahların tam olarak siyah, beyazların tam olarak beyaz olarak gösterilse bile gözlerimizdeki bu yanılgıyı çözmek, yukarıdaki gibi araştırmaların sonuçlarına bağlı. 

Bir başka deyişle yüksek teknolojili HDR ekranların üretiminde aşılması gereken ana sorun; daha net ve gerçekçi, daha yüksek renk doğruluğuna sahip paneller üretmek değil. Bu panellerdeki renkleri ekrana bakan gözlerimiz tarafından doğru şekilde algılanabileceği görüntüler sunan paneller üretmek.