Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), dünya genelinde en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında 6. sırada yer alıyor.
Öyle ki, Birleşik Arap Emirlikleri’nin toplam petrol rezervleri yaklaşık 113 milyar varil ve bu rezervlerin büyük bir kısmı Abu Dabi'de bulunuyor.
Dubai’nin toplam petrol üretimiyse Arap Emirlikleri’nin toplam üretiminin sadece %4’ünü oluşturuyor!
Peki bu kadar az petrol üretirken nasıl en zengin emirliklerden biri olmayı başardı?
Dubai'nin ekonomik başarısının arkasındaki en büyük faktörlerden biri, ekonomik çeşitlendirme stratejisini izlemesi.
Yani petrol gelirlerine bağımlılığı en aza indirmek amacıyla turizm, ticaret, finans ve gayrimenkul gibi sektörlere büyük yatırımlar yapan Dubai, bu stratejinin ekmeğini yiyor da diyebiliriz.
Dubai, Burj Khalifa, Palm Jumeirah ve Dubai Mall gibi ikonik yapılarla milyonlarca turisti kendine çekmeyi başararak kendisini dünyanın en lüks turistik destinasyonlarından biri hâline getirmeyi başardı.
Ayrıca şehir, coğrafi konumunun avantajını kullanarak bir ticaret ve lojistik merkezi olarak da kazanç sağlıyor
Vergi cenneti olmasının da etkisi var tabii!
Dubai’nin vergi cenneti olması da yatırımcıları bu bölgede operasyonlarını yürütmeye teşvik ediyor.
Bu sayede yabancı yatırımcıları kendisine çeken Dubai, buradan da büyük bir fayda sağlıyor.
Ayrıca, akıllı şehir teknolojileri ve yenilenebilir enerji projeleri vb. projelere yatırım yaparak ekonomilerini petrolden bağımsız büyüyebilen bir konumda tutabiliyorlar.
Son olarak, Dubai, dünya çapında farklı kültürlerden ve milletlerden insanları kendine çeken kozmopolit bir yapıya sahip olduğundan bu çeşitlilik, şehre dinamizm kazandırarak sosyal yapısının zenginleşmesini de sağlıyor.
Özetle, Dubai’nin diğerlerine kıyasla pek de petrol rezervi olmamasına rağmen en zengin emirliklerden biri olması bölgenin ekonomik gücünün petrole bağımlı olmamasını sağlayacak stratejik yatırımlarla gerçekleştiği görülüyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: