Işık hızına yakın bir hızda hareket etmek, bilim kurgunun en çarpıcı fikirleri arasında yer alıyor. Peki, ışık hızına yakın bir kutuda olsaydınız etrafta herhangi bir pencere bulunmadan bunu anlayabilir miydiniz? Yapacağınız bu seyahat esnasında neler meydana gelirdi?
Hadi, hep birlikte ışık hızının derinlerine inerek, bu sorunun cevabını arayalım.
Einstein'in Özel Görelilik Teorisi bu soruyu cevaplıyor.
Işık hızına yakın hızlarda kapalı bir kutuda seyahat ediyor olmak hissedilir bir deneyim olmaktan çok, teorik bir düşünce olarak değerlendiriliyor. Einstein'in Özel Görelilik Teorisi; sabit bir hızla hareket ediyor olduğumuzda bu hızı içsel olarak algılayamayacağımızı belirtiyor.
Eğer kutu içinde sabit bir hızla seyahat ediyor isek, hareket halinde olduğumuzu hissedemeyiz. Ancak ivme ya da yavaşlama gibi hız değişiklikleri sayesinde net bir şekilde hissedebiliriz.
Işık hızına bu kadar yakın seyahat etmek değişiklikler de meydana getiriyor.
Bu hızda seyahat etmek zamanla gözle görülür değişikliklere yol açıyor. Zaman genişlemesi olarak isimlendiriken bu durum, seyahat esnasında kutu içindeki zamanın Dünya'daki zamandan daha farklı ilerlediğini işaret ediyor.
Örnek vermek gerekirse Dünya'daki bir saatle karşılaştırılırsa kutu içinde geçirilen süre daha kısa oluyor.
Peki ışık hızında seyahat etmek mümkün mü?
Işık hızına yakın seyahat etmek, günümüz teknolojisi ve fizik anlayışı ile mümkün değildir. Işık hızı, saniyede yaklaşık 299,792 kilometre olan bir hızdır. Albert Einstein'ın özel görelilik teorisine göre ise bir nesnenin ışık hızına ulaşması için gereken enerjiyi sonsuza ulaşması olarak değerlendiriyor.
Sonuç olarak herhangi bir kütleye sahip bir nesnenin ışık hızında hareket etmesi teorik olarak imkansızdır.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz: