1800’lü yıllarda, madencilikte ortaya çıkabilecek olası ve çok ciddi bir problemin önüne geçmek için kanaryalar kullanılıyordu. Bu problem, karbonmonoksit zehirlenmesiydi.
Peki böyle bir aletin karbonmonoksit zehirlenmesiyle ne gibi bir bağlantısı olabilir? Nasıl çalışır? Kanarya ne alaka? Tüm bu kafa karıştırıcı soruların cevaplarına beraber bakalım.
Kanarya canlandırıcı denilen bu aletin ne olduğunu öğrenmek için 1800’lere doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
I. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından kullanılan zehirli gazı tanımlamak için cepheye gidip ilk gaz maskesini icat eden Fizyolog John Haldane, kanarya canlandırıcının da mucidi. Cihaz,1896 senesinde Tylorstown maden ocağının patlaması üzerine yapıldı. Patlama, karbonmonoksit birikmesinden kaynaklanmıştı.
Renksiz, kokusuz ve tatsız bir gaz olan karbonmonoksit gibi zehirli gazların küçük bir miktarı bile kanaryalar tarafından fark edilebiliyor. Böylece herhangi bir tehlike sezgisi, kanaryanın tepki vermesine sebep oluyor.
Peki bu tuhaf alet nasıl çalışıyor?
Dairesel kapı açık tutuluyor ve kanaryanın kaçmasını önlemek için bir ızgara oluyor. Kuş, tüneğinde sallanıp düşerek karbonmonoksit zehirlenmesi belirtileri gösterdiğinde ise kapı kapatılıyor ve bir vana açılıyor. Böylece üstteki silindirdeki oksijen kanaryanın bulunduğu yere serbest bırakılıyor ve kanarya canlandırılıyor.
Maden yangını veya patlamasından sonra yeraltında kolayca oluşabilen karbonmonoksit gazı işaretini kanaryalar sayesinde alan madenciler de hemen ocağı tahliye ediyor ve yeraltı güvenliği için çalışmalar başlıyor.
Madenciler, kanaryalarla dostluk kuruyordu.
Hayatlarının büyük bir kısmını ocaklarda geçiren madencilerin bir süre sonra en yakın dostu kanaryalar oluyordu. Onları âdeta evcil bir hayvan gibi görüyorlardı. Bu kanarya yönteminin artık kullanılmayacağı bir dönem geldiğinde ise ciddi anlamda üzüntü duymuşlardı.
Daha sonra kanaryaların yerini teknoloji aldı.
1986 yılında, kanaryalar emekliliğe ayrıldı ve modern teknolojinin geliştirdiği gaz dedektörleri kullanılmaya başlandı. Madenciler, ellerinde tuttukları dedektörler sayesinde gazın boyutunu ekrandan görebildiler.
Hayvanların tehlikeli koşullarda bir test malzemesi veya denek olması etik açıdan doğru olmadığı için madencilikte kanarya devrinin kapanması bir kez daha, “İyi ki teknoloji gelişmiş!” dedirtiyor.