Mühendise Sorduk: 10 Yıllık Binalar Bile Yıkılabiliyorken Tarihî Binalar Nasıl Sapasağlam Ayakta Kalabiliyor?

Eski binalar sapasağlam ayakta kalırken genellikle yeni binalar yıkılıyor. Mesela 530’lu yıllarda inşa edilen Ayasofya’yı düşünün. Bunca yıl boyunca nasıl ayakta kalabiliyor? İnşaat mühendisine sorduk…

Özellikle günümüzde ne yazık ki depremler yüzünden sürekli yıkım haberleri duyuyoruz. Bu yıkımlar hem manevi hem maddi oluyor.

Hiç düşündünüz mü, neden eski binalar hep ayakta kalıyorken yeni binalar yıkılıyor? Bu sorunun cevabını, inşaat mühendisinden aldık.

“Eski yapılarda kullanılan malzeme ve yapım teknikleri bugünün şartlarına göre belli başlı özellikler sebebiyle daha üstün konumda.”

İnşaat mühendisinin dediğine göre; her ne kadar günümüz teknolojisi çok daha ileri seviyede olsa da ekonomik ve finansal beklentilerin yanı sıra malzeme tedariği ve artan iş gücü maliyeti sebebiyle yapılar, güvenlik ve uzun ömürlülük dışında birçok konuda beklentiyle yapıldığı için bu konularda eskiye kıyasla bir gerileme gözlemlemek çok doğal.

Malzemelerin etkisini şu şekilde anlatıyor:

“Eski malzemelerin çok fazla alternatifi ve hafifleştirilmiş muadili bulunmadığı için doğadan elde edilen sağlam kaya ve taş malzemeler ve bunların türevleriyle yapılar yapılıyordu. Doğadaki bir taşın ömrü malzemenin de ömrünü belirliyordu. Doğal malzemelerin günümüzde laboratuvar ortamında oluşturulan kompozit malzemelere göre dayanımsal ve birden fazla çevre koşuluna adapte olma konusunda üstün olduğu aşikâr. Bu üstünlük yapıların temel malzemesi olarak kullanıldığında yapıları da üstün kılıyor.”

Yapım tekniklerine de değiniyor:

Eski yapılarda genel olarak belirlenmiş günümüzde de hâlâ geçerliliği olan kemerli tonozlu yapı mantığı ile yük dağıtımı, sağlam malzemeler üzerinde geometrik faydalar göz edilerek yapılıyordu. Bu yük dağıtımı, taşıma dayanımı yüksek malzemelerde geometrik olarak iyi şekilde yapıldığında aralarındaki bağ durumundan ziyade birlikte çalışma prensipleri göz önüne alındığı için hata payları daha düşük seviyelere iniyordu.”

“Günümüzde bunun yerine betonarme gibi beton ve demirin birlikte çalışmasını ve çalıştıkları esnada yük taşıma kapasitelerini kaybetmeden imalat yapma becerileri tam anlamıyla sağlanamıyor. Sağlandığı durumda ise eski yapıdaki güvenlik katsayısının üzerinde bir katsayı yakalanmak amacıyla bir dizayn yapılmıyor. Genel olarak 30 ila 40 yıl deprem hasarına yıkılmayacak şekilde tasarlanıyor."

Bunun sebebi ise hem ekonomik hem hammaddelerin bize sunduğu bilinçli eskitme.

Mühendisimizin aktarımına göre her şeyin maddi karşılığı olduğu günümüz dünyasında yapının işlevini yerine getirmesi ve minimum düzeyde para-zaman harcatması öncelik.

Eskiden ise mentalite para dışında kalıcı bir eser bırakabilmek, devletlerin kendilerini göstermek için sağlam tarihe mal olmuş yapılar yapmak istemesinden. Mesela Ayasofya’nın; hâlâ 21. yüzyıldaki malzemeler, teknik, süre olarak bizlerin merak ettiği ve her gün binlerce insanın ziyaret ettiği unutulmaz bir yapı olduğunu söyleyerek sözlerini bitiriyor.

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: