Güzellik endüstrisinin sürekli olarak gelişmiş ürünler ve teknolojilerle karşılaşması, rekabeti canlı tutarken bu da tüketicilerin güzellik ürünlerine olan talebini arttırıyor.
Birçok uygarlık tarafından kozmetik ürünleri hem güzel görünebilmek hem de sağlık açısından yıllardır tercih ediliyor. Ürün çeşitliliğine kolayca ulaşılabilen günümüzde ise kozmetik ürünlere olan yoğun ilgi, toplumsal değişimin de göstergesi durumunda. Güzellik merkezlerinin giderek yaygınlaşması, kozmetik mağazalarının ise indirim olmasa bile sürekli dolu olmasının sebepleri ise psikolojik etmenlerin de çok ötesinde.
Fenomenler tarafından açılan güzellik merkezleri ile kozmetik ürünlere olan ilgi daha da arttı.
Sosyal medya fenomenleri başta olmak üzere birçok kişinin güzellik merkezi açması, kozmetik ürünlere artan ilgiden kaynaklıyor. Kadın erkek herkesin kendine daha iyi bakmaya başlaması da güzellik merkezi sektörünü canlı tutuyor.
Franchise almak isteyip hangi sektörde olacağına karar veremeyenlerin de güzellik merkezinde karar kılması işte tüm bunlardan. Bilinen bir markanın şubesi olarak hem var olan marka isminden hem de insanların yoğun rağbet göstermesinden yararlanıyor.
Bazı güzellik merkezleri kendilerine ait ürünleri de satmaya başlayınca sektör daha da çeşitlenip büyüyor. Ancak burada tüketicilerin dikkat etmesi gereken noktadan da bahsetmek gerek. Bazı markalar, ürünleri fason olarak ürettirip kendileri üretmiş gibi reklam yapabiliyor.
Bu yüzden de alınan her ürün gibi kozmetik ürünleri de tüm detayları da incelemekte fayda var. Malum bu aralar elinizi sallasanız güzellik merkezine ve ürünlerine çarpıyorsunuz.
Uzun kuyrukların oluştuğu kozmetik mağazaları, sektörün ekmeğini yiyor.
Geçtiğimiz günlerde Sephora mağazasının İstanbul Bağdat Caddesi'ndeki açılışında, uzun kuyruk görenleri epey şaşırttı. Kuyruğun sebebi ise markanın, gelen ilk 500 kişiye hediye verecek olmasıydı. Hediye almak isteyen kişiler ise bir gece önceden sandalyesini, suyunu, yemeğini, kitabını alıp beklemeye başladı. Bu olay da gösteriyor ki kozmetik ürünlere olan bağlılık, sandığımızdan daha fazla.
Tabii ki Sephora'nın yanı sıra Gratis ve Watsons gibi birçok kozmetik mağazaları, uzun yıllardır yüksek doluluk oranlarına sahip. İster indirim olsun ister olmasın birçok kişi ihtiyacı olmasa bile kozmetik ürünlerin arasında dolaşmaktan keyif alıyor. Pek çok markanın ürünlerinin tek bir yerde olması ve karşılaştırma avantajı da tabii ki bu mağazalara duyulan ilgiyi canlı tutuyor.
Kozmetik sektöründeki artışın altında yatan sebepler neler?
[GIPHY:SbRveB9QmRi5MgD6G0][/GIPHY]
Günümüzde yaşam standartlarının daha yüksek olması ve kozmetik ürünlere ilginin artması sektördeki payı önemli ölçüde etkiliyor. Bu talebe cevap vermek ve sektörde tutunmak isteyen firmalar da sürekli olarak yeniliğe gidip ürün çeşitliliği sunuyor.
Ekonomide kadınların aldığı rollerin büyümesi de bir diğer önemli faktör. Çevreye uyum göstermek ve kendini daha iyi hissetmek isteyen kadınların talepleri birçok ürün ile karşılanıyor.
Kozmetik denilince eskiden akla sadece kadın gelse de günümüzde durum değişti ve erkeklerin de kozmetik ürün kullanımı arttı. Bu da demek oluyor ki sadece kadınlar değil erkekler de sektörde söz sahibi.
Çevreye zarar vermeyen kozmetik ürünlerin tercih edilmesinde teknoloji, önemli bir yer tutuyor.
İleri teknoloji sayesinde tüketiciler, her an şeffaf bilgiye ulaşabiliyor ve istediği özellikteki ürünleri kolayca bulabiliyor. Bilgiye ulaşım sayesinde üretimden kullanım sonrasına kadar birçok aşamada, ürünün çevreye zarar vermemesine dikkat ediliyor.
Sosyal medyanın gücü, burada da devreye giriyor.
Sosyal medya ve teknoloji ileri düzeyde kullanılmadığı zamanlar genellikle yüz yüze satış tekniği kullanılırdı. Ancak sosyal medya mecralarının fazlasıyla kullanılması, yeni bir satış metodunu ortaya çıkardı. Böylelikle artık firmalar, tüketicilerin satın alma davranışlarına göre sponsorlu reklam, influencer reklamı gibi faklı pazarlama tekniklerini kullanmaya başladı.
Özellikle YouTube ve Instagram bu alanda sıklıkla tercih edilen pazarlama yerleri. Firmalar, sosyal medya fenomenlerine kendi ürünleri göndererek iş birliği yapıyor ve ürün tanıtımları gerek YouTube videolarında gerekse Instagram reels’larında yer alıyor.
Fenomenlerin bu iş birliği sayesinde ise tüketiciler kendilerine fayda sağlayabilecek ürünleri daha rahat buluyor. Makyaj videoları da pazarı etkiliyor. Ürünün nasıl durduğu ve kalitesi yönünde bilgi vermesi de öne çıkmasını etkiliyor.
E-ticaret de sektörden nasibini alıyor.
2022 yılı verilerine göre e-ticarette satış hacmi ve işlem sayısı en yüksek sektörlerde, kozmetik ve kişisel bakım ilk beş arasında. 5 kategori içerisinde en dikkat çeken de kozmetik sektörü oluyor. Diğer sektörler ise moda ve aksesuar, elektronik ve teknoloji, turizm ve seyahat.
Yapılan çalışmalar, sosyal medya ve kozmetik ürünler arasındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Çalışmalar kapsamında bu alandaki değişimlerin nedenleri ortaya çıkıyor. Kadın kullanıcılar reklamlardan, mağazalardan, indirim günlerinden ve diğer kullanıcı yorumlarından büyük ölçüde etkileniyor. Başka bir çalışma da pozitif deneyimlerin, marka ve tüketici arasındaki bağı güçlendirdiğini ortaya koyuyor.
Bir başka çalışma ise az önce bahsettiğimiz doğal ürün kullanımına yönelik. Çevreye duyarlı ve insan sağlığını etkilemeyecek ürünler üreten markalara, bu özellikleri taşımayan markalara kıyasla daha olumlu tutum gösteriliyor.
Kozmetik ürün alanların tüketim amacı, kendini daha iyi hissetmek.
[GIPHY:JLR0YzaSLCsi5AJU8P][/GIPHY]
Fransa Parfüm ve Kozmetik Federasyonu kozmetik ürün satın alma alışkanlıkları üzerine bir araştırma yapıyor. Bu araştırma sonucuna göre de tüketicilerin %60’ı kendine olan güvenini arttırmak ve ruh hâlini iyileştirmek için kozmetik ürün satın alıyor. Aile ve meslek hayatına olumlu etki yaratmak isteyenler ise kalan yüzdeyi oluşturuyor.
Alman Kozmetik, Makyaj, Parfüm ve Deterjan Derneği araştırması ise ergen ve genç yaştaki bireylerin %85’inin kendini daha iyi hissetmek için kozmetik ürüne ilgi duyduğunu gösteriyor.
COVID, bazı sektörleri olumsuz etkilese de kozmetik sektörünü canlandırıyor.
[GIPHY:Gyf1xclwDZtabwKFKv][/GIPHY]
Pandemi döneminde sağlığa verilen önemin daha da artması, kozmetik ürünlerin -özellikle doğal içerikli- satışını olumlu yönde etkiledi. Bir diğer ve asıl etmen ise bu dönemde görüntülü aramaların daha da yaygınlaşması. Aramalarda, kusurlar daha da önemli hâle gelip sosyal medyadaki güzellik algısı değişince tüketiciler çareyi cilt bakım ürünlerini kullanmakta buldu.
Kozmetik sektörünün Türkiye ekonomisindeki yeri giderek artış gösteriyor.
[GIPHY:EDK4mnwu9byewsoNTx][/GIPHY]
Uçucu yağlardan parfümlere, makyaj ve cilt bakım malzemelerinden ağız ve diş sağlığını korumaya yönelik ürünlere kadar birçok kalem, kozmetik sektörü içerisinde yer alıyor. Türkiye’de ise kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin pazarı, her yıl ortalama %10 büyüyor.
Saç bakım ürünleri, sektördeki en büyük dilimin sahibi. Şampuanlar ise saç bakım ürünlerinin %59’unu oluşturuyor. Yani en başında da dediğimiz gibi hiçbir şey kullanmasanız bile sadece şampuan alarak kozmetik sektöründeki bu grafiği etkilemiş oluyorsunuz.
Türkiye’de kozmetik ürünü üretimi ne kadar?
Türkiye pazarındaki kozmetik ürünlerin sadece %10’unu Türkiye menşeli. Bu yüzde içerisinde ise tıraş malzemeleri, banyo ve duş ürünleri, el sabunları, tüy dökücüler, dudak ve göz makyaj malzemeleri, deodorant, parfüm, kolonya ve bebek bakım ürünleri yer alıyor.
Tüketim ihtiyaçlarının değişmesi ve tüketicilerin daha da bilinçli hâle gelmesi ise kozmetik sektöründeki doğal ürünlere olan ihtiyacı da arttırıyor. Türkiye’de diğer kozmetik malzemelerin yanı sıra doğal sabunlar, saç boyaları, cilt ve vücut bakım ürünleri de üretilmeye başlandı. Büyük oranlarda üretilen ürünlerin biri de dünyaca ünlü zeytinyağı ve defne sabunları.
Yükseliş, ithalat ve ihracat rakamlarımızda da kendini gösteriyor.
179 ülkeye yapılan ihracatlarla 2022 yılında sektör ihracatı %62’lik oranda. Bu ihracatın %8’lik kısmı yani 108,2 milyon doları Irak’a, %7,2’si (96,9 milyon doları) ABD’ye gerçekleştiriliyor.
İthalatta ise kozmetik ürünlerin 2021’deki oranı %8,7 (1,26 milyar dolar) iken bu rakam 2022’de %24,5 artış gösteriyor ve 1,57 milyar dolar oluyor. İthalatta başı çeken ürün ise koku verici maddeler ve karışımlar. Bunları, hazır satılan makyaj, cilt ve güzellik malzemeleri ile parfümler takip ediyor.
Kozmetik sektörünün küresel değerinden de bahsedecek olursak, 2021’de rakam 511 milyar dolardı. Yıllık büyüme oranı %4,75 olarak baz alınırsa da bu rakamın 2027’de 784,6 milyar dolar olması bekleniyor. Küresel pazarda önde şirketler arasında ise L'Oréal, Estée Lauder ve Unilever yer alıyor.
Yaptığımız incelemelerde görüyoruz ki teknoloji, her şeyde olduğu gibi kozmetik sektöründe de önemli bir kriter. Özelleştirilen, sürdürülebilirliği olan ve gelişmiş ürünler sayesinde her gün yeni bir kozmetik ürün ile karşılaşıyoruz. Güzellik merkezi ve kozmetik mağazalarının da bu sektöre kattığı önemi düşününce, sektörün ekonomideki payı daha da büyüyecek gibi duruyor.
Konuyla ilgili diğer içeriklerimiz: