“Başka nasıl dük olayım ben?” diyorsanız bu fırsatı size Sealand sunuyor. Denizin ortasında kendi egemenliği kuran ülkenin tarihinde ise işgallerden yangına kadar pek çok olay var.
Küçük ülkenin kraliyet yöneticileri, e-vatandaşlık vermeye bile hazırlanıyor. “Hangi ülke bu ya, bir göreyim.” diyorsanız sizi Sealand’ın ilginç hikâyesine davet ediyoruz.
Sealand’ın hikâyesi, İkinci Dünya Savaşı’na dayanıyor.
İngiliz hükümetinin Alman işgalcilere karşı Kuzey Denizi’nde inşa ettiği kalelerden bazıları, uluslararası sularda yasa dışı olarak yapıldı. Alman uçaklarını ve füzelerini düşürecek askerler için yapılan bu kaleler, İngiltere’nin doğu kıyısından yaklaşık 11 km uzaklıkta bulunuyor.
İnşa edildiği zamanda hukuka aykırı yapılan kaleler, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından terk edildi ve bir daha Birleşik Krallık tarafından kimse buralarda görevlendirilmedi.
60’larda terk edilmiş deniz kalesine radyo istasyonu kuruldu.
Hukuki anlamda bakıldığında ülke dışı bir bölgeyi temsil etmesi, işgalleri de beraberinde getirdi. 60’ların başında İngiliz ordusunda binbaşı olarak görev alan Roy Bates, “Knock John” adında bir radyo istasyonu kurdu. İddialara göre BBC’nin resmî yayınından daha fazlası yapılıyordu. Amaç, zamanın acımasız yayın kısıtlamalarını aşmaktı.
Birleşik Krallık ve Roy Bates arasında geçen hukuki süreç sonucunda İngiltere bu kalenin yetki alanına girdiğine karar verdi.
Roy, kendine başka bir kale seçti.
Radyo istasyonunu yeniden devam ettirmek isteyen Roy, terk edilmiş kalelerden biri olan Roughs Tower’ı işgal etti. Avukatlarına da danıştıktan sonra dünyanın “Terra Nullius/Kimsenin Ülkesi” iddiası ile kaleyi bağımsız “Sealand” eyaleti ilan etti.
Eşine prenses, kendisine prens ünvanı verdi.
Roy, eşinin doğum günü olan 2 Eylül 1967’de ülkenin kuruluşunu gerçekleştirerek bayrağı göndere çekti ve eşine “Prenses Joan”, kendisine de "Sealand Prensliği" ünvanı ekledi. 14 yaşındaki oğlu Michael ve 16 yaşındaki kızı Penelope ile adanın ilk sakinleri oldular.
İşgaller tabii ki bitmemişti.
Bağımsızlık ilanından kısa bir süre sonra Roy ve oğlu, hazırladıkları molotof kokteylleri ve ev yapımı mermilerle en az yedi işgal girişimini geri püskürttü. Bunların üzerine bir de 1968’de İngiliz hükümeti Sealand’ın ve kıyıların yeni bir ülkeyle ilgili potansiyel sorunlar olduğunun farkına vardı.
Hükümet, Prens Roy’u ortadan kaldırmak için İngiliz ordusunu görevlendirdi. Ordu, savaş gemilerini çok kez Roy’un hak ettiğini iddia ettiği sulara soktu. Birkaç başarısız girişimden sonra ise ordu geri çekildi.
Sealand, İngiliz mahkemesine taşındı.
Prens Michael, hâlâ İngiliz vatandaşıydı ve İngiltere’ye döndükten sonra büyük suçlarla itham edildi. Bu aslında Sealand’ın egemenlik yolunu başlattı. 25 Kasım 1968’deki mahkeme kararı ile Sealand’ın Britanya ulusal toprakları dışında herhangi bir yargı yetkisine sahip olamayacağı beyan edildi. Böylelikle de Prens Roy’un, yeni bir devletin beyanı kabul edilmiş oldu.
Sealand Prensliği Anayasası ilan edildi.
Tarihler 25 Eylül 1975’i gösterdiğinde Prens Roy, anayasa ilan etti. Bunun ardından da adanın ulusal marşı, pulları, Sealand doları için altın ve gümüş paraları geliştirildi, pasaportlar üretildi.
Almanlar tarafından kandırıldılar.
1978’in ağustosunda bir grup Hollandalı ve Alman iş adamları Sealand’a gelerek iş ziyareti gerçekleştirdi. Ancak bu adamların aslında paralı asker olduğu anlaşıldı. Prens Roy yokken elleri ve ayakları bağlanarak Michael kaçırıldı ve Sealand’ı zorla aldılar.
Michael’in Hollanda’ya gidişinin ardından kaçması ile bir özel birim kuruldu ve operasyon gerçekleştirildi. Helikopter saldırısı ile işgalciler savaş esirine döndü. Almanya ve Hollanda hükümeti, esirlerin salınması için dilekçe verdi. İngiltere ise Sealand’ın üzerinde herhangi bir müdahale hakkı olmadığından konuya dahil olamadı. Cenevre Anlaşmasına göre de Prens Roy, esirleri serbest bıraktı.
Ancak Alman vatandaşının Sealand pasaportuna sahip olmasından dolayı ülkeye ihanetten yargılandı. Bir süre hapishanede tutuldu. Almanya’dan gelen diplomatla görüşmelerin ardından esir serbest bırakıldı.
Sealand’a bağımsız bir internet sunucu altyapısı kuruldu.
1999’un başlarında Amerikalı girişimciler, Havenco fikrini sundular. Amaçları, acımasız sansür kısıtlamalarından bağımsız bir internet sunucusu sağlamaktı. ABD, İngiltere ve Avrupa’dan 25 personel, tüm altyapıyı kurmak için Sealand’a geldi.
Farklı politikalar ve yönetimler, Havenco CEO’sunun kişisel sorunları, kaynakların hızlı tüketilmesi sebebiyle Havenco, 2003 yılında kapatıldı.
2006’da bir kişinin hastaneye kaldırıldığı yangın çıktı.
Güç jeneratörlerinden birinin arızası sebebiyle yangın çıktı. Vatandaşlardan biri kurtarma helikopteri ile tahliye edildi. Tedavisinden sonra ise taburcu edildi. Prensliğin, hava-deniz kurtarma ekibiyle kurduğu ilişki ile Sealand’tan hava yolu ile yaralı kaldırma anlaşması yapılmış olundu.
Sealand, uluslararası düzeyde spor dallarında var yer alıyor.
Sealand vatandaşlarının sayısının artması ile erkek ve kadın olmak üzere iki ayrı takım ile Amerikan futbol takımlarını kurdular. Her yıl Birleşik Krallık’ın açık deniz yüzme etkinliğine ev sahipliği yapıyorlar. Dağcılık ekipleri ise Sealand bayrağını en yüksek 4 zirveye taşımış bile. Buna Everest de dahil.
Körling, buz hokeyi, uzun mesafe koşu ise Sealand’ın var olduğu diğer spor dalları arasında.
Çevre dostu bir anlayışları var.
Dünyanın en çevre dostu ülkelerinden biri olarak kabul ediliyorlar çünkü elektriğin yüzde 99’unu rüzgâr türbinlerinden ve güneş panellerinden alınıyor. Tatlı su kaynakları ise yağışlardan elde ediliyor.
Belirli bir ücret ödeyerek leydi, baron veya kontes olabilirsiniz.
Ülke, benzersiz bir hizmet sunuyor ve farklı ünvanlar satıyor. Lord ve leydi olmak için £29,99; baron için £59,99; kont veya kontes için £199,99; kraliçe, Normandiya dükü, Lancaster dükü için ise £499,99 ücret ödeyebilirsiniz.
Sealand vatandaşı olmak mümkün mü?
Buranın vatandaşı olmak bazı kişilere macera dolu gelse de Sealand, şu an için vatandaşlık vermiyor ancak yakında e-vatandaşlık oluşturmayı planlıyor.
Dünyanın en küçük ülkesi olması noktasında Guinness Rekorlar Kitabı’nda bile adı geçen Sealand, ülkeler tarafından egemen bir devlet olarak tanınmasa da siz burada yaşamak ister miydiniz?
Dünyanın farklı yerlerindeki ülkeler hakkında daha fazla bilgi edinmek için okuyabileceğiniz diğer içeriklerimiz: