Brown ailesi, Louise’in tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelmesiyle tıpta âdeta yeni bir çağ başlatır.
Gelin, bu hikâyenin ayrıntılarına bakalım.
Dünyanın ilk tüp bebeği Louise Brown’ın ailesi, 9 yıl çocuk sahibi olma özlemi çekmişti.
Fakat bu isteklerini bir türlü sonuca ulaştıramıyorlardı. Çünkü anne adayı Lesley Brown, fallop tüpü tıkanıklığı ismi verilen ve kadınlarda doğurganlığı büyük oranda kısıtlayan bir komplikasyona sahipti.
Ailenin çocuk sahibi olma arzusu ise Patrick Steptoe ve Robert Edwards isimli iki bilim insanı sayesinde mümkün oldu. Uygun koşullar sağlandıktan sonra her iki ebeveynden sperm ve yumurta örnekleri alındı.Bu örneklerin, laboratuvar koşullarında döllenmesi sağlandı.
Aslında kadınlarda her ay bir yumurta olgunlaşır. Bu yumurta, adet gününden ortalama 14 gün sonra döllenmeye hazır hâle gelerek yumurtalıklardan atılır.
Ancak Lesley gibi rahatsızlığı olan kişilerde ilaçlar sayesinde olgunlaşması sağlanan yumurtalar, özel yöntemlerle kadının vücudundan alınarak petri kaplarına konur.
Petri kaplarında yerlerini alan yumurtalar ise spermin direkt olarak yumurtaya enjekte edilmesine olanak sağlayan aşılama yöntemiyle veya spermlerin yumurtalarla aynı ortama bırakılmasıyla döllenmesi sağlanır.
Döllenme sonucunda oluşan embriyolar, anne karnına aktarılır ve rahme yerleşmesi için gözlemlenir. Eğer embriyo rahme yerleşirse hamilelik gerçekleşmiş olur.
Brown çifti, bu yöntem sayesinde kızlarını 1978’de kucağına alırlar ve Louise Brown, Dünyanın ilk tüp bebeği olarak bilim tarihine geçmiş olur.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: