Renault’un uzun yıllardır süren bu iş birlikleri, basit bir sponsorluk anlaşmasının ötesinde bir anlam taşıyor.
Gelin, Renault’nun sinema sektöründeki varlığının nedenlerini ve bu uzun soluklu ilişkinin detaylarını yakından inceleyelim.
Renault ve sinema: geçmişten günümüze bir yolculuk
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/45/52a3f484cc880d9e27510d26d8e48a6edd5b8b30.jpeg][/IMAGE][VIA:A View to a Kill][/VIA][/VIAIMAGE]
Renault, 1898’de kurulan bir otomobil markası olarak, zaman içinde sadece yolların değil, aynı zamanda beyaz perdenin de vazgeçilmez parçası hâline geldi. Sinema sektörüyle olan ilişkisi ise kurulduğu günlere kadar uzanıyor.
Lumière kardeşlerin Boulogne-Billancourt'taki Île Seguin'deki Renault fabrikasının yakınında ilk film stüdyolarını kurması hikâyenin başlangıcı oluyor. Louis Renault, 1899’da, yarattığı ilk arabasını kullanırken filmde görülüyor.
O günden sonra Renault, filmlerin vazgeçilmezi oluyor.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/45/c1aa7e2ca79beb9d28c78a5cfe55337e8e5e1699.jpeg][/IMAGE][VIA:American Sniper][/VIA][/VIAIMAGE]
Claude Lelouch, Steven Spielberg, James Cameron gibi pek çok ismin filmlerinde görülen Renault marka araçlar, James Bond gibi başrol oyuncularına eşlik ediyor. Filmlerde Renault araçları sadece bir ulaşım aracı olarak değil, karakterlerin kişiliğini yansıtan birer simge olarak karşımıza çıkıyor.
Renault, birçok film festivalinin de resmî sponsoru.
Cannes Film Festivali’nin en eski ortaklarından biri de Renault. Bu iş birliği 1983’lere kadar uzanıyor. Venedik, Deauville, Alpe d’Huez, Marrakesh, London, San Sebastian ve Valladolid gibi birçok festivale baktığımızda da karşımıza Renault çıkıyor.
İKSV (İstanbul Kültür Sanat Vakfı) ile iş birlikleri ise 2005’te başladı. O günden beri birçok ünlünün İstanbul Film Festivali’ne ulaşımını da Renault sağlıyor.
Renault’un her yıl yaklaşık 40 aracı 200 adet TV ve sinema filminde yer alıyor.
Marka değerini güçlendiren bir strateji
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/45/9d5a4a6ea4823b755edfbaf293ec7759f91745ca.jpeg][/IMAGE][VIA:Edge of Tomorrow][/VIA][/VIAIMAGE]
Renault’nun sinema dünyasındaki varlığının ardındaki en büyük nedenlerden biri, markanın global ölçekte tanınırlığını artırma ve marka değerini güçlendirme. Sinema, geniş kitlelere ulaşma potansiyeli olan evrensel bir sanat formu olunca da bir filmde yer alan Renault aracı, izleyicinin zihninde o markayı bir yaşam tarzı ve prestij unsuru olarak konumlandırıyor.
Özellikle ikonik sahnelerde görülen Renault araçları, marka imajını güçlendiren ve izleyici ile duygusal bağ kuran unsurlar hâline geliyor.
Teknoloji ve inovasyon vurgusu
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0004/45/b734d9731868f11a41da599342a1217e7d3a35eb.jpeg][/IMAGE][VIA:The Zero Theorem][/VIA][/VIAIMAGE]
Renault’nun sinema dünyasındaki yerinin bir diğer önemli nedeni ise teknoloji ve inovasyon alanındaki öncülüğünü vurgulamak istemesi. Geleceğin otomobillerini yaratma hedefiyle yola çıkan Renault, bu vizyonunu sinema aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırıyor.
Bilim kurgu filmlerinde veya geleceğe dair vizyoner yapımlarda görülen Renault konsept araçları, markanın inovasyon gücünü gözler önüne seriyor.
Yollar ve perdeler arasında süregelen bir iş birliği ile Renault hem yolları hem de perdeleri fethetmeye devam edecek görünüyor.
Bunları da inceleyebilirsiniz: