Sığırların otladığı ve hiçbir şeyin bulunmadığı bölgede milyarderlerin, buraya sıfırdan bir şehir inşa etme planı olduğu ortaya çıktı. Herkese çok ütopik gelen bu fikir sizce nasıl hayata geçirilecek?
Her yaştan insanın bisikletiyle rahatça dolaşabileceği, güneş enerjili, her şeyin doğal olduğu, yemyeşil bir ortamda bir ‘şehir’ kurma hayalini gerçekleştirmek pek kolay görünmese de bu kadar insanın servet değeri taşıyan bu fikrini biraz yakından inceleyelim. Bakalım gerçekten de o kadar ütopik duruyor mu?
Sacramento ile San Francisco arasında kurulmak istenen bu şehri hiç hafife almayın.
Silikon Vadisi’nde bir grup güçlü şirket yöneticilerinin bu şehir hayaline bakıldığında insana, “Aslında olsa fena olmaz.” dedirtiyor. Korunan yemyeşil bir çevre, sıfır atık, ulaşılabilir konutlar ve yeterli istihdam… Bir insan daha ne ister ki?
California Forever adındaki bu projenin detaylarının aktarıldığı internet sitesinde “Çocuklarımızın bizi bırakıp gittiği değil, yeni çalışanlara cazip gelecek, yürünebilir mahallelerin ve iyi maaşlı iş imkanlarının olduğu yeni bir topluluk yaratma fırsatımız var.” cümleleri yer alıyor. Kim bilir, belki gerçekleşir!
Peki neden bu kadar gizli bir proje?
Projenin resmi internet sitesinde, projeye destek veren isimlerden ABD teknoloji ve finans sektörü şirketlerinde yöneticilik yapmış olan Jan Sramek var. Onun dışında projenin arkasında sayılabilecek önemli isimler de mevcut.
Apple, Google, Instagram, Paypal, WhatsApp ve Zoom’a yatırım yapan Sequoia Capital şirketinin ortağı Michael Moritz, Linkedln kurucularından Reif Hoffman, teknoloji sektöründeki ‘en zengin kadın’ olarak anılan Lauren Powell Jobs(Steve Jobs'ın eşi), Amazon, Google ve Twitter’a yatırım yapan Kleiner Perkins şirketinin başkanı John Doerr gibi isimler projenin arkasında.
New York Times’ın yayımladığı bir haberle bu isimleri duyduk.
Projeyle ilgili uzun zamandır bilinen tek şey, Flannery Associates adındaki şirketin bir bölgeden 20 bin hektarlık tarım arazisi aldığıydı. Bu andan itibaren de birçok söylenti yayılmaya başlamıştı. En çok merak edilen ise projeyi kimin yürüttüğüydü. Öyle ki projeyle ilgili birçok teori ortaya atıldı, bunlardan biri de Disney’in bölgeyi satın aldığı ve orada bir eğlence parkı kuracağıydı.
Özellikle bu bölgenin hava trafiğinin en yoğun olduğu askeri üs olan Travis’e yakın olması, ABD ordusu ve FBI’ın dahi ilgisini çekti.
Sürdürülebilirlik açısından bilgilerin gizli kalması gerektiğini söyleyen topluluk, gereken kişilerle görüşmeler gerçekleştirdi.
Bölgede yaşayan halkın da görüşleri alınarak bir danışma kurulu gerçekleşeceği ifade ediliyor. Özellikle 1984’ten bu yana bölgede uygulanan koruma kanunlarına karşı bölgeyi kentsel arazi kullanımına açmaları için yapılacak halk oylamasıyla bölgedeki vatandaşların proje için onayını almaları oldukça önemli. Birçok kişi bu grubun ne yapmaya çalıştığını çözemeyerek hâlâ amaçlarını merak ediyor.
Acaba Princess Washington’ın da düşündüğü gibi kendilerince bir “elitler şehri” mi kurmak istiyorlar?
Bu mükemmel şehir gerçekleşecek mi, gerçekleşmeyecek mi bilemiyoruz ama bölge sakinlerinin bu durumdan pek hoşnut olmadıkları kesin!
Bölgede oluşabilecek çok fazla gürültü, inşaat ve uzun süreli bir altyapı çalışması bütün bölgenin düzenini altüst edebilir. Bu yüzden bölge sakinleri bu projeye pek de sıcak bakmıyor. Gerekli mercilerden tüm görüşmeler yapılmış, onay alınmış gibi görünse de proje şu an sadece “ütopik” olarak kalmaya devam edecek.
Kurulması beklenen şehir taşıtlara kapalı, bisikletle ulaşım sağlanan, son derece sürdürülebilir, yeşil alanlar ve doğa ile iç içe bir yaşam, yüksek iş istihdamı ve doğa dostu bir bölge. Bakıldığında Dünya üzerinde böyle bir “şehir” şu an sadece bir hayalden öteye gidemeyecek gibi geliyor herkese.