Sabancı ve Koç'un "KEK" Savaşı: Sakıp Sabancı Nasıl Vehbi Koç'un Önünü Keserek Ülkemizin İlk ve En Değerli Polyester Fabrikasını Kurdu?

Türkiye’nin iki dev holdingi, Sabancı ve Koç, sanayileşme hamleleriyle ülkemizin ekonomisinin temel taşlarını oluşturdu. Ancak, 1970'lerin başında, bu iki devin yolları keskin bir rekabetle kesişti. Bu içerikte iki devin polyester sektörüne hâkim olma yarışını anlatacağız.

1960’ların sonu ve 1970'lerin başında ülkemizde sanayileşmenin hız kazanması, Sabancı Holding ve Koç Holding arasında önemli bir rekabetin kıvılcımlarını ateşledi.

Bu rekabetin merkezinde ise polyester sektörüne hâkim olma mücadelesi yatıyordu. Ancak bu mücadele ilerleyen dönemlerde Sabancı’nın Koç’a meydan okuduğu bir savaşa dönüşecekti…

Rekabetin fitili Vehbi Koç'un öncülüğünde, Kimya Endüstrisi Kurumu (KEK) adı altında bir sentetik iplik fabrikası kurma girişimiyle ateşlenecekti.

Aslında Koç Holding’in KEK ismini verdiği polyester elyaf fabrikası kurma girişimini hayata geçirmeye çalıştığı esnada, Sabancı da Sapmaz ailesi ile ortak olduğu bir polyester elyaf fabrikası kurmak için kolları sıvamıştı.

Sabancı’lar Adana’da kuracakları fabrika için çeşitli çalışmaları yaparken, Sakıp Sabancı’nın kulağına Vehbi Koç’un da aynı sektöre adım atmaya hazırlandığı bilgisinin gelmesi Sabancı grubunu biraz ürkütmüştü.

Çünkü bu denli yenilikçi bir girişimin İstanbul’da faaliyete geçecek olması Koç’un bu sektöre hâkim olacağı anlamına geliyordu.

Sabancı’ların gergin bir biçimde Koç’un yeni hamlesini beklediği esnada ise Vehbi Koç’tan beklenmeyen bir ortaklık teklifi geldi!

Vehbi Koç, kurulacak sentetik elyaf fabrikasında Sabancı’yı da yanında görmek istiyordu.

Bu sebeple, taraflar konu ile ilgili bir toplantı yaptılar. Öyle ki, Ankara’da yapılan bu toplantı aslında Sakıp Sabancı ile Vehbi Koç’un birbirlerini gördüğü ilk toplantıydı!

Bu toplantıda teklifler iletildi. Ancak Kimya Endüstrisi Kurumu’nun teklifinin çoğunluk hisseye sahip olmak üzerine olması Sakıp Sabancı için kabul edilebilir değildi.

Sakıp Sabancı, SASA bünyesinde çoğunluk hisseye sahip olmak, yani yönetimi elinde tutmak istiyordu.

Tam da bu noktada Sakıp Sabancı âdeta yumruğunu masaya vurarak çok sert bir çıkış yaptı!

Sakıp Sabancı Koç’un teklifini reddetmiş hatta bunu yaparken oldukça sert bir tavır kullanmıştı.

Kendisinin konu ile ilgili ifadeleriyse şu şekilde; Baktım ki, çok yukarıdan alıyorlar, hiç unutmam, olmayacak bir söz söyledim. “Siz sonunda bir şey yapamayıp bu KEK'i yer bitirir rahat edersiniz...” dedim. Bu toplantıda yumruğumu masaya vuruşum, “Biz sizinle ortak olmayacağız...” deyişim rakiplerimiz tarafından çok yerde söylenmiş.”

Sakıp Sabancı gerçekten de yumruğunu masaya vurmuş ve teklifi reddetmişti. Ancak bu öykü böyle basitçe bitmeyecekti.

Kimya Endüstrisi Kurumu’nun lisansı olmaması Sabancı’nın Koç’a meydan okuyacağı diğer bir nokta olacaktı.

İlgili lisansı almak için başvuru yapan Kimya Endüstrisi Kurumu’nun başvurusu yönetim kurulu üyesi olan Sakıp Sabancı tarafından reddedildi.

Koç grubu çeşitli kurumlara Sakıp Sabancı’nın lisans almaları önünde engel oluşturduğu şeklinde şikayetlerde bulundu ve bir süre sonra beklediği lisansı aldı.

Ancak artık her şey için çok geçti ve Koç Grubu bu lisansı kullanmamayı tercih etti.

Bu süreçte ise Sabancı, ortaklık yerine kendi projesi olan polyester fabrikası SASA’yı hayata geçirdi.

Sapmaz ve Sabancı ailelerinin ilk iki harfini birleştirerek SASA adını verdikleri bu fabrika, Türkiye’de ilk ve tek polyester elyaf üretim tesisi olacaktı.

Sakıp Sabancı bu süreçle ilgili olayı şu şekilde anlatıyor; “KEK'çilerin lisansı yoktu. Odalar Birliği'ne başvurdular, ama ben yönetim kurulu üyesi olarak açıkça karşı çıktım. Onlar beni, lisans almalarını engellediğim gerekçesiyle birçok merciye şikâyet etti. “Sakıp bize lisans verdirmiyor.” diye yaydılar. Sonunda KEK'çilere polyester hammaddesi DMT lisansı verildi. Ama onlar bunu kullanmadı. Sonra bu yatırım da SASA'nın içinde yapıldı.”

Sonuç olarak, SASA Türkiye’nin ilk ve en büyük polyester elyaf üretim tesisi olarak sektöre öncülük etti.

Koç Grubu’nun bu alandaki planlarını bozarak büyük bir stratejik hamle yapan Sabancı, sadece rakibinin önünü kesmekle kalmadı, aynı zamanda SASA’yı Türkiye'nin en değerli şirketlerinden biri haline getirdi.

SASA bugün Sabancı’ların elinde değil ancak şirket hâlâ daha ülkemizin en değerli şirketlerinden biri olmaya devam ediyor.

Kaynak: Sabah, Milliyet

Koç ve Sabancı ile ilgili diğer içeriklerimiz: