Bugün artık basit bir ilaç tedavisi ile geçen ama tarih boyunca milyonlarca insanın ölümüne neden olduğunu bildiğimiz sayısız hastalık var. Cüzzam da bunlardan bir tanesi. Binlerce yıl boyunca insanların korkunç bir şekilde ölmesine neden olan cüzzamı geçmişte kalmış bir hastalık zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Bugün hala her yıl yüzbinlerce insana cüzzam teşhisi konuyor.
Cüzzam bir tür enfeksiyon hastalığı ve bu enfeksiyona neden olan bakteri de hala bizimle, yani cüzzam geçmişte kalmış bir hastalık değil. Tabii eskisi gibi ölümcül değil çünkü modern tıp sayesinde cüzzam ile mücadele edecek ilaçlar geliştirildi ve bu hastalık daha yakından tanınarak nasıl kontrol edileceği öğrenildi. Gelin geçmişte ve günümüzde cüzzam nedir, belirtileri nelerdir, nasıl tedavi edilir tüm detaylarıyla görelim.
Hiç bilmeyenler için kısaca anlatalım; Cüzzam nedir?
En temel tanımıyla cüzzam, bir tür enfeksiyon hastalığıdır. Lepra ve Hansen hastalığı olarak da adlandırılan cüzzamın nedeni mycobacterium leprae isimli bir bakteridir. Yavaş büyüyen bu bakterinin neden olduğu enfeksiyon belirtilerinin görülmesi yıllar alabilir. Cüzzam hastalığı sinirlerimizi, cildimizi, mukozamızı ve gözlerimizi etkiler. İlerlediği durumlarda sonucu ölümcül olan komplikasyonlar doğurur.
Cüzzam bulaşıcı bir hastalık mı?
Maalesef en büyük tarihsel yanılgılardan bir tanesi de cüzzamın çok bulaşıcı bir hastalık olduğunun düşünülmesidir ve hatta tarih boyunca ölenlerin büyük bir kısmı hastalık bulaşmasından korkulduğu için tedavi edilmeyen insanlardır. Cüzzam bulaşıcı bir hastalıktır evet ama düşünüldüğü gibi cüzzamlı bir hastaya değdiğiniz anda cüzzam kapmazsınız, uzun süreli temas gerekir.
Cüzzam hastalığına mycobacterium leprae isimli bakterinin neden olduğunu söylemiştik. Yani bu bakteriye maruz kalırsanız cüzzam olursunuz. Ancak mycobacterium leprae bakterisi temas ettiğiniz anda hızla vücuda yayılan bir bakteri değil. Hatta sağlıklı bir insan için kolay kolay risk bile teşkil etmez. Ancak AIDS, diyabet, kalp hastalığı ve benzeri nedenlerle zayıf olan bağışıklık sistemlerinde mycobacterium leprae kolayca gelişecektir. Yani risk var ama düşündüğünüz kadar korkutucu değil.
Bu kadar korkulan cüzzam belirtileri nelerdir?
- Ciltte şişlik
- Deride döküntüler
- Döküntü bölgesinde uyuşma
- Yara benzeri cilt deformasyonu
- Dokunma duyusunun kaybedilmesi
- El hareketlerini kısıtlayan kas zayıflığı
- Ayak altında çıkan yaralar
- Burunda tıkanıklık
- Görme kaybı
- Yüksek ateş
Cüzzam ilk ortaya çıktığından ilerlediği noktaya kadar ortaya çıkan belirtilerden bazıları bu şekilde. Cüzzam direkt olarak sinirleri etkileyen bir hastalık olduğu için kısmi felç ya da felç görülme ihtimali de yüksektir. Deri üzerinde gözle görülür bir deformasyona da neden olduğu için ilerlemiş vakalarda bulaşıcılığı endişesi daha da artar.
Tarih boyunca insanlar cüzzam yüzünden neler yaşadı neler:
Cüzzam, insanlık tarihinin en eski hastalıklarından bir tanesi olabilir. Bu hastalığa dair en eski kanıtlar, Hindistan’da bulunan ve günümüzden 4 bin yıl öncesine tarihlenen bir iskeletin buluntularıdır. Cüzzam o kadar yaygın bir hastalıktır ki bazı uzmanlara göre İncil’de bile bu hastalıktan bahsedilmektedir.
Bugün filmlerde görmeye alışık olduğumuz cüzzam ve cüzzamlı tasviri Orta Çağ döneminin bir yansımadır. Asya, Afrika ve Avrupa’nın her noktasında cüzzam görülüyordu. Bu hastalık o kadar yaygındı ki 13. yüzyılda Avrupa’da 20 bine yakın cüzzam hastanesi olduğu tahmin ediliyor. Tüccarlar ve ordular nedeniyle hastalığın bu kadar yaygın olduğu düşünülüyor.
12. yüzyılda yaşamış Kudüs Kralı IV. Baldwin, tarihin bilinen en ünlü cüzzam hastasıdır. Nedeni tam olarak bilinmiyor ama muhtemelen beslenmenin kolaylaşması, temiz suya erişimin artması ve hijyen şartlarının oluşması sayesinde 15. yüzyılda azalan cüzzam 17. yüzyıla geldiğimizde Avrupa’da neredeyse yok oldu. Verem mikrobunun yayılmasının cüzzama karşı bir tür bağışık kazandırdığı teorisi de var.
Dünya cüzzam tedavisi ile ilk kez 19. yüzyılda tanıştı:
Koca koca kralların bile ölümüne neden olan cüzzam, insanlığın en büyük korkularından biri olmuştu. Cüzzamlı hastalar özel sanatoryumlarda toplumdan izole ediliyor ve insanlık dışı koşullarda ölüme terk ediliyorlardı. Modern tıbbın gelişmesi ile birlikte 19. yüzyılda işler değişmeye başladı.
Daha sonra adı bu hastalığa da verilen Norveçli bir doktor olan Gerhard Armauer Hansen, 1873 yılında cüzzam hastalığına neden olan mycobacterium leprae bakterisini keşfetti. Bakteriyi keşfettikten sonra bilim insanları hastalığın nasıl bulaştığını ve nasıl iyileşeceğini çözmeye başladılar. Aynı dönemde dünyanın ilk cüzzam kuruluşu olan The Leprosy Mission kuruldu.
1940’lı yıllarda cüzzamlılar için verilen bir ilaca, 1960’lı yıllarda hastalığa neden olan bakteri direnç geliştirmeye başladı. Uzmanlar çok ilaçlı bir kombinasyon icat ettiler. 1981 yılından beri Dünya Sağlık Örgütü’nün de tavsiyesiyle cüzzamlı hastalara çoklu ilaç tedavisi uygulanmaktadır. 16 milyondan fazla insanın bu şekilde tedavi edildiği tahmin ediliyor.
Peki günümüzde cüzzam tedavisi nasıl yapılıyor?
1960’lı yıllarda keşfedilen tedavi günümüzde de benzer şekilde uygulanmaktadır. Cüzzam teşhisi konulan bir hastaya birkaç farklı antibiyotik türünden oluşan bir çoklu ilaç tedavisi uygulanır. Çoklu ilaç kullanılmasının nedeni, uzun süren tedavi süreci boyunca bakterinin direnç geliştirmesini önlemektir. Ortalama bir ya da iki yıl süren ilaç tedavisi ile hastalık tamamen ortadan kaldırılır.
Cüzzamdan korkmayın, önlemlerinizi alın:
Aslında tüm olay dönüp dolaşıp kişinin kendisine geliyor. Sağlıklı beslenin, düzenli egzersiz yapın, sigara içmeyin, bol su için yani sağlıklı kalarak bağışıklık sisteminizi güçlendirin. Kimseyle ortak yeme içme araçlarını kullanmayın, ellerinizi sık sık yıkayın, ara sıra tuzlu su ile gargara yapın, burnunuzu su ile temizleyin yani hijyeni en üst düzeyde tutun. Sonuçta cüzzam da bakteri kaynaklı bir hastalık, koruyun kendinizi.
Cüzzam demişken Türkan Saylan’ı anmayan geçmeyelim:
Türkiye’nin ilk kadın dermatologlarından Prof. Dr. Türkan Saylan, 1976 yılında Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kurarak hem ülkemizde hem de dünyada cüzzam ile mücadelenin en önemli temsilcilerinden bir tanesi olmuştur. Hatta kendisi 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün cüzzam danışmanlığı görevini yürütmüştür. Aynı zamanda uzun yıllar Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi’nin de başhekimi olmuştur.
Tarihe karıştı zannetsek bile bugün hala var olan hastalık cüzzam nedir, belirtileri nelerdir, nasıl tedavi edilir gibi merak edilen soruları yanıtladık. Anlattıklarımız yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tüm sağlık konularında olduğu gibi cüzzam hakkında da en doğru ve size özel bilgiyi uzman bir hekimden almanız gerektiğini unutmayın.