Aslında çok ilginç bir geçmişe sahip olan bu sloganın temeli de bir idam mahkûmu tarafından atılmıştı.
Kim bilebilirdi, yılların en köklü spor markasına bir slogan olacağını!
1971’de Phil Knight ve Bill Bowerman bir spor ayakkabı şirketi açtılar.
Blue Ribbon Sports adındaki bu şirketin logoya ihtiyacı vardı, bunu da Carolyn Davidson gerçekleştirmişti. Nike’ın logo ve yeni ismine sahip olma hikâyesini aşağıdaki içeriğimizden okuyabilirsiniz.
Nike, 1980’lerde yükselmesine rağmen hâlâ sıradan bir spor ayakkabı markası olarak görülüyordu. Beklenilen ivmeyi yakalayamamışlardı, rakibi Reebok ise pazar payını durmadan yükseltiyordu.
Bir şeyler yapmalılardı.
1988’de bu durumun önüne geçmek için bir reklam kampanyası istense de karşılaşılan sloganlar bekledikleri gibi değildi. Bir düzine çekilen reklam filmleri ise istenilen hissiyatı ve bütünlüğü sağlamıyordu.
Reklamcı Dan Wieden, gazetede tesadüfen okuduğu, iki kişiyi öldüren Gary Gilmore’un son sözlerinde takılı kalmıştı. Soğukkanlı katilin son sözleri “Let’s do it!” (Hadi yapalım!) olmuştu. Wieden, bu cümleyi “Just do it” olarak değiştirerek Nike’ın yıllarca akıllarda kalacak sloganını da bulmuştu.
1988’in temmuz ayında Nike’ın yeni sloganı ile ilk reklamı yayınlandı.
Reklamda 80 yaşındaki Walt Stack’in her gün 27 km koşması ve arka planda “Just do it” yazması büyük bir ilgi toplamıştı. Sloganın bu kadar başarılı olmasını sağlayan şey ise sporcuların hisleriyle örtüşmesiydi. Spor yapanların vazgeçme dürtüsüne karşı bir motivasyon sağlayan slogan, kişinin sınırlarının ötesine geçmesinin bir simgesi olmuştu.
Bu slogan, Nike’ın rakiplerini sollayarak satışlarında patlama yaratmasına neden oldu. 10 yılda satışlarını 877 milyon dolardan 9.2 milyar dolara çıkardı. Bu artış ise ne kadar başarılı bir spor markası olduğunu bir kez daha kanıtladı. Şu an ise hâlâ aynı reklam ajansıyla çalışıyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: