Parmaklarımızda bulunan bu küçük ve sert yapılar, sadece estetik bir amaç için değil; günlük yaşamımızda da bir dizi önemli işlevi yerine getirmekle yükümlüler aslında.
Bir anlığına tırnaklarımızın yok olduğunu hayal edelim. Bu sadece estetik bir kayıp olmazdı öyle değil mi?
Bizler, diğer memelilerden farklı olarak tırnaklara sahibiz.
[GIPHY:OqYgtRd727lHcyWGty][/GIPHY]
“Memelilerde de tırnak var ama?” diyebilirsiniz, haklısınız, onlarda da var. Ama onlarınki bir pençe görevini görüyor ve insanlarınkine hiç benzemiyor. Ayda ortalama 3,47 mm uzayan tırnaklarımız, hiçbir memelide göründüğü gibi değil.
Gelelim tırnakların olmadığı senaryoya… Bir kitabın sayfalarını çevirirken veya şu an elinizdeki telefonu aşağı yukarı kaydırırken bunun, yani ince motor becerilerin asıl kahramanı tırnaklarımızdır. Muhtemelen olmadıkları bir durumda da motor becerilerimiz gelişimini tamamlayamazdı.
Küçük nesneleri kavrayabilmek için parmaklarımız yeterli gelmez.
Uzun tırnaklara alışkın kişiler çoğu zaman tırnaklarını kestiklerinde bir süre telefondan mesaj yazamaz. Bunun sebebi motor becerileriyle alakalıdır. Çünkü tırnaklar, bu ince görevleri bizim için yapıyorlar.
Öte yandan sağlığımızla ilgili önemli sinyalleri tırnaklarımızdan alıyoruz. Bir beyazlık gördüğümüzde vitamin eksikliği ya da renk değişimi gördüğümüzde sağlığımızda bir sorun olduğunu kolaylıkla anlayabiliyoruz. Tırnaklarımız olmasaydı olası sorunlarımızı geç fark edebilirdik.
E hâliyle bakterilere de davetiye çıkardı.
Bir bakterinin en kolay kapıldığı yer, eller. Bu yüzden tırnaklarımız olmasaydı daha çok hastalanır, sayısız virüs ve bakteri kapardık. Gereken bakım yapılmazsa enfeksiyon riski şu anda da var fakat tırnaklarımızın olmadığı bir senaryoyu düşününce bu daha az bir ihtimal.
Ve gelelim en can alıcı kısma: Acı eşiği.
[GIPHY:jrj3kPZqBXAW0sHjmP][/GIPHY]
Ayak parmağınızı masaya, kapıya vurduğunuzda ne kadar canınızın yandığını hatırlayın. Bir de bunu tırnaksız bir şekilde yaşadığınızı varsayın. Muhtemelen düşününce bile dayanılmaz bir acı gibi gelmiştir.
Tırnaklarımız, öylece duruyorlar gibi görünseler de aslında acı eşiğimizi olabildiğince hafifletiyorlar. Yaralanmalara karşı tıpkı bir savunma mekanizması görevinde olan bu küçük uzuvlar, hayatımızda sandığımızdan çok daha önemli bir yere sahipler.
Siz siz olun, hijyeninize dikkat etmeyi ihmal etmeyin, hiçbirimiz de bu olumsuz senaryoları yaşamak istemeyiz.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: