İsviçre kökenli bir perakende zinciri olarak 1954 yılında Türkiye pazarına giren Migros, o yıllardan bugüne kadar geçen süreçte hepimizin hayatlarına yer edinmeyi başaran dev bir zincir market hâline geldi. Migros'un kuruluş hikâyesini daha detaylı okumak için aşağıdaki içeriğimize göz atabilirsiniz.
1975 yılında Koç Holding tarafından satın alınarak Koç’ların elinde ticari faaliyetlerine devam eden Migros, Koç ailesi için de duygusal bir öneme sahipti.
Koç Holding, yapacağı büyük bir yatırım için 2008 yılında Migros’u Londra merkezli bir yatırım fonuna sattı.
Migros'un %50.83 hissesini Londra merkezli BC Partners tarafından kontrol edilen Moonligh Capital adlı yatırım fonuna 1.9 milyar dolar karşılığında satılması, o dönemde büyük bir yankı uyandırmıştı.
Daha sonra yapılan açıklamalarda Rahmi Koç, satışın stratejik bir hamle olduğunu belitmiş ve yapacakları farklı bir yatırım için paraya ihtiyaçları olduğundan dolayı bu kararı almaları gerektiğini belirtmişti.
Satıştan gelen para ile Türkiye’nin önde gelen petrol rafinerisi TÜPRAŞ satın alınmıştı.
TÜPRAŞ’ın günümüzdeki başarıları ve piyasa değeri düşünüldüğünde başarılı bir hamle olan bu karar, aslında Migros ile duygusal bir bağ kurmuş olan Koç Ailesi için oldukça zor karardı.
Hatta o dönem Vehbi Koç’un kızı Semahat Arsel’in bu satışa karşı çıktığı bile biliniyor.
Semahat Arsel Migros’un satışından dolayı pişman olduğunu belirtiyor.
Arsel, Migros’a karşı duygusal bir bağı olduğunu belirterek Migros'un satışından pişman olduğunu ekliyor.
Migros'un kendisi için çok farklı bir yeri olduğunu ve satıştan sonra bile alışveriş yapmaya devam ettiğini belirtiyor.
Arsel’in bu konudaki ifadeleriyse şu şekilde; "Benim için çok önemliydi. Satıldıktan sonra alışkanlığımdan vazgeçmedim. Hala Migros'tan alışverişimi yapıyorum. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum. Burası en büyük pişmanlığım."
Özetle, Migros'un satışı, Koç Grubu'nun tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor.
Türk şirketleriyle ilgili diğer içeriklerimiz: