Cebelitarık Boğazı, iki kıtayı birbirine bağlayan stratejik bir noktada yer alıyor. Buraya bir köprü inşa etmek, pek çok kişinin hayalini süslüyor.
Tarihsel olarak Cebelitarık Boğazı üzerinde bir köprü fikri, 19. yüzyıldan beri gündemde. Peki neden inşa edilemiyor?
Sorunun cevabı yalnızca coğrafi veya mühendislikle ilgili değil.
Cebelitarık Boğazı, Akdeniz'in Atlantik Okyanusu'na açılan kapısı konumunda olup bu stratejik konumu nedeniyle uluslararası bir öneme sahip.
İspanya, Fas ve İngiltere gibi ülkeler bu bölge üzerinde çeşitli iddialara sahip ve bölgenin kontrolü büyük bir diplomatik hassasiyet taşıyor.
Bu üçlü iddia, bölgede herhangi bir büyük inşaat projesini başlatmayı zorlaştıran faktör olarak ön plana çıkıyor.
Uluslararası hukuk çerçevesinde boğaz, tüm yabancı gemilere serbest geçiş hakkı tanıyan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi tarafından da korunmaktadır.
Cebelitarık ve Fas arasındaki mesafe, yüzmeyle geçilebilecek kadar kısa olmasına rağmen bir köprü inşa etmek büyük mühendislik zorlukları barındırıyor.
Bölge, sık sık şiddetli rüzgârlar ve deniz akıntılarına maruz kalıyor ki bu da potansiyel bir köprü için ciddi tasarım ve dayanıklılık sorunlarına yol açıyor.
Tek sorun rüzgâr ve akıntılar da değil.
Cebelitarık Kayası'nın doğa koruma alanı olması ve arkeolojik öneme sahip olması, herhangi bir inşaat projesinin çevresel etkilerinin detaylı bir şekilde incelenmesini gerektiriyor.
Bu durum, projenin başlangıç maliyetlerini ve zaman çizelgesini önemli ölçüde artırabilir.
Köprünün inşasının, uluslararası iş birliği ve koordinasyon gerektirdiğini de unutmamak gerek. İspanya ve İngiltere arasındaki Brexit sonrası gerilimler, böyle bir projenin siyasi yönlerini daha da karmaşık hâle getiriyor.
Fas'ın da sömürge geçmişinden kaynaklanan çekinceleri, böylesine büyük bir projeye sıcak bakmasını engelleyebilir.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: