Antik Dünyanın En İlginç Şifreleme Yöntemleri: Ta ki Birileri Onları da Kırana Kadar!

İnsanlık tarihi boyunca, bilginin güvenli bir şekilde iletilmesi ve saklanması, hükümdarların düşüşünden savaş stratejilerine kadar pek çok önemli olayın merkezinde yer aldı. Eski uygarlıklar, mesajların yanlış ellere geçmesini engellemek için ise akıllıca ve bazen de oldukça yaratıcı şifreleme teknikleri geliştirmişlerdi.

Spartalıların skytale'inden, Nazi Almanyası’nın gizem makinesine kadar bu gizemli şifreler, ta ki birileri onları çözene kadar dönemin en kırılamaz şifresi olarak kabul ediliyordu.

Yaygın olarak bilinen ve adını tarihe yazdırmış 5 meşhur şifreleme yöntemi:

En eski şifreleme yöntemlerinden biri: Skytale/Spartalılar

Spartalıların en bilindik şifreleme yöntemleri olarak bilinen “sktyale”, basit çubuk ve şerit hâlinde deri kullanılarak gerçekleştiriliyordu.

Mesajı şifreleyecek kişi, belirli kalınlığa sahip çubuğu kullanıyordu. Uzun ve dar şeridi hazırladıktan sonra çubuğun etrafına sarıyordu. Mesajı da şeridin üzerine yatay olarak yazıyordu ve harfler ardışık şekilde şeritte yer alıyordu.

Şifre ise şerit çubuktan çıktıktan sonra artık okunamaz hâlde oluyordu çünkü harfler anlamsız bir dizilime giriyordu. Şifreyi çözmek isteyenin ise aynı kalınlığa sahip çubuk kullanarak şeridi çubuğun etrafına sarması gerekiyordu. Böylelikle mesaj okunabilir oluyordu.

En yaygın bilinen şifreleme: Sezar şifresi

Her harfin alfabedeki belirli bir pozisyon kadar kaydırılmasıyla oluşturulan Sezar şifresi, yer değiştirme şifresi olarak da biliniyor. Mesela harfler 3 pozisyon kaydırıldığında A harfi D yerine, B harfi E harfine dönüşüyor ve bu şekilde devam ediyordu.

Şimdi bakınca bize kolaymış gibi gelse de eksi dönemde oldukça kullanılan bu şifrede kaç pozisyon kaydırılacağı aslında şifrenin anahtarı oluyordu. Diyelim ki kaydırma sayısı 3 olsun. Orijinal mesaj “Hello” iken şifreli hâli “Khoor” demekti.

Mason şifresi olarak da bilinen domuz ağırı şifresi

Her harfi belirli geometrik şekille veya sembolle değiştirilen domuz ağız şifresi, basit ızgaralar veya çaprazlar şeklinde düzenleniyordu.

Izgara şemasında harfler iki 3x3 ızgarada yer alıyordu. Görselde gördüğünüz gibi harflerin yanındaki çizgiler aslında şifreler oluyordu. Aynı şey çapraz şema için de geçerliydi.

Örnekteki harflere ve görseldeki karşılığına bakınca aslında şifrelemeyi daha net anlayabilirsiniz.

Telgraf sisteminin kodu: Mors kodu

Samuel Morse ve Alfred Vail tarafından 1830'larda haberleşme sistemi olarak geliştirilen Mors kodu, kısa ve uzun işaretler (nokta ve çizgi) kullanarak harfleri, rakamları ve noktalama işaretlerini temsil ediyordu.

Görselde de gördüğünüz gibi her harfin bir kodu vardı. Noktalar kısa sinyal demekken çizgiler ise uzun sinyal anlamını taşıyordu. Bu kod; telgraf cihazları, radyo sinyalleri, fenerler veya sesli işaretler gibi çeşitli yollarla kullanılabiliyordu.

Uzun süre kırılamaz kabul edilen Nazi Almanyası’nın şifreleme yöntemi: Gizem makinesi

Gizem makinesi, özellikle II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından kullanılan, karmaşık bir elektro-mekanik şifreleme cihazıydı. Mesajların şifrelenmesi ve şifrelerinin çözülmesi amacıyla geliştirilen makinenin çalışma prensibi ve tarihi, kriptografi dünyasında da büyük öneme sahip.

Yazılan metin makine tarafından otomatik şifreleniyor ve radyo aracılığı ile iletiliyordu. Alıcı da kodlanmış mesajı gizem makinesine yazıyor ve kodu otomatik çözmüş oluyordu.

Son derece güvenli olmasının sebeplerinden biri de Alman ordusunun gönderme ve almadaki makineleri 24 saatte bir değiştirilmesi için gün kodu kitabı yapmasıydı. Bu da 150.000.000.000.000.000.000 kombinasyon anlamına geliyordu.

1930’larda ise Polonyalılar tarafından gizem makinesinin şifresi kırıldı ve bilgi, İngiliz istihbaratına aktarıldı. II. Dünya Savaşı sırasında da makinenin şifresi düzenli olarak kırılarak savaşın seyrini değiştiren önemli bilgiler elde edildi.

Kaynaklar: Science and Media Museum, Science Direct, Dcode, Morse Code, CIA, IBM

Eskilere dair bunları da okumadan geçmeyin: