Baskınları ve olayları çözmesi ile tanıdığımız “Merkezi İstihbarat Teşkilatı” yani CIA, Amerika’da sivil bir dış istihbarat teşkilatıdır.
Peki nasıl oluyor da 33 senedir bu denli ciddi ve önemli bir istihbarat merkezinin önünde duran heykelin şifresi çözülemiyor ve hâlâ orada durmaya devam ediyor?
Kryptos heykeli aslında dört farklı şifreli mesajdan oluşan, üzerinde 1800 harf bulunan, 3.7 metre uzunluğunda dalga şeklinde olan bir bakır heykel.
Bir bilgisayar bilimcisi olan James Gillogly ve birkaç ulusal güvenlik dairesi çalışanı, 2010 ve 2014 yıllarında heykelin tasarımcısından alınan iki ipucu ile heykelin üç mesajını çözdüler.
Tasarımcı, heykelin son kısmı ile ilgili ipuçları verse de kimse 97 harften oluşan son kısmı çözemiyor.
Peki deşifre olan mesajlarda ne yazıyordu?
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/f1a3230c2ac40e2a22fc972a99bca15b800a275b.jpeg][/IMAGE][VIA:Edward Michael Scheidt][/VIA][/VIAIMAGE]
Heykelin tasarımcısı bu projeyi gerçekleştirirken CIA emekli başkanı Edward Michael Scheidt de onunla birlikteydi. Kryptos heykelindeki şifreleri hazırlarken, ilk üç bölümün kolayca çözülebilmesini fakat son bölümün gerçek bir meydan okuma olması gerektiğine karar verdiler.
Heykelin deşifre edilen ilk bölümünde “Gölge ve ışıkların yalanları arasında, hayallerin detayları vardı.” yazıyor.
Deşifre edilen ikinci bölümde ise heykelin yakınlarındaki bir konumun koordinatları veriliyor.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/1d38db42e3e1ef1ca3e23049ee299756c683c11b.jpeg][/IMAGE][VIA:William Webster][/VIA][/VIAIMAGE]
Ayrıca, eser ilk kez sergilendiğinde CIA’in başında olan William Webster’a bir gönderme içeriyordu. Şifrede tasarımcının ona kodu deşifre etmesi için bir anahtar verdiği yazıyordu.
Heykelin deşifre edilen üçüncü bölümünde ise 1922 yılında Antik Mısır firavunu Tutankamon’un mezarını açan Arkeolog H. Carter’ın günlüğünden bir bölüme yer verilmiş.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/f1efcf3ddfcbc178bd92ccc0d1eae7c271deacbc.jpeg][/IMAGE][VIA:Howard Carter][/VIA][/VIAIMAGE]
Bu “gizemli” heykeldeki şifreleri nasıl deşifre ettiler?
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/a08c5c0cba1fe552fe7b0d2ee9f7ed4e03602aec.jpeg][/IMAGE][VIA:Vigenère tablosu][/VIA][/VIAIMAGE]
İlk iki bölümün şifresini deşifre etmek için şifre kırıcılar Sezar şifrelemesine dayalı Vigenère tablosundan faydalanmışlardı. Sezar şifresinde şifre alfabe, düz alfabe harflerinin kendinden sonraki üçüncü harfle yer değiştirir. Şifreli metni alan kişi ise her harfi kendinden önceki üçüncü harfle değiştirerek düz metni elde eder.
Vigenère şifrelemenin Sezar şifrelemeden farkı, çoklu alfabe kullanarak şifrelemenin yapılmasıdır. Mantık ise Sezar şifrelemeyle aynıdır.
Peki bu gizemli Kryptos heykelinin tasarımcısı kim?
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/71e3c8ab387b830c584c18fa272507c1eb41196f.jpeg][/IMAGE][VIA:Jim Sanborn][/VIA][/VIAIMAGE]
İlk bakışta Dahmer’i andıran bu adam, Kryptos heykelinin tasarımcısı; Jim Sanborn olarak bilinen Herbert James Sanborn. Kryptos ise sanatçının ilk eseri. Sanatçı, 1969'da Randolph-Macon Koleji'nden sanat tarihi ve sosyoloji alanında çift anadal yaparak mezun oldu ve daha sonra 1971'de Pratt Enstitüsü'nden heykel alanında yüksek lisans yaptı.
Sanborn'un eserleri, Yüksek Sanat Müzesi, Los Angeles County Sanat Müzesi ve Corcoran Sanat Galerisi de dahil olmak üzere birçok prestijli müzede yer aldı. Ayrıca Sanborn CIA dışında Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi gibi çeşitli kurumlar için de çalışmalar üretti.
Sanborn’un başka bir ünlü çalışması: Cyrillic Projector.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/28a82d27aef6a41aa9781b6ba7d2f53bc650a34a.jpeg][/IMAGE][VIA: Cyrillic Projector][/VIA][/VIAIMAGE]
CIA genel merkezinin avlusunu kriptografik (şifreli) sanat enstalasyonu yerleştirmek de Sanborn’un fikriydi.
Sanborn bunun eğlenceli bir entelektüel faaliyet olacağını ve şifrelerin kısa sürede çözüleceğini düşünmüştü.
Sanborn son şifre için ipuçları verse de kimse çözemiyor.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/951f3d92815cfc5bb280eb79557bf945a3c2b474.jpeg][/IMAGE][VIA:Jim Sanborn][/VIA][/VIAIMAGE]
Sanborn’un verdiği ilk ipucu, 2010 yılında geldi. Buna göre 97 harften oluşan son bölümde, 64’ten 69’a kadar olan harfler “Berlin” kelimesine karşılık geliyordu. 2014’te açıklanan ikinci ipucu, 70. ve 74. harfler arasında “Saat” yazdığını belirtiyordu. 2020 yılındaki son ipucunda ise 23. ve 34. harfler arasında “KUZEYDOĞU” yazdığı açıklandı.
Sanborn’un ipucunu ortaya çıkarmasından bu yana geçen üç yıl içinde bulmaca hala çözülmedi. Zaten Sanborn, heykeldeki asıl gizemin hiçbir zaman tam olarak anlaşılamayacağını belirtiyor.
Sanborn, heykeldeki şifrelerle ilgili şunları söylüyor:
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/06/6c2e034b65a90a32d3481f00cd4876aec6fd9cc2.jpeg][/IMAGE][VIA:Jim Sanborn][/VIA][/VIAIMAGE]
“Yazdıklarımı okuyabilecekler, ancak ne yazdığımı anlayamayacaklar. Heykelin sırrı çözüldükten sonra keşfetmeleri gereken şeyler var, orada gerçek anlamını asla keşfedemeyecekleri şeyler var. İnsanlar her zaman ‘bununla ne demek istedi’ sorusunu soracaklar.”
Ayrıca sanatçı, heykeldeki sırrın deşifre edilmesinin tahmin ettiğinden daha uzun sürdüğünü, bu süreçte sırrı açık artırmada satarak, elde edilen geliri bir yardım kuruluşuna bağışlamayı düşündüğünü söylüyor.