Bunun cevabı ise biraz evrimsel süreçten ibaret.
Ne oldu da dişleri olan kuşların, bu özellikleri ortadan kalktı?
Gagalar, milyonlarca yıllık evrimsel sürecin bir ürünü.
Kuşların ataları, dinozorlara kadar uzanıyor ve bazı dinozorların da dişli ağız yapısına sahip olduklarını biliyoruz. Ancak zamanla, kuşların evrimsel yolculuğunda ağız yapısı yerini daha işlevsel bir yapıya, yani gagalara bıraktı.
Bu dönüşüm aslında hayatta kalma mücadelesinde onlara büyük avantajlar sunuyor. Çünkü gagalar, kuşların beslenme alışkanlıklarına ve yaşam alanlarına daha uyumlu bir yapı sağlıyordu.
Kuşlar gagalarını yalnızca yiyecek toplamak için kullanmıyorlar.
Gagalar, çok amaçlı birer araç gibi. Bir düşünün; bir papağan gagasını hem bir fındık kıracağı olarak hem de dallara tutunmak için kullanabiliyor.
Lezzetli bir meyveyi soyabilir ya da birbirleriyle iletişim kurarken gagaları aracılığıyla şefkat gösterebiliyorlar. Ayrıca gagalar, yumurta yaparken veya yuvayı inşa ederken de işe yarıyor. Yani gagalar, bir kuşun hayatta kalmasında kritik rol oynayan çok yönlü bir işlevi olan organlar.
Dişlerden vazgeçmenin avantajları neler?
Kuşların dişli ağızları yerine gagalara sahip olmaları, ağırlık açısından da avantaj sağlıyor. Uçmak oldukça enerji gerektiren bir eylem ve bir kuşun hafif olması, daha az enerji harcaması anlamına geliyor. Dişler ağır ve sürekli bakım gerektiriyor. Gagalar ise hafif ve kullanımı daha pratik.
Ancak bilim insanları bu konuda biraz tereddüte düşüyor. Bunun bilimsel değil, anlatısal bir bakış açısı olduğunu yönünde düşünceler mevcut. Çünkü eskiden kuşların dişleri vardı ve uçabiliyorlardı.
O zaman nedir bu diş kaybının sebebi? Bir diğer teori ise kuluçka süresinde karşımıza çıkıyor. Dinozor dişlerinin büyüme zamanı incelendiğinde karşımıza 3 ila 6 ay uzunluğunda bir süre çıkıyor. Bu sürenin uzun olmasının sebebi ise yüzde 60 oranında diş gelişimi.
Yani embriyo, dişleri çıkana kadar yumurtanın içinde beklemek zorunda kalıyor ve bu da hem ebeveynler hem de korunma açısından sorun. Temel olarak da embriyonik gelişimin hızlanması ve evrimsel baskı ile dişler ortadan kalkarak kuluçka süreleri de kısalıyor.
Kuşlar dünyasında gaga çeşitliliği, âdeta bir doğa sanatı gibi.
Her bir türün gagası, yaşadığı çevreye ve beslenme alışkanlıklarına göre özel olarak evrimleşmiş. Örneğin, sinek kuşlarının ince, uzun gagaları çiçeklerin derinliklerindeki nektara ulaşmak için oldukça ideal.
Öte yandan, bir şahin ya da kartal gibi yırtıcı kuşların kıvrık ve keskin gagaları, avlarını kolayca parçalayabilecek bir yapıya sahip.
Belki “Neden?” diye sormadınız ancak bundan sonra bir kuş gördüğünüzde ağız yapısıyla ilgili daha fazla bilgi sahibisiniz.
Bunları da inceleyebilirsiniz: