Galaksimizin Bugüne Kadar Keşfedilen En Büyük Yıldız Kaynaklı Kara Deliği Bulundu: Güneş'in 33 Katı!

Samanyolu'nda yepyeni bir kara delik keşfedildi. 2000 ışık yılı uzaklıktaki Gaia BH3 isimli kara delik, Güneş'in 33 katı büyüklüğünde olmasıyla galaksimizde şu ana kadar bulunan en büyük yıldız kaynaklı kara delik olarak kayıtlara geçti.

Hız kesmeden devam eden kara delik araştırmaları, evrendeki en büyüleyici şeylerden olan bu cisimler hakkında her gün yeni bilgiler edinmemizi sağlıyor. Gelen yeni bilgiler de Samanyolu Galaksisi içinde yer alan kara deliklere bir yenisini daha ekliyor.

Gaia Teleskobu’ndan elde edilen veriler ile keşfedilen yeni kara delik, Gaia BH3 olarak isimlendirildi. En önemli özelliği ise galaksimizde şimdiye kadar bulunan en büyük yıldız kaynaklı kara delik olması. Çalışma bulguları, Astronomy and Astrophysics üzerinden yayımlandı.

Güneş’in 33 katı büyüklüğünde

2000 ışık yılı uzaklığında Aquila takımyıldızında bulunan Gaia BH3, Güneş’in 33 katı büyüklüğünde olmasıyla bu rekoru kırdı. Önceki rekor, 21 katı büyüklüğünde “Cygnus X-1” isimli yıldız kaynaklı kara deliğe aitti. Araştırmacılar, yakınlarında bu kadar yüksek kütleli bir kara delik keşfetmeyi hiç tahmin etmediklerini belirtti.

Rekorun yıldız kaynaklı kara delikler tarafında kırıldığının tekrar altını çizelim. Yani süper kütleli kara delikler dahil değil. Yakın zamanda tekrar fotoğraflanan ve evrenimizin kalbinde bulunan Sagitarrius A*, Güneş’in yaklaşık 4,3 milyon katı büyüklüğe sahip bir süper kütleli kara delik. Yeni keşfedilen Gaia BH3, onun yanında küçücük kalıyor. Ancak yıldız kaynaklılarla karşılaştırıldığında gerçekten büyük.

Büyük yıldızlar, yaşamlarının sonuna geldiklerinde süpernova patlamalarıyla ölüyorlar. Bunun sonucunda ortaya çıkan kalıntılardan da yıldız kaynaklı kara delikler oluşuyor. Bu kara deliklerin kütleleri, süpernova sırasında her şeyin etrafa saçılması nedeniyle süper kütlelilere kıyasla çok daha düşük oluyor. Bu durum, görüntülenmelerini de zorlaştırıyor.

Araştırmacılar şimdi bu kara deliğin nasıl oluştuğunu inceleyecekler. İlk bulgularda, yıldızının metal açısından zengin olmadığı ya da helyum veya hidrojen gibi elementler içermediği görüldü. Bu da önceki teorilerini destekledi.