Yakın Gelecekte "Kaplan Burger", "Mamut Köfte" Yemek İster miydiniz? Vegan Bir Türk Sayesinde Mümkün Olmak Üzere!

“Yediğiniz en ilginç hayvan neydi?” diye sorsak bazılarınızın ilginç cevapları olabilir. Yapılan çalışmalara göre ise gelecekte cevabınız “mamut eti”ne kadar uzanabilir gibi görünüyor.

Hangi hayvanları yiyip yemeyeceğimiz; kültürden kültüre, dinden dine, damak zevkinden damak zevkine göre değişiklik gösterir. Ha eğer vegan ya da vejetaryenseniz, sizin için zaten hiçbir hayvan ‘yemek’ kategorisinde değildir.

Farklı kültürlerden geliyorsanız skala timsahlardan tutun böceklere kadar değişiklik gösterebilir. Söyleyince iğrenç geliyor olabilir ancak bizim kültürümüzde inekleri yemek ne kadar normalse başka kültürlerde de böcekleri yemek inek yemek kadar normal. Hatta bir de Hindistan’a gidin, inek yediğiniz için sizi taşlarlar bile. Peki, kaplan etine ne dersiniz?

Laboratuvarlarda yapay et üretildiğini duymayanınız kalmamıştır.

Ne yazık ki hayvancılık endüstrisinin gezegenimize verdiği zarar çok büyük ve laboratuvar etine yönelmenin en büyük motivasyonu da bu. Bir hayvanı öldürmeden biyoreaktörlere yerleştirilen hayvan parçaları, Dünya için daha sürdürülebilir bir yönteme geçişi sağlarken her yıl sömürülen milyonlarca hayvanı da kurtarma potansiyeline sahip.

Bu laboratuvar etlerinin genellikle tavukla anıldığını duysak da son zamanlarda yapılan çalışmalar mamut gibi soyu tükenmiş hayvanların hücrelerinden kültürlenmiş etlere ulaşabileceğimize işaret ediyor.

Kaplan eti geliştiren Primeval Foods’un CEO’su, vegan bir Türk!

Bora Yılmaz, bir et aşığıyken 2019 senesinde vegan ve beraberinde hayvan hakları aktivisti olmuş. Bir süre sonra bu, ona yeterli gelmemiş ve büyük bir etki yaratmak istediği için kapitalist sistemi kullanmaya karar vermiş.

Bu düşüncenin ortaya çıkmasının ardında ise seneler önce sahiplendiği köpeği yatıyor. Köpeğiyle vakit geçiren Bora şunu fark ediyor: "Neden ona diğer hayvanlardan farklı davranıyorum ki? Hepsi aynı duyguları olan, hissedebilen ve acı çekebilen canlılar. Neden Ace (köpeği) benim arkadaşımken diğer hayvanlar tabağımda kurban ediliyor?"

Kısa bir süre sonra veganlık ve sürdürülebilirlik hakkında araştırmalar yapan Bora, en etkili yaşam biçiminin bu olduğuna karar veriyor ve vegan olmakla kalmayıp girişimlere de başlıyor.

Primeval Foods'un hedefi; raflarda gördüğümüz etlerdeki aynı görünümde, dokuda, proteinde ve lezzette etler üreterek hem ekosisteme verilen zararı azaltmak hem öldürülmek için üretilen hayvanların önüne geçmek. Eh, bunları yaparken biraz da ilginç bir şeyler eklenmesin mi?

Geleneksel etler mi? Aslan eti mi?

Bora, büyük kediler familyasından yetiştirilecek etin, geleneksel hayvancılıktan daha ilgi çekici olacağını düşünmüş. Ayrıca et yemenin “erkeksi” görünmesinden yola çıkarak vahşi hayvanların bu erkeksiliği daha çok tatmin edeceğini de hesaba katmış.

Elbette et yemeyi erkeklikle bağdaştırmak epey gülünç ve Bora da zaten bu konuyu tiye alarak sistemi çok güzel bir şekilde kendi lehine çevirmiş. Böylece vegan etleri “daha az erkeksi” görecek kişiler, lüks bir hayvan etini tercih ederek “erkekliklerini” kanıtlayabilecekler.

Büyük kedilerin seçilmesinin başka bir nedeni daha var.

Büyük kediler, diğer türlerden farklı bir hareket kabiliyetine sahip etoburlar oldukları için benzersiz amino asit ve protein profilleri vardır. Öte yandan filler de devasa kasları olan otçullardır ama yağı da beraberinde getirir.

Yani bir aslan köftesi yeterince yumuşak gelmez ve fil yağlı gelirse, laboratuvar ortamında uygun değişiklikler yapıldığında aslan ve filin dahil olduğu etler yaratmak mümkün!

Yapay etlerin, küresel ısınma ve iklim krizini epey yavaşlatacağı kesin.

Metan gazı adı verilen çiftlik hayvanlarının çıkardıkları gazlar, atmosferdeki sera gazı emisyonlarının %18'inden sorumlu. Bu da demek oluyor ki dünyadaki tüm egzoz gazlarının atmosfere verdiği zarardan daha yüksek. Şöyle de diyebiliriz; 4 kişilik bir ailenin tükettiği et miktarı sonucu oluşan gazlar, 2 otomobilin çıkardığı gazlardan daha fazla.

Ancak yapay etlere geçildiğinde bu sorun büyük oranda azalabilir. Elbette yine hayvanlar kaynak olarak kullanılmaya devam edecek ancak her yıl milyonlarcasının üretilip öldürülmesine gerek kalmayacak.

Vegan etiği, laboratuvar eti konusunda ikiye ayrılıyor.

Hayvanları hayatlarında bir tüketim nesnesi olarak kullanmayı tamamen reddederek buna göre yaşayan veganların bir kısmı, yapay etlerin de kaynağının hayvanlar olduğunu ve hayvanları 'yemek' olarak görme düşüncesini pekiştirmeye devam ettiği için bu etlere sıcak bakmıyor.

Ayrıca bitki bazlı gıdaların et benzeri alternatiflerinin fazlalığını ileri sürerek ayrıca bir yapay ete gerek olmadığını savunuyorlar. (Merak etmeyin, esansiyel amino asitler olduğu sürece bitkilerdeki proteinle hayvanlardaki protein aynı değeri karşılıyor.)

Öte yandan diğer kesim, hayvan yemeyi sürdürenler için en azından hayvan öldürmeden bir seçeneklerinin olmasına olumlu bakıyor. Çünkü hayvancılık endüstrisindeki hayvanlar doğada kendi hâllerinde doğup vadeleri dolduğunda öldürülmüyorlar.

Öldürülmek üzere, çoğu zaman yapay döllenme (bu yöntem tecavüz askısı olarak da geçiyor) yoluyla üretiliyorlar ve birçoğu 2 yaşına gelmeden 'et' oluyor. Bu yüzden bir kesim tüm bunların yaşanması yerine yapay ete daha sıcak bakmayı tercih ediyor.

İnsanlar olarak açgözlü canlılar olduğumuz için bazı endişeler de beraberinde geliyor.

Bu egzotik hayvanların etleri popüler hâle gelirse kaplan etine karşı iştahın artmayacağı ne malum? Bu sefer eline tüfeği alan haydi nesli tükenmekte olan hayvan avına… Herhalde kimse bu ihtimale “Yok be, o kadarı da olmaz.” demez çünkü türdaşlarımızın neler yapabileceğini az çok biliyoruz…

Bu nedenle, laboratuvarda üretilen büyük kedi familyasının etleri yüzünden insanların gezegene ve hayvanlara daha çok zarar verip vermeyeceği konusu hâlâ kafa karıştırıyor. Böyle bir şey gelecekte mümkün olursa siz ne yaparsınız? Laboratuvarda üretilmiş bir kaplan etini yer misiniz?

Kaynaklar: Ifl Science, NetNewsLedgerVox, Primeval Foods, Digital Trends

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: