Araç sahibi olmak, pek çok insan için bir hayal. Ancak bu hayal, Amerika'da kredi borçlarını ödeyemeyenler için bir kâbusa dönüşebiliyor. Çünkü Amerika’da icra firmaları, borçluların araçlarını geri almak için her yolu deniyor. Bu yollardan biri de araçları her yerde takip etmek.
Araçları takip edilen borçlular, kendilerini sürekli izleniyor gibi hissediyor olabilir. Hatta bazıları, icra firmalarının kendilerini taciz ettiğini, tehdit ettiğini veya korkuttuğunu söylüyor. Araç takip sistemlerinin, araçların güvenliğini de tehlikeye attığı iddia ediliyor. Gelin, bu konuya yakından bakalım:
Araç takip sistemleri, icra firmalarının en önemli silahlarından biri hâline geldi.
Amerika’da icra firmaları, borçluların araçlarını bulmak için çeşitli araç takip sistemleri kullanıyor. Bu sistemler; araçların plakalarını, konumlarını, hızlarını ve hareketlerini kaydediyor. Bu sayede icra firmaları, borçluların araçlarını nerede ve ne zaman yakalayabileceklerini önceden planlayabiliyor.
Akla gelen ilk soru ise; bu sistemin, borçluların gizlilik haklarını ihlal edip etmediği.
Araç takip sistemleri, icra firmalarının işini kolaylaştırsa da borçluların gizlilik haklarını ihlal ettiği iddiası da gündeme geliyor. Çünkü bu sistemler, borçluların araçlarını sadece borçlu olduğu zamanlarda değil, her zaman takip ediyor. Bu da borçluların nereye gittiklerini, ne yaptıklarını ve kimlerle görüştüklerini icra firmalarına açık ediyor.
Bazı borçlular; araç takip sistemlerinin kendilerini taciz ettiğini, tehdit ettiğini ve korkuttuğunu söylüyor. Bazı borçlular ise araç takip sistemlerinin; araçlarının güvenliğini tehlikeye attığını, araçlarının çalınmasına veya hasar görmesine yol açtığını ileri sürüyor.
Ancak borçlular tabii ki burada tam olarak mağdur olup olmamayı kendisi seçebiliyor. Öncelikle; borçlular, araçlarının üzerinde takip sistemi olup olmadığını kontrol edebilir. Eğer varsa bunu kaldırmak veya devre dışı bırakmak için bir uzmana başvurabilir.
Bir uzman veya avukat, borçluların haklarını korumak için icra firmalarına karşı dava açabilir veya anlaşma sağlayabilir. Fakat pek çok borçlu bundan haberdar olamıyor ve günün sonunda hiç beklemedikleri bir anda arabalarının söz yerindeyse "kaçırılmasına" şahit olabiliyor.
İcra firmaları için tek yol, takip sistemi de değil. Neredeyse gittiğiniz her yerde sizi tırım tırım arıyorlar desek yeridir.
[GIPHY:NMi5roc6PTSdimV4oc][/GIPHY]
Akla ilk gelen tabii ki eviniz, iş yeriniz veya çok sık uğradığınız kafe veya market. Eğer borcu ödemekten hâlâ kaçıyorsanız gerçekten tıpkı bir polis gibi iz sürüyorlar, hatta olur da aracınızı başka bir sokağa bırakırsınız diye üç sokak ötesine kadar her yeri inceliyorlar. Ancak aracı garajda tutuyorsanız ve bu işi yapan kişi garaja girmeye çalışıyorsa bu, pek çok eyalette suç olarak sayılıyor.
Bu sistem, borcunuzu ödemediğiniz gibi kapınıza dayanmalarıyla işlemiyor; ilk gecikmenizse genelde size sadece bildirim yolluyorlar ancak 2. veya 3. gecikmenizde tam olarak sizi darlamaya başlıyorlar diyebiliriz. Ayrıca aracınızın icralık olduğuna dair size tam üç tane bildirim şekli geliyor:
- Hızlandırma bildirimi: Bu süreç tıpkı Türkiye'de olduğu gibi işliyor, borcunuzun olduğuna dair bir hatırlatma bildirimi geliyor ve ödeme planı yapmanız için aranmanız isteniyor.
- İyileştirme fırsatı: Bu bildirim de tıpkı yukarıdaki bildirim gibi size bir şans daha tanıyor ve kredinizin belirli bir tarihe kadar ödenmesi gerektiğini hatırlatıyor.
- Haciz sonrası bildirim: Dananın kuyruğunun koptuğu nokta bu bildirim çünkü arabanız tam olarak bu süreçten sonra satışa sunuluyor. Aracınız bundan sonra muhtemelen ya açık arttırmada ya da özel olarak satışa sunulacak.
Kaçırılma derken o anlamda değil, tabii ki bunların hepsi yasal bir sürecin parçası. Hatta bu işi yapan kişi sayısı öyle az da değil.
Örneğin bu videoda, bu iş için çalışan birinin olduğunu ve araç sahibinin benzinlikte kısa bir mola verdiğini anlayabiliyoruz. Arabanın yerini şıp diye bulmalarının sebebi de daha önce bahsettiğimiz gibi, takip sistemi. Yani borcunuz varsa ve kaçıyorsanız yerinizi bulmaları öyle çok zor bir iş değil, hatta bazen trafikte bile alabiliyorlar.
Dipnot: Bu yasa, eyaletten eyalete değişebildiği gibi bazen araç sahiplerine geri alma imkânı da tanıyabiliyor.
Yani eğer Amerika'da yaşamak ve orada bir araç sahibi olmak istiyorsanız bu konuya dikkat etmenizde fayda var. Yoksa bir gün kenara çekmiş yemek yerken bir anlığına arabanızı kaybedebilirsiniz. Bu yasa Türkiye'de olsa neler olurdu, düşünmek bile istemiyoruz. :)
Araçlara dair diğer içeriklerimize aşağıdan göz atabilirsiniz:
Amerika'ya dair diğer içeriklerimiz de burada: