Kedilerin, Orta Çağ Resimlerinde Ürkütücü Çizilmesinin Sebebi Neydi? Hayır, Yeteneksizlik Değil!

Orta Çağ tablolarındaki kediler, ciddi anlamda tuhaf ve rahatsız ediciydi. Peki bunun sebebi, dönemin sanatçılarının yeteneksiz olması falan mıydı? Donatello gibi isimleri düşününce ressamların yeteneksiz olduğunu söylemek için bin şahit gerekir. Aslında kedi resimlerinin böyle olmasının ardında çok daha farklı bir sebep var.

Şeytan gibi varlıkları kötücül göstermek için böyle çizseler anlarız. Ama kediler ne alaka? “O minnoş tüy yumaklarını kim sevmez ki? Bu şekilde resmetmelerinin elle tutulur bir sebebi olmalı.” diye düşünmeden edemiyor insan.

Bakalım Orta Çağ eserlerinde gördüğümüz kedi tasvirlerinin korkutucu denebilecek seviyede tuhaf çizilmesinin altında yatan sebep ne?

Kedilerin tuhaf çizilmesinin en büyük motivasyonu, dinî sebeplerdi.

Orta Çağ’da resmedilmiş kedilere bakarsanız “Bunu çizen, hayatında hiç kedi görmemiş olmalı.” diyebilirsiniz. Sanki biri onlara kedinin tasvirini yapmış da onlar da kabataslak çizip boyamış gibi durur.

Mitolojide tanrı olarak bile tasvir edilen kedilerin Orta Çağ’da düştüğü hâller, onlar adına biraz küçük düşürücü olmuş olmalı…

Elbette çirkin yaratıklar olarak tasvir edilmelerinin bazı sebepleri vardı ve bu sebeplerin en önde geleni dindi. Daha spesifikleştirecek olursak, Katolik Kilisesiydi.

Hristiyanlıktan önce kediler, kutsal sayılıyordu.

Hristiyanlık, Avrupa’da yaygınlaşmadan önce kediler; eski Yunanlılar, Romalılar ve özellikle Mısırlılar tarafından aşırı derecede sevilirdi ve kendi dinlerinde genellikle ilahi kabul edilirlerdi.

İsa’yı öldürmekle suçlanan Yahudilerin de kendini kedilere dönüştürerek Hristiyan evlerine gizlice girdikleri ve büyü yaptıkları düşünülüyordu. Bambaşka bir cehalet seviyesi…

Üstelik kediler çoğunlukla “kadınsılık” ile ilişkilendirilirdi. Orta Çağ zihniyetinde kadınlar; günahkâr ve şehvetli olarak tanımlanıyordu.

Eh, bu durum Katolik Kilisesinin hoşuna gitmedi tabii. Güya kediler “sapkın” davranışların başlıca örneğiydi ve eğitilmez, iğrenç yaratıklardı.

Kedilerin şeytanın yolundan giden varlıklar olduğu düşüncesi hâkimdi.

Ayrıca o dönemde “karanlık güçlere” inanma cehaleti daha fazla olduğu için kedilerin karanlıkta görme yetenekleri insanlara endişe veriyordu.

Bu tür bir “gece görüşü”, hayvanların İsa’nın ışığını göz ardı etmeleri ve şeytanın karanlığında yürümeyi seçmeleri anlamına geliyordu. (Gülmeyeceğim..) İşte tüm bu sebeplerden kediler, sanat yoluyla cezalandırılarak çirkin ve garip şekillerde çiziliyordu.

Daha önce, Orta Çağ’daki bebeklerin garip bir şekilde resmedilişlerini ele almıştık. Bunun sebebi de dindi.

[GIPHY:d4e1yOnwApUrn72901][/GIPHY]

Eserlerdeki çocuk figürleri, genellikle İsa’yı temsil ediyordu. İsa tasviri olmayanlar ise İncil’de var olanlarla kısıtlanmış bebek karakterlere dayalıydı.

Hristiyanlık inancında, dünyaya kusursuz olarak gelen İsa’nın büyüdükçe değişmediği ve her zaman aynı kusursuzlukta kaldığına inanılıyordu.

İşte tam da bu nedenden bebekler de yetişkinmiş gibi tasvir ediliyordu. Böylece bebek resmetmenin yaygın yolu hâline gelmişti. Ayrıca o dönemde sanatçılar için gerçekçi ve idealize edilmiş biçimler pek önemli olmadığından ortaya yukarıdaki gibi bebekler çıkmıştı.

İçeriğin tamamını okumak isterseniz aşağıya bırakıyoruz:

Kaynaklar: World History, Met Museum, Art RKL, Cheddar

Orta Çağ ile ilgili diğer içeriklerimiz: