Tam tabiriyle “ölü taklidi” yapmak da dediğimiz bu durum, beynimizden tutun da evrimsel sürece kadar pek çok sebebe dayanıyor.
Savaşmak veya kaçmak yerine neden donakaldığımızın biraz daha derinine iniyoruz.
Şok anının beyindeki etkisi
Bir tehlike ya da ani bir olayla karşılaştığımızda, beynimizdeki amigdala adlı yapı alarm durumuna geçiyor. Amigdala, duygusal tepkilerimizin merkezi ve tehlikeyi algıladığı anda vücuda "savaş ya da kaç" sinyali gönderiyor.
Ancak, üçüncü bir seçenek daha var: donakalmak. Beynimiz, özellikle de prefrontal korteks bu üç seçenekten hangisinin en uygun olduğunu değerlendiriyor. Eğer kaçmak ya da savaşmak mümkün değilse, donakalmak devreye giriyor.
Donakalmak aslında avcı hayvanlardan kaçmanın veya tehlikeyi algılamayan birinin dikkatini çekmemenin bir yolu olarak evrimsel kökenlere dayanıyor.
Donakalmanın fizyolojik temelleri
[GIPHY:58YtKYX4YSJBZHbUwC][/GIPHY]
Şok anında vücut adrenalin salgılıyor ve bu, kalp atışını hızlandırıyor, kaslara daha fazla kan pompalanıyor ve vücut hareket için hazırlanıyor. Ancak aynı anda parasempatik sinir sistemi de devreye giriyor ve vücudu sakinleştiriyor.
İki sistemin birbiriyle çelişen etkileri sonucunda da kaslar geriliyor ve hareketsiz kalıyoruz. Bu fizyolojik tepki ise potansiyel tehlike karşısında hareketsiz kalarak tehlikenin geçmesini beklememize olanak tanıyor.
Geçmişte, atalarımız avcı hayvanlar karşısında donarak tehlikeyi atlattılar.
Donmak, avcı hayvanların dikkatini çekmemek ve dolayısıyla hayatta kalma şansını artırmak için bir savunma mekanizmasıydı. Günümüzde ise bu mekanizma, örneğin ani bir kaza tehlikesi ya da beklenmedik bir olay karşısında hareketsiz kalarak zarar görmekten kaçınma şeklinde kendini gösteriyor.
Şok anında donakalma durumu, sadece fizyolojik değil psikolojik de bir tepki.
Beyin, ani ve beklenmedik bir durumu algıladığında, olayı anlamlandırmak için zaman kazanmak amacıyla geçici olarak hareketsiz kalıyor. Bu süre zarfında beyin, en uygun tepkiyi belirlemeye çalışıyor.
Ayrıca donup kalan bazı kişiler o anki travmayı ya çok az hatırlıyor ya da hiç hatırlamıyor. Bu da akıl sağlığımızı korumada aslında birer kalkan görevi görüyor.
Donakalmak hayatta kalma içgüdümüzün bir parçası olarak da varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bir dahaki sefere beklenmedik bir durumla karşılaştığınızda ve donakaldığınızda, bilin ki bu, vücudunuzun ve beyninizin sizi koruma yöntemlerinden biri.
Bu içeriklerimize de göz atabilirsiniz: