Gözümüze tuzlu herhangi bir şey kaçtığında, tuzlu bir denizde yüzdüğümüzde gözlerimizin yanması çok muhtemel. Ancak bildiğiniz üzere, gözyaşımızda da tuz var.
Böyle olmasına rağmen ağladığımızda gözlerimizde bu tuzdan kaynaklı yanma hissi oluşmuyor. Vücudumuzun çalışma mekanizmasına hayret edeceğiniz sebebini anlatalım.
Gözyaşımız, yalnızca tuzdan oluşmuyor.
[GIPHY:imjkgOLwkX2m5zn2N7][/GIPHY]
Gözyaşları, sodyum klörür (tuz) dışında su, protein, lipit ve diğer pek çok bileşiklerden meydana geliyor. Yani tuzdan ibaret olmayan karmaşık bir sıvı. Tüm bu bileşikler, göz yüzeyini nemlendirip koruyarak tuzun etkilerini azaltıyor.
Ayrıca gözün koruyucu katmanlarının önemi de yadsınamaz. Kornea ve konjunktiva adlı, gözyaşı tabakasıyla kaplı olan göz yüzeyindeki iki ana yapı, gözü koruyor. Tabaka, tuzun göz yüzeyine doğrudan temasının önüne geçiyor.
Gözyaşı üretim mekanizması, tahrişi engelliyor.
Gözyaşları, devamlı olarak küçük miktarlarda üretilerek göz yüzeyinde düzenli olarak yenileniyor. Böylece göz yüzeyi sürekli nemli ve temiz kalıyor. Gözyaşının içindeki tuz da birikmiyor.
İşte tüm bu mekanizmalar sayesinde gözyaşımız tuzlu olmasına rağmen ağlasak bile gözümüz yanmıyor. Vücudumuza ve yapabildiklerine bir kere daha hayran kaldık…
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: