Dünyanın farklı yerlerinde farklı amaçlarla dikilmiş heykellerin bazıları sevgi ve sadakati simgelerken bazıları da insanoğlunun acımasızlığını gözler önüne seriyor.
Listelediğimiz heykeller ile dostlarımızın anılarına dokunacak, hikâyelerini heykellerin dilinden anlayacaksınız.
Sadakatin örneği olarak gösterilen Haçiko
1923 doğumlu Akita cinsi köpek Haçiko, 1924 yılında sahibi Japon Profesör Dr. Hidesaburo Ueno ile tanıştı. Haçiko, sahibine her sabah metroya kadar eşlik ediyordu. Buraya kadar hayatları normal devam ediyordu.
Bir akşamüstü Profesör Ueno, Haçiko’nun onu iş dönüşü metro çıkışında da beklediğini gördü ve şaşkına uğradı. Haçiko, sahibinin ne zaman geleceğini hesaplayıp aynı yoldan geleceğini düşünerek onu metro çıkışında da beklemeye başlamıştı.
Bir gün Haçiko, beklediği sahibine kavuşamadı. Bir, iki, üç gün bekledi ancak profesör gelmedi. Profesör, sınıfında ders verirken beyin kanamasından ölmüştü. Ancak Haçiko, elbet bir gün gelecek umuduyla sahibini 9 yıl boyunca metro çıkışında bekledi.
Haçiko; 8 Mart 1935’te, 11 yaşındayken metro kapısında hayatını kaybetti. Haçiko’nun yakılan külleri ise çok sevdiği sahibinin mezarının yanına gömüldü. Japonlar ise sadakatin simgesi olarak beklediği yere heykelini dikti.
Shibuya İstasyonu'nun o kapısı, bugün Haçiko çıkışı olarak biliniyor ve ölüm yıl dönümünde binlerce hayvansever, heykel önünde buluşuyor. Ölümünden bu yana ise Haçiko, birçok filme konu oldu. Ayrıca Haçiko’nun mumyalanmış hâli, Japonya Ulusal Bilim Müzesinde sergileniyor.
Sadakati ile simge hâline gelen bir başka köpek: Greyfriars Bobby
1814 doğumlu Skye Teriyer cinsi Greyfriars Bobby, John Gray’in koruma köpeğiydi. 1857 yılında tüberküloza yakalanan sahibinin yanından bir an olsun ayrılmayan Bobby, ölümünden sonra da onu bırakmadı.
14 yıl boyunca, kendi ölene kadar sahibinin mezarını korumaya alan Bobby, yaşadığı Edinburgh’da mutlak sadakatin simgesi hâline geldi. Anısının yaşatılması için 1873’te IV. George Köprüsü’nün çıkışındaki çeşmenin üzerine heykeli dikildi. Booby de anıtı dikilen birçok hayvan gibi kitaplara ve filmlere konu oldu.
Dünyanın birçok yerinde hayat kurtaran Mancs
Alman çoban köpeği Mancs, Macaristan’daki Örümcek Özel Kurtarma Ekibi’nin en ünlü kurtarma köpeğiydi. Pençe anlamına gelen Mancs’ın yeteneği, enkaz altında sıkışan depremzedeleri bulmak ve kurtarma ekibine haber vermekti.
Enkaz altındaki kişilerin ölü veya diri olduğunu bile ayırt edebilen Mancs; ayağa kalkmak, kuyruk sallamak ve havlamak gibi tepkilerle durumu bildiriyordu. 2001 Hindistan ve El Salvador depremi de dahil olmak üzere pek çok depremde görev alan Mancs, 1999 İzmit depremi ile ünlendi. Mancs, 82 saat enkaz altında kalan 3 yaşındaki bir kızın hayatını kurtardı.
2004 yılında Macaristan’ın Miskolc şehir merkezine Mancs’ın heykeli dikildi. Mancs, 2006 yılında zatürreden öldü.
Meksika’nın ikonu olan arama kurtarma köpeği Frida
2017 yılında Meksika’da meydana gelen depremde arama kurtarma çalışmaları ile ünlenen Frida, gözlükleri ve neopren patikleri ile onlarca kişinin hayatını kurtardı. Sadece Meksika’da değil dünyanın farklı yerlerinde de kurtarma çalışmalarına katılan Labrador Retrieve cinsi Frida; 2010 yılında emekli oldu, 2022 yılında ise 13 yaşındayken öldü.
Meksika depreminden kısa bir süre sonra Mexico City'deki Roma Norte'de Frida için duvar resmi yapıldı. 2018 ve 2022’de ise iki farklı yere heykeli dikildi.
Arama kurtarma köpeği denilince aklımıza bir isim daha geliyor. O da Proteo
Alman çoban köpeği olan Proteo, hepimizin yakından tanıdığı bir köpek. Kahramanmaraş merkezli depremde Meksika’dan arama kurtarma için gelen Proteo, Meksika Savunma Bakanlığının polis köpeğiydi.
Yaşamı boyunca birçok depreme katılıp kurtarma yapan Proteo, Türkiye’de ise 29 cansız bedenin çıkarılmasına, 3 kişinin de canlı olarak enkaz altından çıkarılmasına yardım etti. Proteo, 10 Şubat’ta yaşlılığa bağlı olarak hayatını kaybetti. Eğitmeni ise Proteo’nun enkaz altında değil görev sırasında öldüğünü belirtti.
Proteo’nun naaşı AFAD çadır kampı bahçesine gömülse de Meksika, onu asker olarak tanımladığı için ülkelerine gönderilmesini istedi.
Türkiye’de de Proteo’nun ölümü herkesi derinden üzdü. Sokak hayvanları rehabilitasyon merkezinden peluş oyuncakların ismine kadar birçok yerde Proteo’nun ismi kullanıldı.
2023 Eylül ayında ise Proteo’nun heykeli, ülkesi Meksika’da sergilendi. İstanbul Sarıyer Belediyesi de Atsushi Miyazaki Parkı’na Proteo’nun heykelini dikeceğini açıkladı.
İstanbul’dan tüm dünyaya açılan Tombili
Hafızalardan silinmeyecek kadar yeni olan Tombili, İstanbul’daki bir kaldırım taşında çekilen fotoğrafı ile kısa zamanda sosyal medya fenomeni oldu. 9GAG ve Reddit gibi dünyaca ünlü sitelerde de kendine yer bulan Tombili, “meme” hâline geldi.
1 Ağustos 2016’da böbrek yetmezliğinden ölen Tombili için Change.org’da kampanya başlatıldı ve 17 bin imza ile heykeli yapıldı. İstanbul Güleç Çıkmazı’ndaki yerine 4 Ekim 2016 yılında heykeli yerleştirildi. Kısa bir süre sonra heykel çalınsa da 3 gün sonrasında bulundu ve tekrar yenine konuldu.
Sahibini eroin bağımlılığından kurtaran Bob
Adına yazılan kitapları ile dünyanın dört bir yanındaki çocuk yaşlı herkesin sevgilisi olan sokak kedisi Bob, heykeli dikilerek onurlandırılan hayvanlardan bir tanesi. 2007 yılında uyuşturucu bağımlısı ve evsiz James Bowen tarafından yaralı olarak bulunan Bob, Bowen tarafından tedavi edildi ve ondan sonra da yanından hiç ayrılmadı.
Bowen ise Bob’un ona her sabah kalkmak için bir neden olduğunu söylüyor ve Bob için eroin tedavisine başlıyor. Sokak sanatçısı olan Bowen’in hayatını değiştiren Bob’un videoları halk tarafından YouTube yüklendi ve Bob, kısa bir sürede ünlü oldu.
Bob, 2020’de yanlışlıkla açık bırakılan tavan penceresinden kaçıp evinin yakınlarında araba altında kalarak hayatını kaybetti.
“Bob Adında Bir Sokak Kedisi: Hayatımı Nasıl Kurtardı” kitabı ise hem The Sunday Times hem de New York Times’ın çok satanlar listesine girdi. Aynı zamanda Bob için filmler ve müzikler de yapıldı. 2021 yılında ise James Bowen’ın “Bob Adında Bir Sokak Kedisi” kitabını yazdığı banka heykeli yapıldı.
Tüm zamanların en iyi yarış atı: Secretariat
Kalabalıklar içinde sevimli ve telaşsız olarak bilinen Secretariat; ABD doğumlu, safkan yarış atı. Secretariat, katıldığı 21 yarıştan 16’sında birinci olarak adını tarihe yazdırırken birçok kişi tarafından da tüm zamanların en iyi yarış atı.
En önemli rekorları hâlâ kırılamamış olan Secretariat’ın kalbi ise diğer atlara göre iki kat daha büyüktü. Atın ölümü ise ötanazi ile oldu. Ağrılı bir tırnak hastalığına yakalanan Secretariat’ın, tedavisi olumlu sonuç vermeyince 19 yaşındayken uyutuldu.
Secretariat’ın biyografisinin işlendiği bir filmi olduğu gibi New York’ta iki farklı yerde heykelleri bulunuyor.
Bir diğer at heykeli ise tepki amaçlı Büyükada’da
Adalar’da fayton kullanımı sonlandırılmadan önce eziyet çeken hayvanlara dikkat çekmek için Büyükada’ya burnu kanayan at heykeli konulmuştu. Büyükada İskele Meydanı’na hayvan özgürlüğü savunucusu bir grup aktivist tarafından konulan heykelin amacı ise hayvanların resmen kölelik yapıp bunu canları ile ödediğini en net şekilde göstermekti.
Çok geç kalınmış bir karar olsa da 2020’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından faytonların yerine elektrikli araçların gelmesi, eziyetin son bulması açısından sevindirici bir haber olmuştu.
Afganistan’da barışın sembolü hâline gelen Marjan
Kâbil Hayvanat Bahçesi’nin en bilindik simalarından olan Marjan, 1978 yılında Almanya’dan Afganistan’a hediye edilen bir aslan. Afganistan’ın Sovyet işgalini, Taliban rejimini gören Marjan, savaş sırasında cani bir asker yüzünden işkenceye maruz kaldı.
1995 yılında, lafta cesaretini göstermek isteyen bir asker, Marjan ve diğer dişi aslanın inine girdi. Marjan, askeri öldürünce ertesi gün ölen askerin kardeşi ile karşı karşıya kaldı. İntikam almak isteyen asker, ine bir el bombası attı ve Marjan’ın ağır yaralanarak kör ve sağır kalmasına neden oldu. Marjan, o günden sonra ağzındaki yara yüzünden bir daha asla kemikli et yiyemedi.
Marjan, 2002’de yaşlılığı sebebiyle vefat etti. Hayvanat bahçesine gömülen Marjan’ın cenazesine, halktan da birçok kişi katıldı. Ölümünün üzerine ise Çin’den Marjan’ın yerine geçmesi için başka bir aslan gönderildi. Ayrıca Marjan’ın ismi Uçurtma Avcısı başta olmak üzere birçok kitapta yer aldı.
Savaşçı ayı Wojtek
II. Dünya Savaşı’nda Polonya ordusundaki bozayı Wojtek, onbaşı rütbesine terfi etmiş bir hayvan. Erzak ve mermi taşıması, sigara içmesi ve ajanları keşfetmesi ile ünlenen Wojtek, adını ise Slav adı olan Wojciech-Mutlu Savaşçı’dan alıyor.
Askerlerle güreşen, selam vermeyi öğrenen Wojtek, orduya girdikten sonra tüm birimlerin maskotu olmuştu. 1947’de ordudan terhis olan ayı, hayatının geri kalanını Edinburgh Hayvanat Bahçesi’nde geçirdi. 1963’te 21 yaşında ölen Wojtek’in heykeli ise 2015 yılında Edinburgh’daki Princes Street Gardens’a dikildi.
Fare yakalaması ile ünlenen Kazan kedileri
Tataristan’ın başkenti Kazan’da bulunan bu devasa kedi heykelinin tarihi 1700’lere dayanıyor. Rusya İmparatoriçesi Elizabeth Petrovna, Kazan’da hiç fare olmaması sebebiyle 30 Kazan kedisini, Sankt-Peterburg’daki Kışlık Saray’a (şimdiki Ermitaj Müzesi) gönderdi. Kediler, sarayda çoğalan fareleri yakalamak için görevlendirilmişti.
2009 yılında ise kediler anısına, Kazan’ın merkezine çardağın altında yatan bir Kazan kedisi heykeli dikildi. Kedinin boyutları göz önüne alındığında ise birçok fareyi afiyetle mideye götürdüğü aşikâr. Kazan kedilerinin torunlarının ise Ermitaj Müzesi’nde yaşamaya devam ettiği söyleniyor. Ayrıca müzenin de kedi dostlarından oluşan fonu bulunuyor. Mart aylarında kediler için bol yiyeceklerin olduğu tatil günleri düzenleniyor.
Vicdan azabı mı yoksa onurlandırmak mı dedirten heykel
Dünyanın genetik alanında önde gelen üniversitelerinden biri olan Novosibirsk State University bahçesinde deneylerde farelerin kullanılmasına yönelik bir heykel bulunuyor. Heykelin amacı ise insanlığın ilerlemesindeki en büyük fedakârlığı yapanın bu cesur kemirgenler olması.
2013 yılında kampüse eklenen heykelde; gözlüğü, hırkası ve şişleri ile DNA zinciri ören emektar bir fare tasvir ediliyor.
Uzaya gönderilen ilk memeli hayvan Albert II
1949 yılında ABD’nin Holloman Hava Kuvvetleri Üssünden roketle 134 km yüksekliğe uçan Albert II, uzaydaki ilk primat ve ilk memeli olma özelliğini taşıyan bir makak maymunu. Albert’ın, uçuş sırasında boğularak öldüğü söylenirken fırlatılmadan önce uzay kapsülünde sıkışarak ölmüş olabileceği de düşünülüyor.
Albert II, için uzaya giden ilk hayvan denilemez. Çünkü 1947’de meyve sinekleri de roketle uzaya gönderildi ve sinekler canlı olarak döndü. Ancak Albert’tan sonra ölen diğer maymunların da anısına Albert’ın heykeli Riga'daki Kronvalda Park'a dikildi.
Bonus: Heykeli olmasa da gönüllerde taht kurmuş bir diğer dostumuz:
Dikkatinizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: